|
|
Suçıktı'dan notlar...
Evvelâ, Fuzûlî'nin Hz. Peygamber için kaleme aldığı (su kasîdesi) okundu.. Birkaç yerden çıkıp eğik yatağında çağlayarak cömertçe akan (suçıktı) suyunun sesi kulaklarımızda çınlamakta iken bu nefîs kasîdeyi dinledik.. Fahrikâinât'a bir can ve ruh taşıyan su ile birlikte, içimizde hissettik, onu aşk ve vecd içinde andık.. Metin Mengüşoğlu arkadaşımız, şiiri duyarak inşadetti.. İstanbul'dan, İzmir'den, Bursa'dan, Ankara'dan daha başka yerlerden otuza yakın şâir geldi. Bir kısmı da çoluk çocuğuyla gelmiş.. Dursunbey Belediyesi ve Dursunbey halkı, hepsini en rahat en konforlu bir şekilde misafir etti ve ağırladı.. Programın yürüyüşünü düzenleyen Recep Garip, şairleri, elindeki listeye göre kürsüye dâvet etti.. Onlar da kendi şiirlerini dinleyicilere takdîm ettiler.. Bazı arkadaşlar, kendi şiirlerini değil, başka şâirlerin, herkes tarafından bilinen şiirlerini okudular.. Bu tarz, şölenin maksadına ve mânâsına uygun olmadı.. Bir şâir veya şâir olmayan bir kişi kürsüye dâvet ediliyor.. O da emrivâkî yaparak, başkasını davet ediyor. Derim ki, bundan sonra Dursunbey Belediyesi, bir şiir komitesi veya bir jüri teşkîl etmeli.. Orada okunacak şiirler bu jüri tarafından elemeye tâbî tutulmalı, yalnız edebî değer taşıyan şiirlerin okunması ve herkesin kendi şiirini okuması sağlanmalıdır.. Şâir Ragıb Karcı, bir "çapak" fıkrası anlatarak, "şiiri herkes anlamaz, ancak erbabı bilir" demek istedi, ama, "köylü yahut halk şiirden anlamaz" mânâsına gelebilecek bir cümle sarfedince, iş değişti.. Ve Karcı'nın sözü, maksadını aşmış oldu... Şölen programının çok nefis bir bölümü de (Dursunbey Folklor Eğitim ve Araştırma Derneği) ne mensup gençlerin oynadığı Dursunbey'e ait halk oyunlarıdır.. Bu kadar nefis, bu kadar keskin, bu kadar âhenkli bir oyun görülmemiştir.. Mestolduk, yerimizde duramadık, neredeyse sahneye biz de fırlayacaktık.. Dursunbey halkının sevimliliğine, misafirperverliğine, Belediye Başkanı M. Ruhi Yılmaz'ın insanlığına, idareciliğine ve bilgeliğine hayran olduğumuzu belirtmeliyim.. Şâirleri ve misafirleri iki gün ağırladılar, iaşe ve ibâtelerini deruhte ettiler.. Pazar günü otobüslerle dağa çıkarıp o yeşillik, o çimenlik, o orman içinde şâirleri mûcizevî dağ havasına garkettiler.. Emînim orada hazır olan hiçbir şair, hayatında böyle bir yeşillik ve böyle bir dağ havası, böyle bir dağ güzelliği görmemiştir. Dursunbey'li milletvekili İsmail Özgün, kendisine bir vatandaşın verdiğini bildirdiği bir şiir okudu.. Şiir, hükûmeti tenkîd ve hicvediyordu. Ardından konuşan, Meclis'in hareketli milletvekillerinden Hüseyin Kalkan ise, millî birlik ve beraberliği korumamız, birbirimizi sevmemiz, müzakere ve münakaşaları karşılıklı saygı havası içinde yapmamız gerektiğini söyledi.. İsmail Özgün'ün fırsatları değerlendirmekteki cesaret ve kurnazlığı, Hüseyin Kalkan'ın da millî beraberliği, sevgi ve saygıyı ön plânda tutan ve siyasî münakaşaya girmeyen tutumu takdir topladı.. Ve bir (suçıktı şiir şöleni) daha sona erdi.. Temiz insanlar, temiz havalar diyarı Dursunbey'e selam olsun!.. OSMAN AKKUŞAK
|
|
|