AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
||
|
|
Bir koyup sıfır almak
İmam-Hatip Okulları'nın varlığından rahatsız olan dini bütün bir Müslüman'a rastlamadım. Gerçek manada demokrat, insan hak ve özgürlüklerine saygılı aydınlar arasında da, diğer meslek liseleri gibi bu okulların da var olmasına, öğrencilerinin, meslekleriyle ilgili ihtiyaca cevap verecek formasyonu almaları yanında isterlerse başka bilim dallarında da yüksek öğrenim alma haklarının bulunmasına itiraz eden yok. Peki bu okullara takan, her kötü, çirkin, zararlı eylemin içinde bu okulların öğrencilerini arayan, bulamayınca iftira eden, sayıları milyonları bulan mensupları arasından birkaç kişi kötü bir şey yapmışsa "İşte İmam Hatipler böyle..." diye şamata yapanlar, "sayıları azalsın, mezunları İlahiyat'tan başka fakültelerde öğrenim görmesin, güvenlik güçleri içinde vazife almasın..." diyenler kimler? Bunlar demokrat olmayan, tektipçi, çoğulculuktan hoşlanmayan; daha doğrusu "diğerleri olsun ama bizim kabul edebileceğimiz İslam dışında bir İslam, bizim tahammül edebileceğimiz bir Müslüman tipi dışında bir Müslüman olmasın" diyenlerdir. İşte bunlar, yakın tarihte İmam Hatipler'le ilgisi kurulan birkaç parti, bugün bir terör eylemi oldu diye değil, İmam Hatip Okulları açıldığı günden beri bu okullara karşıdır. 1952 yılında Konya İmam Hatip Okulu'na kayıt olmak istemiştim, nüfus kaydına göre 17 yaşında olduğum için okul müdürü kabul etmedi, Milli Eğitim Müdürü alın derse alırlarmış, bu bilgiyi edinince müdüre müracaat ettim, müdürün bana söylediklerini hiç unutmuyorum: "Sen akıllı bir gence benziyorsun, başka hangi okulu istersen seni oraya yazdırayım, ama bu küflü kafalıların okuluna girmene izin veremem!" Ben okula girdim, bir süre sonra DP Milli Eğitim Bakanı Celal Yardımcı, bir kolejin açılışını yapmak üzere Konya'ya gelmişti, konuşmasında İmam Hatip Okulu'nu kastederek ve okulun bulunduğu yönü göstererek "Orada karanlıkta kalanlar var, bu kolej güneş gibi orayı da aydınlatacak" demişti. Şevket Raşid Hatipoğlu gibi pek azı müstesna CHP'liler, solcular, Köy Enstitüsü mensupları, yeşil olmayan (!) sermaye... bu okullara, baştan beri hiç iyi bakmadılar. Türkiye'de, elli küsur yıldır iyi kötü bir demokrasi işliyor, bu sayede halkın istediği oldu, bu okulların sayıları arttı, mezunları belli bir tarihten sonra hem İlahiyat hem de diğer ilim dallarında yüksek öğrenim görme hakkını elde ettiler. Muhalifleri fırsat bulunca önce orta kısımlarını kapattırdılar (sekiz yıllık temel eğitim iki kademeli olsaydı diğer meslek liseleri gibi İmam Hatipler'in de, eğitim ve öğretim bakımından daha uygun kaynakları kurumamış olacaktı), sonra da hiçbir vicdanın, hukukun ve insafın kabul edemeyeceği kararlar alıp uygulamalar yaparak hem onların hem de onlar yüzünden diğer meslek liselerinden mezun olanların hak ettikleri üniversitelere girme imkanlarını ellerinden aldılar. Şimdi halkın ve demokrat aydınların büyük çoğunluğunun desteğinde hakkı geri alma mücadelesi veriliyor. Direnenlerin, karşı çıkanların kimler olduğunu yukarıda açıkladık, ancak İmam Hatipliler'i üzen bunların yaklaşımı değil, kendi içlerinden veya ummadıkları çevrelerden çıkan bazı çatlak seslerdir. İmam Hatipler'in din hizmeti ihtiyacına cevap verecek miktarının bırakılması, geri kalanların kapatılmasını dillendiren bu seslerin sahipleri aldanmakta, oyuna gelmektedirler. Onları aldatanlar suret-i haktan görünerek "Bütün okullara, isteğe bağlı olarak Kur'an ve din dersleri konsun, böylece halkın İmam Hatipler'e olan rağbeti karşılansın, ihtiyaç kalmayan okullar kapatılsın" diyorlar. "İhtiyacın karşılandığına" kim karar verecek? İmam Hatipler'e çocuklarını gönderenler değil mi? O zaman bırakın halk, diğer okullarda aradığını bularak çocuklarını İmam Hatipler'e göndermesin, böylece okullar, öğrenci bulamadıkları için kendiliğinden kapansın! Diğer okullara o dersler konduğu halde İmam Hatipler rağbet görmeye devam ederse de açık kalsın; yani okul sayısını arz-talep dengesi belirlesin. Çok büyük emekler, masraflar ve fedakârlıklarla kazanılmış haklarımızı, değerlerimizi, henüz karşılığında daha önemli ve ikamesi mümkün bir şey elde etmeden niçin kaybedelim, niçin verelim? Niçin bir koyup sıfır alalım? İmam Hatipler'in eksiklerinden söz edenlere şunu hatırlatmak isterim: 1. Bunun çaresi ıslah etmek midir, kapatmak mı? 2. Türkiye'de diğer okulların hiç mi eksikleri yok, varsa –ki var ve çoğu İmam Hatipler'den daha geri durumdalar- onları niçin kapatmaktan söz etmiyorsunuz? Lütfen bindiğiniz dalı kesmeyin, geniş ailenizi üzmeyin.
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |