|
|
Türkçe klavye, millî bir davadır
Türkçe Q klavye diye bir şey uydurdular son yıllarda. Bu, saçmalığın daniskası. "Aslen siyah olan beyaz" derecesinde. Alman ya da Amerikan klavyesinin en ücra köşelerine "ş, ç, ü, ö, ğ" yerleştiriyorlar, oldu da bitti maşaallah! Halbuki F klavye olarak bilinen harf yerleşimi, Türkçe'deki otuz bin kelimenin bütün harfleri tek tek incelenerek, en fazla kullanılan harfler tespit edilmiş, sıraya konulmuş ve F klavye o şekilde ortaya çıkmıştır. F klavyenin babası İhsan Sıtkı Yener'le Hüseyin Gönüllü'nün yaptığı röportaj 16 Mart'ta Hürriyet'te ve Biyografi Analiz'in Mayıs sayısında yer aldı. Yener, şöyle anlatıyor: "Harf inkılabından sonra, üzerinde Türkçe harflerin de bulunduğu daktilolar ithal edilmeye başlanmış. Ancak, her fabrikanın klavyesinde Türkçe harflerin yerleri farklı. Belki 70 farklı klavye dizilişi var. 1928'de resmi dairelerin alacakları klavyelerin aynı dizilişte olmasına karar verilmiş ama o karar başarılı olmamış. 46'dan itibaren Türk dilinin özelliklerine uygun, standart bir klavye geliştirilmesi için resmi makamlara yazılar yazdım. DP'nin yeni seçildiği dönemde, Millî Eğitim Bakanı Tevfik İleri'den randevu alabildim. Onunla birlikte Cumhurbaşkanı Celal Bayar'a gittik. 'Bilimsel bir klavye yapın, sizin yaptığınızı kabul edelim' dediler. Yabancı uzmanların da bulunduğu bir komisyon kuruldu. Türkçe'de kullanılmakta olan tüm kelimelerin istatistiğini TDK'nın kılavuzundan yararlanarak çıkardık. 29934 kelime içinde hangi harften kaçar adet bulunduğunu tespit ettikten sonra, parmakların fiziksel güçleri ve hareket özelliklerini de esas alarak harfleri yerleştirdik. Ellerin kullanım yüzdesini de hesaba katarak yaptığımız klavyede sol el yaklaşık yüzde 49, sağ el de yüzde 51 oranında kullanılacak şekilde harfler yerleştirilmiştir. Türkçe'nin fonetik özelliğine uygunluk açısından sesli harfleri sol elde topladık." Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in Türkçe klavyeden yana tavır koymasına ne kadar sevindiğimi anlatamam. Birkaç kere Q klavye yüzünden nasıl terlediğimi ben bilirim. Yanımda bilgisayar olmadan çıktığım yolculuklarda kâğıda yazdığım yazıyı bir tanıdığın bürosunda yahut internet kafede yazmaya kalktım. Hiçbir yerde F klavyeye rastlamadım. Kontrolsüz ithal edilen bilgisayarların klavyeleri aynen yukarıda izah ettiğim gibi. Tek tek harfleri aramaktan bitap düştüm. İhsan Sıtkı Yener, F klavyenin sağladığı kolaylığı çarpıcı bir örnekle açıklıyor: "1955'ten itibaren uluslararası daktilografi ve steno yarışmaları başlamıştı. Hemen biz de başvurduk ve 1956'da dahil olduk. Öğrencilerim bu şampiyonalarda 28 defa dünya birincisi oldular. Bu birinciliklerin 14'ünde dünya rekoru kırıldı. Hatta Fransızlar itiraz etmişlerdi ilkinde, 'Türkler yarışma için özel olarak tertip edilmiş bir klavye kullanıyorlar' diye. 6 saat süren tartışmalardan sonra, Fransızlar'a 'siz de yapın o halde özel bir klavye' dediler."
Bu kitabı dinlemelisiniz
Genç yaşta tanıştığı İslam'a bağlandıktan sonra Ebubekir Siraceddin adını alan İngiliz yazar Martin Lings, Türkçe'ye tercüme edilmiş bazı kitapları sayesinde geniş bir çevre tarafından yakından tanınan bir yazar ve düşünür. Kuşkusuz en çok okunan ve pekçok dile çevrilmiş olan eseri "Hz. Muhammed'in Hayatı" adını taşıyor. Bu eser aynı zamanda, uluslararası bir 'siret ödülüne' layık görülmüş, ilk kaynaklara dayalı olarak hazırlanmış önemli bir eser. Türkçe'ye de çevrilmiş olan ve ülkemizde de yıllardır beğeniyle okunan bu eser, İnsan Yayınları tarafından "sesli kitap" halinde yayınlandı. Mustafa Demirci'nin seslendirdiği bu eser, 18 kaset, 16 CD ve 1 MP3 şeklinde hazırlandı. Emeği geçenlere takdir ve teşekkürlerimizi sunuyoruz.
KAZANDİBİ... TUKAŞ... OYAK...
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |