AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Yine İş Yasası

Yeni bir İş Yasası'na kavuşmamıza az kaldı gibi görünüyor. Hükümet ısrarlı, CHP'nin ve işçi sendikalarının itirazlarına kulak astığı yok... Yasayı bu haliyle kabul etmeyenlerin gözü, şimdiden Cumhurbaşkanı'nın muhtemel vetosuna çevrilmiş durumda.

Büyük medyanın Meclis'te görüşülmekte olan ve geçen hafta itibariyle 127 maddesinden 108'i kabul edilmiş olan tasarıya ilişkin tavrı "nötr" olarak nitelenebilir. Tarafların (işçi-işveren-hükümet) görüşlerinin adil biçimde yansıtılmasına oldukça dikkat ediliyor. Zaten biliyorsunuz, büyük medya "Cuma tatili" tartışmasında da CHP'yi yalnız bıraktı; anamuhalefet partisinin eseri olan "Resmi tatil elden gidiyor!" yaygarasına hiç iltifat etmedi... Bana sorarsanız, büyük medyanın birçoklarına şaşırtıcı gelen bu "nötr" tutumu asıl olarak yeni İş Yasası'na zaten herkesten çok hükümetin sahip çıkmış olmasından kaynaklanıyor, derim. "Cuma" meselesinin "hafif" bulunmasının asıl nedeni de bu.... Yani bir bakıma "kapitalizm" bu sefer "laiklikten" daha ağır basmış durumda! AKP Genel Başkanı ve Başbakan Tayyip Erdoğan'ın geçen gün Antalya'da "İş güvencesinden önce işyeri güvencesi gelir" şeklindeki açıklamasının altına kim imza atmaz?! Bu konuya döneceğiz; ama önce şu ünlü "Cuma tartışması"yla ilgili birkaç söz daha:

AKP'den Diyarbakır Milletvekili Cavit Torun, "Cuma" tartışması çerçevesinde tatil gününün Pazar olmasını "İsevi bir yaklaşım" olarak yorumlayınca, neredeyse bütün gazeteler bu açıklamayı ünlemli olarak yayımlama yolunu seçti. Torun sanki, pek münasebetsiz bir yorumda bulunuyormuş gibi... Oysa biliyoruz ki, Meclis'te anamuhalefet partisinin de büyük tepkisini çeken bu yorum haddinden fazla yerinde bir yorumdur. Pazar günlerinin tatil günü sayılması tabii ki tamamen "İsevi bir yaklaşım"ın sonucudur. Bizzat şahit olmadıysanız bile en azından mutlaka duymuşsunuzdur. Almanya'da Kiliseler'in Pazar tatiline mutlak süretle uyulması konusunda gösterdiği titizliği bilmeyenimiz var mı? Bu ülkeye sonradan yerleşenlerin Alman şehirlerinde hayretle karşıladıkları o "büyük Pazar sessizliği" tabii ki "İsevi bir yaklaşım"ın sonucudur. Kiliseler haftasonu tatilinin aile hayatındaki önemine o derece önem veriyor ki, bırakın "resmi tatil Pazar" günlerinde işbaşı yapmayı, işyerlerinin Cumartesi günleri bile hiç değilse öğleden sonra 2'ye kadar açık kalabilmesini sağlamak ülkenin yaşadığı en zorlu tartışmalardan birisi oldu.... Yani özet olarak, "tatil yapmak" (Cuma, Cumartesi, Pazar farketmez) tabii ki, insanoğlunun günün birinde öyle tesadüfen ya da "laf olsun" diye karar verdiği bir konu ve gün değildir...

Evet, Erdoğan'ın "İş Güvencesi'nden daha önce işyeri güvencesini sağlamak görevimiz var" şeklindeki açıklamasını gözden geçiriyorduk: Erdoğan'ın bu açıklamayı, sayısını hiç kimsenin kesin olarak bilmediği milyonlarca işsizin bulunduğu bir ülkede "işyeri" sayısının artmasının ne kadar önemli bir konu olduğunu vurgulamak için yaptığı besbelli. İyi ama bu düşünce bu şekilde mi açıklanır? Zaten dikkat ederseniz, bu açıklama çok anlamlı bir açıklama da değil... Çünkü sözü edilen iki "güvence", yani "İş Güvencesi" ve "işyeri güvencesi" birbirlerinin "rakibi" değil ki... İki güvence arasında bir öncelik/sonralık ilişkisi mevcut değil ki... Eğer akılda olan "sosyal politika" tamamen "hür" bir "işyeri" ve tamamen "güvencesiz" bir "iş gücü" düzeni değilse, başta Refik Baydur olmak üzere bugüne kadar "vermeden almaya çok alışmış Türk kapitalistleri"ni bu tür bir açıklamayla zevkten dörtköşe yapmanın ne anlamı var?! (Gördüğünüz gibi mesele burada yine, bugün teğet geçeceğimiz "sağcılık" tartışmasına giriyor!)

Yeni İş Yasası gereğince iş güvencesi kapsamının 10'dan 30 işçiye yükseltilmesi sonucunda sigortalıların yarısı kapsam dışında kalıyormuş. Sayının 10'dan 30'a yükseltilmesi tek başına 831 bin 510 işçiyi daha "güvencesiz" hale getirecekmiş. Siz söyleyin; bu güzel tablo karşısında zevkten bayılmayan patron çıkar mı?! (Bu arada, patronların sayıyı 50'ye yükseltmek istediklerini de hatırlayalım. Ne diyelim; "Allah'tan korkun!")

Yeni İş Yasası gereğince, işveren, ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya iki ay içinde çalışılmayan süreler için telafi çalışması yaptırabilecekmiş. Hem de, bu çalışma süreleri "fazla mesai" sayılmayacakmış. DİSK, bu düzenlemeyle, "zorunlu çalışmanın dayatılacağı"nı söylüyor. Siz söyleyin; bu güzel tablo karşısında zevkten bayılmayan patron çıkar mı?!

AKP'nin "sosyal politikası" bu gönül almalardan mı ibaret?

İsterseniz yazıyı iki ay kadar önce başımdan geçen bir hikayeyle noktalayayım: İki ay kadar önce AKP İstanbul İl Başkanlığı Gençlik Kolları'nın davetlisi olarak çoğu genç yüzün üzerinde dinleyici ile bir araya geldim. Söz dönüp dolaşıp -tabii ki, çünkü çoğu genç!- "İş Yasası"na da geldi. "İş Güvencesi"ne ilişkin onlara özetle şöyle dedim: Düşünün, genç ve "güvencesiz" bir işçisiniz; patron size, bürosuna çağırarak "muhasebeye uğramanızı" söyledi; Hay Allah! Tam da yeni harcamalar yapmış, "İstikbal"den taksitle bir oturma takımı almıştınız; "Ama efendim, nasıl olur, işimde gayet başarılıydım..." filan demeye başladınız; patron "Haklısın ama ne yapalım!" diyerek sizi çoktan unutup bakışlarını önündeki dosyaya yöneltti bile; unutmayın siz "güvencesiz" bir işçisiniz; peki bu durumda içinizden patrona ne demek geçiyor, "Yok öyle keyfilik, mahkemede görüşürüz!" demek istemez miydiniz? Sorumu (hadi biraz da bir uyduralım!) dinleyicilerin tamamı "İSTERİİİİZ!" diye cevaplamaz mı?!

Bu bahsi şu sözlerle kapattığımı da iyi hatırlıyorum: Bu dünyada kimi insan zengin, kimisi yoksul olabilir, kimisi villada, kimisi gecekonduda oturuyor olabilir; kimi patron, kimi işçi olabilir.... Ama bu dünyada kimse bir diğerinin "Efendisi" olamaz ve olmamalıdır.... İşte "İş Güvencesi" de bu "Efendisiz" hayatın bir gereğidir...

Ne dersiniz, AKP teşkilatından gelen söyleşi davetlerinin hepsine icabet etsem mi acaba?


21 Mayıs 2003
Çarşamba
 
KÜRŞAT BUMİN


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED