|
|
Esnafın
haline bakın
ve utanın
Bugünkü köşemizde olumlu bir şeyler yazabilmek umuduyla elektronik eşya tamircilerini ziyaret edeyim dedim. Malum, krizle birlikte herşey gibi elektronik eşya fiyatları da aldı başını gitti. Alım gücü yarı yarıya eriyen insanların yeni bir eşya almadıkları için eşyalarını tamire yöneleceğini, dolayısıyla da tamircilerin işlerinin biraz olsun iyi olacağını sanıyordum. Maalesef umduğumu bulamadım. İstanbul'un en merkezi yeri Aksaray'da, en işlek caddelerinden, yaya trafiği ve mahallelerin içiçe olduğu Horhor Caddesi'ndeki Yalçın Elektronik'e uğradım. Kapısı açık olan dükkanın içerisi kapkaranlık. Sanki hayat yok. Tamir masasının başında oturan dükkan sahibi Yalçın Karaman, şaşkınlığımı anlayıp, "İşler bozuk olduğu için elektrik kullanmıyorum" dedi. Kendimi tanıttım, başladık dertleşmeye. Bir dokun bin ah işit derler ya, ben ikibinbir ah işittim desem yeridir. Dükkanın içerisinde tam 20 tane televizyon, bir o kadar da teyp tamir edilmiş sahiplerinin almasını bekliyor. Bir yıldır bekleyen tv'ler var. İnsanlarda para olmadığı için alamıyorlar. Hurdaya verse bile para edecek ama sahipleri genelde mahalle sakinleri olduğu için Yalçın Bey, hatırlatmaya bile çekiniyormuş. Yalçın Bey işlerin durgun olduğundan yakınıyor. Dükkana sanki istirahat etmeye geliyor. Işıkları bile açmıyor. Akşama kadar gelenler sadece dilenciler, fatura ve borç için kapı çalan kişiler. Biz konuşurken bir dilenci kadın geldi. Yalçın, siftah yapmadım deyince bir de beddua işitti kadından... Aslında bütün esnafın hali aynı. Akşam üzeri serinlik çıktı mı kapı önlerine sandalye çıkarıp oturuyorlar. Vergileri ödeyemiyorlar. Çoğunun iş ya da ev telefonları borcundan dolayı kapalı. Kira günü geldi mi borç alıp ödeyebiliyorlar. Yalçın Bey, "Benim babam, emekli astsubay. O olmasa şimdiye kadar 10 kez kapatmıştım dükkanı" diyerek çektikleri sıkıntıyı özetliyor aslında. Elektronik eşya tamircileri depreme kadar para kazanıyormuş, 17 Ağustos 1999'dan sonrası felç. Yalçın Bey'in yazlık evi, arabası varmış, hepsini satmış. Şimdi eve ekmek parası götürebildiğinde kendini en mutlu kişi sayıyor.
Eve tüp alamıyorum Yalçın Bey'in ağzından krizin boyutlarını dinleyelim: "Ben 25 yıldır bu işi yapıyorum. İnanın bir haftadır 15-20 milyonu bulup da evime tüp alamıyorum. Açsalar sınırları ABD'ye, Almanya'ya bir dakika durmam. Para kazanmak istiyorsan kayıtdışı çalışacaksın. Vergi veriyorsan yandın. Bugün ödemesen yarın faiziyle alıyorlar. Yöneticilerin umurunda değil tabiî kendileri maaşlarını alıyorlar tıkır tıkır. Gelsinler otursunlar bakalım bir esnafın dükkanında. Daha dün gözlerimle gördüm, çocuğun biri çöplerden karpuz toplayıp evine götürdü. İnsanlar aç. Ben esnafım, evime 3 kez karpuz alabildim."
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |