Türk ekonomisinde krizler olmasaydı, milli gelir üçe katlanacaktı. Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) ve çeşitli kaynaklardan elde ettiği verilerden yapılan hesaplamalara göre, Cumhuriyet döneminde yıllık ortalama yüzde 4,8 büyüme oranını tutturan Türkiye, 15 yılını krizle geçirdi. Türk ekonomisi, 1927 yılında yüzde 12,8, 1932 yılında yüzde 10,6, 1935 yılında yüzde 3, 1940 yılında yüzde 5, 1941'de yüzde 10,3, 1943'de yüzde 9,8, 1944'de yüzde 5,1, 1945'de yüzde 15,3, 1949'da yüzde 5,5, 1954 yılında yüzde 3 oranında küçüldü.

Bu tarihten 1979 yılına kadar, 24 yıl kesintisiz büyüyen Türkiye ekonomisi, 1979 yılında yeniden krize girdi ve yüzde 0,5, 1980 yılında yüzde 2,8 geriledi. Bu tarihten sonra yeniden 13 yıl kesintisiz büyüme gerçekleştiren Türkiye, 1994 yılında yüzde 6,1, 1999 yılında yüzde 6,1 en son 2001 yılında da yüzde 9,4 küçüldü. Kriz yılları dışarıda bırakıldığında yıllık yüzde 7,8 gibi çok yüksek bir büyüme oranını tutturan Türkiye'nin bu performansı, bir türlü istikrar ortamının sağlanamamasının sonucu yaşanan krizlere heba oldu.

500 milyon liradan fazla asgari ücret

Kriz yıllarını dışarıda bırakmak bir yana, kriz yıllarında büyüme eksi yerine sıfırda kalsaydı bile, Türkiye yıllık ortalama yüzde 6,2 büyüyecekti. Bu durumda 2001 yılında 2160 dolar olan kişi başına milli gelir de 6518 dolar olacaktı. Türkiye, bugün yaşadığı birçok sorunu yaşamayacak, işçi, memur, emekli maaşları bugünkü seviyesinin üç katını bulabilecek, asgari ücret net 500-550 milyon liraya ulaşacaktı. Eğitime, sağlığa, yatırıma üç kat para ayırabilecekti.

Çimento sektörü yüzde 16.7 küçüldü

Türk çimento sektörü, 1999'daki deprem felaketlerinin etkisini daha az hasarla atlatmasına rağmen, ekonomik krizin etkilerini daha derinden hissetti. Çimento sektöründe üretim geçen yıl, yüzde 16.7 oranında azalarak 29.9 milyon tona geriledi. 2000 yılında çimento üretimi 35.9 milyon ton olarak gerçekleşmişti. Alınan bilgiye göre, çimento iç satışları da geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 20.4 oranında azaldı. Nitekim 2000 yılında 31.5 milyon ton olan iç satış miktarı, geçtiğimiz yıl 25 milyon ton seviyesine kadar geriledi. İç talepteki bu azalış sektörü ihracata yönlendirirken, ihracat ise yüzde 16.2'lik bir artış kaydetti.