AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
İKT ve "İslam barış gücü"

İslam Konferansı Teşkilatı'nın Onuncu Zirve toplantısı, İslam dünyasının Irak gibi, Filistin gibi son derece önemli sorunlarla boğuştuğu bir dönemde toplanıyor. Düzenli toplantılarını üç yılda bir gerçekleştiren İslam Konferansı Devlet ve Hükümet Başkanları Toplantısı, kısaca Zirve Konferansı, şimdiye kadar tam dokuz kez toplanmış ve onuncusunu da 17 ve 18 Ekim tarihlerinde Malezya'da gerçekleştirecektir.

İslam Konferansı Teşkilatı (İKT), elli altı üyeli hükümetler arası bir uluslararası kuruluştur. Müslüman ülkeler arasında dayanışma ve işbirliğini geliştirmek, ortak sorunlara çözümler bulmak ve İslam dünyasına yönelik politikalara karşı birlikte mücadele etmek amacıyla 1969 yılında toplanan ilk zirvede alınan kararla kurulmuştur. Türkiye 1976 yılına kadar düşük düzeyde toplantılara katılırken bu tarihte tam üye olarak diğer ülkeler gibi daha aktif bir katılım göstermiştir.

Türkiye hem üye, hem üye değil...

Ne var ki Türkiye'nin İKT ile ilişkileri hala sorunludur. Türkiye hem tam üye, hem de üye değil şeklinde özetlenebilecek bir konumdadır. Teşkilatın sözleşmesine göre bir ülkenin tam üyelik müracaatı izleyen Dışişleri Bakanları Konferansında görüşülüp oylanır. Kabul edilmesi halinde s ilgili ülkenin yasal prosedürüne göre özleşmenin onaylanması üzerine tam üyelik gerçekleşmiş olur. Bu sürecin birinci basamağı, yani Türkiye'nin müracaatı ve Dışişleri Bakanları Konferansının görüşüp kabul etmesi aşamaları gerçekleşmiş bulunmaktadır. İstanbul'da 1976 yılında toplanan Yedinci Dışişleri Bakanları Konferansı'nda Türkiye'nin üyelik müracaatı ülkelerin coşkun alkışlarıyla kabul edilmiş ve bu olay Türkiye'de ve dünyada geniş bir yankı bulmuştu.

Ancak bunun arkasından Türkiye'nin sözleşmeyi Meclis gündemine getirip onaylaması gerekiyordu. İşte bu süreç aradan geçen 27 yıllık bir süreye rağmen gerçekleşmiş değildir. Ne hikmetse konu Meclise gelir ama bir türlü gündeme alınıp onaylama gerçekleşmez.

Buna rağmen Türkiye İKT içerisinde son derece etkin bir konumdadır. Teşkilatın üç daimi komitesinden biri olan Ekonomik ve Ticari İşler Daimi Komitesinin başkanlığını Cumhurbaşkanımız yürütmekte, iki önemli alt kuruluş Ankara ve İstanbul'da faaliyet göstermekte, çalışmalarda önemli bir etkisi bulunmaktadır.

İKT amacına varmış değil...

Bütün iyi niyetli çabalara ve beklentilere rağmen İKT çalışmalarının amaçlanan düzeyde olmadığı, aradan geçen otuz dört yıllık bir sürede çok başarılı olamadığı, hedeflere varamadığı ve hem İslam ülkeleri arasında hem de dünya siyasetinde etkili konuma gelemediği ortadadır. Bu başarısızlıkta pek çok ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel sebep etkili olmuştur. Geride bıraktığımız ilkbaharda İSAV tarafından tertip edilen XXI. Yüzyılda İslam Dünyası ve Türkiye adlı uluslararası sempozyumun ilk oturumunda bu konu tartışılmış ve açıklayıcı değerlendirmeler yapılmıştır.

Tüm İslam dünyasını temsil eden İKT toplantısında Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Irak sorunu için İslam Barış Gücü önerisinde bulunmaktadır. Irak'ta ciddi bir kaos ve nereye varacağı belli olmayan bir kargaşa var ve buna İslam ülkelerinin aralarında tesis edecekleri bir Barış Gücü ordusu ile müdahale etmesini istemektedir.

İlk bakışta son derece makul, rasyonel ve heyecan verici bir teklif gibi gözüküyor. İslam ülkelerinin, İslam dünyasının (Ümmet) kadim bir parçasını oluşturan Irakla ilgili bu can yakıcı kargaşalık karşısında duyarsız kalması düşünülemez. İKT'nin temel ilkesini oluşturan "İslamî dayanışma" buna asla izin vermez.

Ancak böyle bir projenin bugünkü şartlarda gerçekleştirilebilme şansının ne olduğunu düşünmemiz gerekiyor. İslam ülkelerinin katılımıyla İslam Barış Gücü'nün tesisinin imkansız olduğunu bilmek için fazla bir uzman olmaya gerek yok. Bu kadar parçalanmış, birbirine düşman edilmiş, dayanışması son derece düşük, iletişimi zayıf bir dünyanın birlikte hareket etmeleri, ortak bir ordu oluşturmaları imkansızdan öte bir şey. Bunu Gül de, danışmanları da elbette biliyorlar. Fakat bunun önerilmesi bile önemli bir adımdır. En azından gerçekleşmeyeceğini göstermek de bir siyaset olabilir.

İKT'nin bütün zirveleri İslam dünyasının son derece ciddi sorunlarla boğuştuğu dönemlerde toplanmıştır. Onuncusu da böyle bir dönemde toplanıyor. Bakalım sorunların çözümüne nasıl bir katkı sağlayacaktır?


16 Ekim 2003
Perşembe
 
DAVUT DURSUN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED