AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Çocukların ölüm aylığından yararlanması

506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun "Eş ve çocuklara aylık bağlanması" başlıklı değişik 68. maddesi hükmüne göre, çocukların ölüm aylığından yararlanması, şöyle düzenlenmiştir:

Çocuklardan, a)18 yaşını, ortaöğrenim yapması halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurmamış olan veya çalışamayacak durumda malul bulunan ve Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıkları'na tâbi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan erkek çocuklarla yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve Sosyal Sigorta'ya, Emekli Sandıkları'na tâbi bir işte çalışmayan, buralardan gelir ve ya aylık almayan kız çocukların her birine % 25'i, b)Belirtilen ve sigortalının ölümü ile anasız ve babasız kalan veya sonradan bu duruma düşenlerle ana ve babaları arasında evlilik bağlantısı bulunmayan yahut sigortalı babanın ölümü tarihinde evlilik bağlantısı bulunmakla beraber anaları sonradan evlenenlerin her birine % 50'si oranında aylık bağlanır.

Sigortalının ölüm tarihinde 18 veya 20 yaşını doldurmuş olup, aylığa hak kazanmamış durumda olan erkek çocuklar, sonradan öğrenim yaparlarsa yukarıda yer alan (a) fıkrasındaki haklardan yararlanırlar.

Sigortalının erkek çocuklarına bağlanan aylıklar, çocuğun 18 yaşını, ortaöğrenim yapması halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını dolduracağı tarihe kadar devam eder. Çalışamayacak durumda malul olan erkek çocukların aylıkları bu yaşlara vardıktan sonra da kesilmez. Ancak aylığı kesilen erkek çocuklardan sonradan çalışamayacak durumda malul olanlara, Sosyal Sigorta'ya yahut Emekli Sandıkları'na tâbi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almamaları şartıyla malullük durumlarının tespitine esas teşkil eden rapor tarihini takip eden aybaşından itibaren yeniden aylık bağlanır.

Sigortalının kız çocuklarına bağlanan aylıklar, Sosyal Sigorta'ya, Emekli Sandıkları'na tâbi işlerde çalışmaya başladıkları veya evlendikleri tarihi takip eden devre başından itibaren kesilir. (Sigortalının ölümünden dolayı aylık ve gelir almakta olan hak sahibi kız çocuklarına evlenmeleri halinde bir defaya mahsus olmak üzere aylık veya gelirlerinin iki yıllık tutarı evlenme yardımı olarak verilir. / İki yıl içerisinde meydana gelen boşanma veya dul kalma halinde bu süre için tekrar aylık veya gelir ödenmez.)"

Yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda okuyucularımızın aşağıdaki sorularını cevaplayabiliriz :

1-Öğretmenlik yapmaktayım. Kız kardeşimin SSK ile bir sorunu var. 1995 yılında babamız ve annemiz, aynı gün ayrı ayrı nedenlerle vefat ettiler. Babamın kendi işyeri vardı. Dükkan annemin üzerinde, babam çalışan işçisi gibi olduğundan SSK'lı idi. Kızkardeşim o zamanlar hem bekar, hem de üniversitesi öğrencisi olduğu için, SSK'dan babam üzerinden ölüm aylığı bağlattık. İzmir'de okuduğundan az çok o parayla biraz de bizim takviyelerimizle idare etti. Derken okul bitti. Bekar olduğu için aylığı almaya devam etti. İş aradık. Bitirdiği branşla ilgili iş bulamadık. Sonunda özel bir şirkette işe başladı. Buraya kadar bir sorun yok. Ancak çalıştığı sürece bu aylığı almaya devam etti. Biz bekar olduğu için bu maaşı almaya devam edecek zannediyorduk. İşe başladığından 2-2,5 sene sonra aylık kendi kendine kesildi. 4-5 ay sonra da SSK'dan bir yazı geldi. "Bir işte çalıştığınız tespit edilmiş olup, haksız yere şu kadar ay aylık almışsınız. Faizi ile beraber şu kadar parayı bir(1) ay içinde ödeyiniz"diyordu, kısaca yazı, miktar da yüksek, o zaman için yaklaşık 7 milyar TL. Bunu bir kalemde pat diye ödememiz mümkün değil. Kızın aldığı maaş belli, bizim yardımımızla da olacak şey değil. Eğer bu işin böyle olduğunu bilseydik hemen çalışmaya başladığı ilk gün gider SSK'ya durumu bildirirdik. Aylığını kestirirdik. Biz şöyle zannediyorduk. İşe başlayınca işveren kardeşimi sigortalayınca SSK bilgilenmiş olur. Ölüm aylığını keser. 2-2,5 yıl aylık kesilmeyince dedik ki "demek ki bekar olduğu için aylık almaya devam ediyor. Evlenince kesilecek." Bizim ihmalkarlığımız bir bilene sormayışımız. Fakat sağa sola sordukça bizim düşündüğümüz gibi cevaplar alıyorduk. Neyse böyle bir şey oldu bir kere. Ödeme ve şartlarını öğrenmek için Aydın SSK'ya gittim. Durumu yetkililere ve yetkili müdürlere anlattım. Bu kasten yapılmış bir şey değil. Bilgisizlikten kaynaklandı. Hatamızı mecburen çekeceğiz, bunu ödeyeceğiz dedim. Ancak hepsini birden ödememiz mümkün değil. Prim borçlarının taksitlendirilmesi gibi 18 aya filan bölelim dedim. Bunun olamayacağını ancak 2-3 taksit yapabileceklerini söylediler. Böyle olsa bile ayda 1,5-2 milyar oluyor. Aldığımız maaşların bile 2 katı nasıl ödeyeceğiz, dedim. Başka bir şey yapamayız sadece sizin adına üzülüveririz dediler. Bir işlem yapılmadan öylece geri döndüm. 3-4 ay daha geçti, üzerine faiz binip duruyor. Sağdan soldan buna benzer örnekleri duyuyoruz. Kimisinin faizleri affedilmiş, kimisin taksitlendirilmesi yapılmış, bize niye böyle bir kolaylık sağlanmıyor. Duyduklarım yanlış mı? Gazetenizin abonesiyim. Köşenizde bu kurumlarla ilgili sorunları olanları ve sizin cevaplarınızı okuyorum. Bizimkine benzer bir şey çıkarabilir miyim diye. Yol gösterirseniz sevineceğim.

Türkiye'de okuyucumuzun kız kardeşinin durumuna benzeyen pekçok olay var. Bunun nedeni de gelir güvenliği arayışı. Ancak etik olarak sorgulanabilir bir şekilde, belirlenmezse diye, gizlenmeye çalışılıyor. Sonra da böyle sorunlar çıkıyor. Bilgisayar ortamında çalışılması nedeniyle bu tür sorunlar artık giderek sona erecektir. Okuyucumuzun kızkardeşinin genel bir niyet ortaya koyarak borcunu ödemesinden başka bir çare yoktur. Kurumun taksitlendirme ilkelerine göre borcunu ödemesi yararınadır. Kanımca bu konuda borçluya yakınları yardımcı (borç vb vererek) olmalıdır.


25 Ağustos 2003
Pazartesi
 
TAHSİN SINAV


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED