|
|
Örümcek baskını
Örümcek' ve 'Torpilbank' haberlerinden rahatsız olan çevrelerin baskısı sonucu, dün akşam saatlerinde bir grup polis Yeni Şafak'a gelerek personele "kimlik kontrolü" yapmak istedi. Önce baskın yapıp sonra arama izni alan polisler giriş-çıkışı tutup saatlerce gazetenin içinde adeta 'karakol' oluşturdular. Son günlerde 'Örümcek' ve 'Torpilbank' haberlerinden rahatsız olan çevrelerin baskısı sonucu, dün akşam saatlerinde bir grup polis Yeni Şafak binasına gelerek, bina içindeki personele "kimlik kontrolü" yapmak istedi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şube Müdürlüğü'ne bağlı olduklarını söyleyen 20 kadar polis memuru Yeni Şafak'ın Bayrampaşa semtinde bulunan merkez binasına zırhlı araçlarla gelerek bina girişini kapattı. Polisler, ellerinde Cumhuriyet Savcılığı'ndan verilmiş bir arama izni olmadığı halde kapıdaki güvenlik görevlilerini tehdit ederek zorla içeri girdiler. Gazeteye giriş-çıkışların yasak olduğunu bildiren polisler kimlik kontrolü yapmak istediler.
Gazeteye karakol kurdular
Gazete yöneticilerinin ikazlarına da aldırmayan polisler binaya giren ve çıkanların üstlerini arayıp, kimlik kontrolü yaptılar. Bu sırada binaya gelen gazetemizin Ankara temsilcisi ve yazarımız Fehmi Koru'yu bile taciz ederek kimlik yoklamasına tabi tutan polis memurları "Bizim vazifemiz. Arayacağız" diyerek aldıkları talimatı dile getirdiler. Gazetemize evrak getiren kuryeleri de taciz edip cep telefonlarını kapattıran polisler, içeri girenlerin yeniden dışarı çıkmalarını da bir süre engellediler.
Önce baskın sonra karar
Gazetemiz yöneticilerinin "haneye tecavüz" uyarısında bulunarak "arama izni" konusunda ısrarlı olmaları üzerine DGM Nöbetçi Cumhuriyet Savcısı Mustafa Varol'u telefonla arayan polislerin amiri, "Dosya bizden çıktı. Size arama izni veremem" sözü üzerine bu defa İstanbul Nöbetçi Cumhuriyet Savcılığı'ndan arama izni almaya çalıştı. Aradan iki saat geçtikten sonra arama izni alan polisler daha sonra da "Basın gitmezse arama yapmayız" diyerek bina içinde varlıklarını sürdürmeye devam ettiler. Daha sonra gazete binasında arama yapan polisler, aradıkları kişileri bulamayınca bir tutanak tutarak ayrıldılar.
Medya akın etti
Yeni Şafak'a baskın haberi bir anda medyanın da gündemine oturdu. İnternet siteleri haberi flaş olarak izleyicilerine duyururken, basın ve televizyon kuruluşları muhabir ve kameramanlarını gazetemize göndererek baskını bizzat tesbit ettiler.
Gazemiz sahibi de taciz edildi
Bu arada, Gazetemiz Sahibi Ahmet Albayrak, özel otomobiliyle seyir halindeyken Fatih'te yine aynı Organize Şube'ye ait polisler tarafından taciz edildi. Otomobilde arama yapmak isteyen polisler, daha sonra uzun tartışmalardan sonra ayrıldılar.
Bakan Yücelen: Haberim yokBu arada, Ankara Temsilcimiz ve yazarımız Fehmi Koru, İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen'i arayarak durumdan haberdar etti ve bu rezalete son vermesini istedi. Yücelen, olayın "kendisinin bilgisi dışında" meydana geldiğini ve "duruma el koyacağını" bildirdi. Ancak, daha sonra Koru'yu arayan Yücelen, "Mahkemeden arama izni almışlar" diyerek topu adalete attı.
Hür basına baskın kabul edilemez
Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Selahattin Sadıkoğlu ile Genel Müdürümüz Mehmet Atalay, konuyla ilgili bilgi almak için gelen basın mensuplarına açıklama yaptılar. Gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Selahattin Sadıkoğlu, dün 16.30 sularında İstanbul Organize Suçlar Şube Müdürlüğü ekibinden olduklarını öne süren yaklaşık 20 polisin, Yeni Şafak Gazetesi'ni bastıklarını söyledi. Örümcek Ağı Operasyonu'nu konu edinen "Örümcek Ağı" isimli yazı dizisine, Ankara 1 No'lu DGM Nöbetçi Hakimliği tarafından yayın yasağı getirildiğini hatırlatan Sadıkoğlu, "Yüce Mahkemenin aldığı bu karara, yazı dizisini tefrika etmeden saygı ile uyduk. Bu çerçevede yaptığımız yayınların bazı kesimleri rahatsız ettiği, bu baskınla ortaya çıktı. Basın hürdür, sansür edilemez ve gazeteler baskın kabul edilemez. Çok acıdır ki bugün basın sansür edilmiştir. Personelimiz baskı altında tutulmuştur" diye konuştu. Gazete binasına gelen polislerin, arama yapmak talebinde bulunmaları üzerine, arama izninin olup olmadığını sorduklarını anlatan Sadıkoğlu, polislerin DGM'nin talimatı doğrultusunda hareket ettiklerini açıkladıklarını kaydetti. Bunun üzerine DGM'nin arama iznini sorduklarını belirten Sadıkoğlu, DGM Nöbetçi Savcısı Mustafa Varol'un da konuyla İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nın ilgilendiğini belirttiğini söyledi. Sadıkoğlu, olayın İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen'in de bilgisine sunulduğunu ifade ettiği konuşmasında, emniyet görevlilerinin aradığı Muzaffer Albayrak'ın binada olmadığını ve gazete ile bir bağlantısının bulunmadığını da sözlerine ekledi.
Demokrasi ayıbı
Gazetemizin Genel Müdürü Mehmet Atalay ise "Sorulan isimler bahane. Asıl olay Örümcek Ağı ile ilgili. Bu konuda ürken fincancı katırlarından da etkilenmeden sürdürdüğümüz bir yayın doğrultumuz var" dedi. Yeni Şafak'ın korkutulmak ve sindirilmek istediğini kaydeden Atalay, şöyle konuştu: "Aramak istedikleri kişiler arasında 40 yıldır sarı basın kartı taşıyan fikir işçileri vardır. Bu insanlar, bu ülkede kamu hizmeti gören ve bu ülkenin güvendiği insanlardır. Tarihte, bu şekilde taciz edilen gazete sayısı bir elin parmakları kadar azdır. Bu demokrasi ayıbıdır" Atalay, binaya giriş çıkışlarda kimlik kontrolü yapan polislere bu görevi veren kişiler hakkında "görevi suistimal"den suç duyurusunda bulunacaklarını da sözlerine ekledi. İlerleyen saatlerde yazı işlerine kadar giren polislerin arama yapmakta ısrar etmeleri üzerine genel müdürümüz Mehmet Atalay, "Buyrun o zaman Fehmi Koru yan odada. Ondan başlayın aramaya" dedi.
Koru: Sıkıyönetim döneminde bile bu olmadı
Gazetemiz yazarı Fehmi Koru basın mensuplarının soruları üzerine, aslında bugün yazı yazma günü olmadığını belirterek, "Ancak böyle mühim bir olayda birşeyler yazmayı görev addettim" diye konuştu. Gazeteye yönelik baskını değerlendiren Gazetemiz Ankara Temsilcisi ve Köşe yazarı Fehmi Koru, bu tarz olayların sıkıyönetim dönemlerinde dahi yaşanmadığının altını çizdi. Koru, baskının arka planında bir süredir Yeni Şafak'ta yayınlanan ve kamuoyunda büyük yankı uyandıran "Örümcek Ağı Operasyonu" ile ilgili haber olduğunu kaydetti. İçişleri Bakanı'nı da aradıklarını ifade eden Koru, "Ama ne kadar ilgilendikleri ortada" dedi.
Bir telefon ihbarıyla baskın yaptılar
Türk basın tarihine kara bir sayfa olarak geçecek olan Yeni Şafak'a yönelik çirkin baskının ardından düzenlenen tutanak, İstanbul Emniyeti'nin yanlışlarla dolu geçmişine bir yenisini ekledi. Polis tuttuğu tutanakta şok baskını, emniyete gelen ve ismi cismi bilinmeyen sıradan bir ihbar telefonu üzerine gerçekleştirdiğini kaydetti. Polisin bu inanılmaz gerekçesi, "minareye kılıf uydurmak" olarak değerlendirilirken, akıllara "Acaba İstanbul polisi her aldığı sıradan ihbarlar üzerine bu tür baskınlara mı girişiyor ?" sorunu getirdi.
Biri telefon etti, bastık...
Genel Müdürümüz Mehmet Atalay ve Genel Yayın Yönetmenimiz Selahattin Sadıkoğlu'nun huzurunda hazırlanan tutanağı Emniyet Amiri Kemal Karademir, Başkomiser Ayhan Altok ve Organize Suçlar'da görevli diğer polisler imzalarken, baskına gerekçe olarak da akıllara durgunluk verecek bir gelişme gösterildi. Polisler çirkin baskının sözde gerekçesini şu notla düştü: "05. 01. 2002 günü saat: 11.45'te şubemiz hizmetlerinde kullanılan 636 17 34 numaralı telefonu arayan ismini vermeyen erkek bir şahsın 'Kazım Albayrak ve Muzaffer Albayrak isimli şahıslar şu anda Bayrampaşa'da bulunan Yeni Şafak Gazetesi'nde bulunuyorlar' diyerek telefonu kapatması üzerine ismi geçen şahısların bulunması için belirtilen adrese gelindi. Yapılan kontrol ve aramalardan sonra adı geçen şahıslar bulunamadı..."
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv Bilişim| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |