|
|
Mutluluğun izini sürüyorsan acının yolunu öğreneceksin
"Geride bıraktığımız yılın en acı en tatlı olayları" diye başlayan tasnifler hangimiz için bir anlam ifade ediyor? Birisinin "acı"sı ile bir başkasının "tatlı"sı birisi ya da bir başkasını ne kadar ilgilendiriyor? Cevabı belli... Kim acıdan ve mutluluktan ne anlıyorsa ve bu kelimelere ne kadar yakınsa, o kadar. Peki, yakın olmamak mümkün mü? Onun da cevabı belli: Asla değil! Kelimeler, kuyrukları bazen birbirine dokunarak hayatın içinde kendi yolunda sürüklenip giderler. Ama mutlaka birgün gelip insanlara dokunurlar. Acı dokunduğunda iz bırakır; mutluluk ise yüzlerce acı dokunuş pahasına bir dokunuş vaadiyle peşinden sürükler. Kelimeler insanları sürüklerler ama sürüklenenler birbirlerinin dostu olamazlar. Çünkü ölüm, dehşet, acı, öfke ya da mutluluk ya da tebessüm; asla iki kişi için bile aynı anlamı ifade etmez. Sadece birisinin gözyaşı diğerinin kahkahası olduğu için değil, her insan başka bir dünya olduğu için. Ölüm kimine sıradan gelir, kimine ölümden bile beter... Acı kiminde geçer, kimini zamanın sonsuzluğuna mıhlar kimini de deler geçer. Mutluluk da öyledir... Bir tebessümün mutlu ettiğiyle, kahkahalar içinde mutsuz olan aynı saftadır. Biz ikisini de mutlu sanırız. Dünyanın en büyük, en donanımlı istihbarat teşkilatlarının denetiminden sıyrılıp ikiz kulelere iki uçağı çarptırmaktan daha zekice ve daha acımasız bir terör eylemi olabilir mi? Bir "terör eylemi" olarak adlandırmaya elbette dilimiz varmaz ama, "geride bıraktığımız yıl içinde" Manisa'da iki yaşındaki Merivan'ın açlıktan ölümü, insanın insana teröründen başka nedir? Sadece iki-üç istihbarat teşkilatını atlatarak değil, 70 milyon kişinin sessiz tanıklığıyla gerçekleşen bu cinayet tanık olduğumuz hangi ölümden daha az şaşırtıcıdır? Bu cinayete "ihmal" süsü verip, ekonomik krizi hafifletici sebep saymamız gerçeği asla değiştiremez. Her yılın en acı olayı hep aynıdır ve bu da ateşin düştüğü yerde yananların acısıdır. Olup-biteni televizyon ekranından seyredenlerin değil. Mesela, hiçbir değerli nutuk ikiz kulelerde ölenlerin yakınları için kulelerin yıkılışının doğurduğu siyasal sonuçları; enkaza gömülen kardeş, oğul, anne babanın artık hatıralara emanet edilen varlıklarından daha önemli kılamaz. Merivan geride bıraktığımız yıl içinde açlıktan öldü ama onu ölümün kucağına ittiğimiz bu uğursuz yıl takvimlerden silinip gitse de, vicdanlardan silinemez. Tıpkı Konya Akkise'de bir akşam vakti hayatının geride kalan kısmı için iki hafta sonra başlayacağı askerlikten itibaren planlar kurarken, sorumsuz bir jandarma subayının kurşunlarıyla can veren genç gibi. Onun ölümü, "sorumluların er ya da geç yargı önünde hesap verecekleri" vaadedilen bir istatistikten ibarettir ama annesinin, babasının, nişanlısının yüreği bu donuk ifadeyi söylemeyi ebediyyen reddedecektir. "Geride kalan yıl" onu kahredici bir sorumsuzlukla alıp götürdü, birkaçımız sinirlendi, birkaçımız biraz kalem oynattı ve sonra gidip yattı. Oysa, o geceyle kuşatılanlar ve ölüm haberini aldıkları anı tekrar tekrar yaşayanlar için artık hiçbir şey bu ölümden daha önemli olamaz. Her ölüm sonuçta bir istatistik olmaya mahkumdur ama geride sadece rakamlar kalmaz. Mesela ayrılık da öyledir. Bir ayrılığın haberini duyarsınız, vaktiniz varsa birkaç kelime edecek kadar üzülürsünüz yoksa duyduğunuzu bile unutursunuz. Oysa, ayrılan için nerede biteceği belli olmayan, bitti sanıldığında defalarca alevlenecek ateş o anda yanmaya başlamıştır bile. Mutluluğun tek bir dokunuşunun peşinde yüzlerce acı dokunuşun kucağına doğru hasret koşusu start almıştır artık. Çünkü her acı kayıtlara geçmez ve hiçbir acı kayıtlarda bir annenin ya da bir sevgilinin yüreğindeki kor ile tarif edilemez. Bu yüzdendir ki başkalarının, kalabalıkların ya da uzaklardakilerin dramı değil, bizi yaşadıklarımız, yaşayabildiklerimiz olgunlaştırır, eksiltir ve yaralar. Bu yüzdendir ki, yıllar, aylar, günler geride kalsa da hiçbir acı takvimde kalmaz; bir kez yaşanan mutluluk ise mutluluk vermez. Mutluluk peşinde tükenen her yeni günün daha az acı dokunuşla geçmesi dileğiyle...
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |