Ali Sami Yen'de şampiyonu karşılamaya gelmiş bir dolu Galatasaraylı... Ellerinde çiçekler gönülleri sırılsıklam sevgi dolu Cimbomlu... Ali Sami Yen'de bir köşeyi doldurmuş, Sarı lacivert bayrakları ile bir avuç Ankaralı! Daha doğrusu Ankaragücü'nü desteklemeye gelmiş olduğuna inanmak istediğimiz taraftarlar. Onlara umut taşıyan renkdaşlar da diyebilir miyiz acaba?

Neyse, onlar da hoşgelmişler...

Oyun Galatasaray'ın gol atma arzusu ile oldukça tempolu ve biraz da agresif başladı. Ankaragücü'nün ilk 20 dakika içinde direndiğini, "tehdit" dolu karşı ataklarının Galatasaray savunma bloğunda eridiğini gördük. Konuk ekipte Augustine ve Hakan Keleş'in diyalog eksikliği de önemli rol oynadı.

Galatasaray'ın ise büyük maçları nasıl önemsediğini bir kez daha gördük. Çünkü karşılaşmanın ilk yarısında maç, sarı-kırmızılı forvetle sarı-lacivert savunma arasında geçti. Cimbom, Perez, Emre, Bülent, Victoria'dan oluşan savunma bloğunu, rakibi açık oyunu tercih ettiği için daha çok kullanma imkanı buldu. Gol de zaten bir forvet başarısından değil, savunma becerisinden geldi.

Karşılaşmanın ikinci yarısında da Galatasaray'ın ezici üstünlüğü vardı. Ankaragücü skora denge getirmek isterken savunmasında risk alınca kalesinde bu kez penaltıdan ikinci golü gördü. Pozisyonda Ümit Karan'ın atağını kaleci Zafer engellemek istedi. Ancak top yerine Ümit'in ayaklarını yakalayınca Hakem Arzuman tereddütsüz beyaz noktayı işaret etti. Yeri gelmişken karşılaşmanın en çok speküle edilen adamı hiç kuşkusuz son anda değiştirilen hakem İsmet Arzuman'dı. "Genç" dediler, "tecrübesiz" dediler, "ayakları titrer" dediler... Doğru, gençti ama tecrübelilere taş çıkaracak kadar başarılıydı da. Ayakları asla titremedi. Pozisyonlara o kadar yakındı ki, verdiği kararlarda kimse "gık" diyemedi.

Bu galibiyetle Galatasaray hayallerini süsleyen umutlarını haftaya bırakmadı. Ve bilinen gücü ile belki bizim için risk olacak ama, şampiyonluğunu büyük ölçüde ilan etmiş oldu.

SALİH SEZER

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu