|
|
Bir yılda çok şey oldu
Bana, "2001 yılını neyle hatırlayacaksın?" diye soracak olursanız cevabım hazır: "2001 başında, Amerikan vatandaşı olan bir Arap, liyakatine bakılarak başkanın korumalığına atanabiliyordu; aynı yılın sonunda, başkanın koruması olan Arap görüntülü biri, Müslüman adı taşıdığı için, uçaktan indirilebildi." Başı ile sonu arasında bu denli farklılık yaşanan bir ikinci yılı ben hatırlamıyorum...
2001 yılına damgasını vuran olayın kahramanı 'gizli servis ajanı', Noel tatilini Teksas'taki çiftliğinde geçiren Başkan George W. Bush'u korumak üzere yola çıkmıştı. Washington yakınlarındaki Baltimore'dan Dallas'a gidecek uçağa bindi, ancak görünüşünden kuşkulanan pilot, "Ben bu adamla uçmam" dediği için, seyahati başlamadan bitti. Amerika bir haftadır, "Arap asıllı olduğu için pilot tarafından uçaktan indirilen başkanın koruması" olayını konuşuyor...
Önceki gün, gazetecilerle görüşürken, Bush'a, "Korumalarınızdan birinin uçağa binmekten alıkonulması sizi üzdü mü?" sorusu yöneltildi. Bush'un cevabı şu oldu: "Evet, üzüldüm. Bu sabah kendisiyle konuştum ve ona yanıbaşımda durduğu için ne kadar onur duyduğumu söyledim. Kendisi burada, çiftliğimde ve beni koruyor. Tabii üzüntülüyüm. (..) Ne olduğuna dair bir soruşturma sürüyor. O muameleye mâruz kalmasının sebebi etnik kökeniyse, ki bu olabilir, bu durum beni çılgına döndürebilir."
İçinizden geçeni duyar gibiyim: ABD'deki 'İslâm terörü çılgınlığı' biraz da Bush'un eseri; Ortadoğu kökenli herkesi 'potansiyel suçlu' görme onun çıkışlarıyla başladı. Kimler tarafından yapıldığı, plancıları tam bilinmeyen bir terör eylemi üzerine başlattığı kampanyaya, sonradan pişman olup caysa da, 'Haçlı Savaşı' adını koyan kendisiydi. Ne zaman ağzını açsa, "Aman Sayın Başkan, suçlamanızı genişletmeyin, Arap ve İslâm Dünyası'ndan dostlarınız alınabilirler" uyarısını yapan danışmanlarına rağmen, rencide edici sözler söyleyen de o. Aralarında 150'den fazla Türk'ün de bulunduğu binden fazla insan dört aydır gözaltında; sırf Ortadoğu kökenli oldukları için...
Sizin içinizden geçenler benim de düşüncelerim... Ancak, Başkan Bush, sistemin bütün güvenlik testlerinden geçmiş, en hassas görevleri yapma iznine sahip, yedi yıldır Beyaz Saray'da koruma olarak çalışan bir ajanın uçaktan indirilmesi ile biraz olsun ayılmışa benziyor. Güvenlik derdi zıvanadan çıktı. Bugün başkanın korumasına uçma izni vermeyen pilot, yarın...?
Amerika'da sistemin yanlışlıklarını izleyen sivil toplum kuruluşları var. Başkanın koruması ile ilgili olayı Amerikan kamuoyuna duyuran da, merkezi Washington'da bulunan The Council on American-Islamic Relations (CAIR) adlı örgüt oldu. 11 Eylül sonrasında, CAIR'ın dikkatine sunulan ve değişik devlet daireleri nezdinde takip ettiği ayrımcılık olaylarının 160'a vardığını da bu vesileyle öğrenmiş oldum...
CAIR'in sağladığı bilgiye göre, güvenlik mülâhazasıyla adı açıklanmayan bir ajan, Başkan Bush'un çiftliğinde koruma görevini üstlenmek üzere Dallas'a uçmak için, 25 Aralık günü, Baltimore Havaalanı'na geldi. Amerikan havacılık kuralları, güvenlik görevlilerinin, önceden haber vermek şartıyla, sivil uçaklarda silâhlarıyla seyahat etmelerine izin veriyor. Ajan, gerekli belgeyi doldurup pilotu varlığından haberdar etti. American Airlines şirketi yetkilileri ajanın kimliğini birkaç kez gözden geçirdi ve doğrulattı. Ancak pilot, Müslüman ismi taşıyan ve Arap olduğu görüntüsünden belli ajanı yine de uçaktan indirdi. Palas pandıras indirildiği için ceketi içeride kalan ajan, "Bâri ceketimi alayım" dediğinde, aynı pilotun, "Ben o adamı bir daha uçağımda görmek istemiyorum" tepkisini verdiği görüldü.
Amerika'yı bilenler, 11 Eylül öncesi, böyle bir ayırımcılığın pilotu cezaevine gönderecek çapta büyük bir suç olduğunu kabul edeceklerdir. Ayırımcılık, kendisini 'ergitme kabı' olarak tanımlayan ve her yıl dünyanın dört bir tarafından binlerce insana vatandaşlık dağıtan Amerikan sisteminin en temel ilkelerine aykırı çünkü... Ancak, bu büyük cürmü işleyen American Airlines şirketinin sözcüsü, "Eğer bir uygunsuzluğa sebep olduysak ajandan özür dileriz" açıklamasıyla yetindi.
Bu vesileyle öğrendim: Gizli Servis ajanlarının târifeli uçaklarla seyahat etmesi âdettenmiş. Bir araştırma, 2000 yılının herhangi bir üç ayında, en az onbin gizli servis ajanının böyle uçuşlar yaptığını ortaya koymuş. Aynı araştırma, havaalanı güvenliğinin sahte kimlikler konusunda fazla uyanık davranmadıkları da ortaya çıkarmış. Bir yetkili, "Deneme için sahte kimlikle havaalanına giden elemanlarımız, bütün noktalardan aranmadan geçmeyi ve uçağa binmeyi başardılar; hem de üzerlerinde envâ-i çeşit patlayıcı madde ve silâh bulunduğu halde..." demekte...
Sahte kimlikleri fark etmeyen, silâhlara ve patlayıcı maddelere göz yumulan havaalanları, şimdilerde, Müslüman adı taşıyan, Ortadoğu kökenlilere kapılarını şiddetle kapalı tutuyor; geçmeye çalışana karşı acımasız davranıyor...
Amerika, bir yılda, işte bu hale geldi. Yılın başında, Beyaz Saray, "Başkanın korumaları arasında her dinden, her coğrafyadan görevliler var" diye övünüyordu; şimdi ise, Başkan Bush, "Korumamın uçaktan indirilmesinden duyduğum üzüntüyü anlatamam" demek zorunda kalıyor...
Bu olay ders olsa bâri...
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |