T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Maskeli egemenler ve RTÜK

Radyo Televizyon Kanunu, gözle kaş arasında Anayasa Komisyonu'ndan geçti. İktidar partilerinin o kadar acelesi vardı ki Anayasa'ya aykırı olduğunu bile bile, tasarının sadece 9 maddesini görüştüler.

Onlara göre, Cumhurbaşkanı sadece 9 maddeye karşı idi. Çünkü veto kararında yalnız bu 9 madde ile ilgili hususları ele alıyordu. Oysa Sezer, Radyo Televizyon Kanunu'nu veto ettiğinde, henüz, Cumhurbaşkanı'na kısmî veto hakkı tanıyan Anayasa değişikliği gerçekleşmemişti. Dolayısıyla Sezer, kararında, hangi maddeleri veto ettiğini belirtmiyordu. Kanunu toptan geri göndermişti. Ama maalesef Anayasa Komisyonu, anayasayı çiğnemeyi göze alarak, yalnız 9 maddeyi görüştü ve müzakereleri tamamladı. Herhalde önümüzdeki hafta Meclis'i fazla mesaiye bırakmayı da göze alarak, kılına dokundurtmadan medya dünyasına kâbus gibi çökecek düzenlemeleri Parlamento'dan geçirecek. Bu işten sadece medya patronları kârlı çıkacak. Bir de onlarla anlaşarak destek vaadi alan çirkin politikacılar.

Ekran karatma

Kanunun tek mahzurlu yanı, televizyon sahipliğinde % 20'lik hisse oranı sınırının % 20'lik izlenme oranı ile değiştirilmesi ve toplam % 20 izlenme oranına ulaşıncaya kadar, bir kişiye, çok sayıda televizyon kanalına sahip olma imkânının verilmesi değil. Ayrıca medya patronlarının kamu ihalelerine girme ve Borsa'da işlem yapma yasağı da kaldırılıyor.

Bunun yanı sıra, "Ekran karartma yok" yutturmacasının ardında, çok tehlikeli ve düşünce özgürlüğü açısından fevkalade sınırlayıcı düzenlemeler getiriliyor. Evet, bundan böyle, toplumun milli ve manevi değerlerine, genel ahlâk ve Türk aile yapısına aykırı programlardan dolayı, ekranların karartılması zorlaşıyor.

Bu gibi durumlarda, medya kuruluşlarından ilk sefer özür dilemeleri isteniyor. İhlâlin tekrarı halinde, programın yayını "bir ilâ on iki kez arasında" durduruluyor. Aykırılık sürerse, yüksek miktarlarda para cezaları var. (Ulusal düzeyde yayın yapanlar 125-250 milyar lira; bir milyondan fazla nüfusa ulaşan il ve ilçelerde yayın yapanlar 60-100 milyar lira; 500 bin nüfusa ulaşanlar 30-60 milyar lira tazminat ödeyecek. Nüfus azaldıkça ödenecek para miktarı düşecek)

İhlâl, tarihinden itibaren, takib eden bir yıl içinde, yayın ilkelerine aykırılık tekrarlanırsa, para cezası % 50 nispetinde artıyor. İhlâl bir yıl içinde üç kere ard arda gerçekleşirse, yayın, bir yıla kadar, geçici olarak durduruluyor.

Görüldüğü gibi, bazı yayın ilkelerine aykırılıktan dolayı ekran karartma (izin uygulamasının geçici olarak durdurulması) hayli zorlaştırılmış. Önce özür, sonra program iptâli, sonra para cezası, sonra zamlı para cezası ve nihayet bir yıla kadar yayının durdurulması.

Lisans iptâli

Milli manevi değerlere ve aile yapısına aykırı yayınlar konusunda gösterilen hoşgörüyü, diğer ilkelerin ihlâlinde göremiyoruz.

İşte esas tehlike bu noktada başlıyor. (a), (b) ve (c) bentlerine aykırı yayının gerçekleşmesi halinde, UYARI YAPILMAZ ve yayın kuruluşunun yayını BİR AY durdurulur. İhlâlin tekrarı halinde, yayın, süresiz olarak durdurulur ve yayın lisans izni iptâl edilir.

Bazı medya patronları, düşüncenin katledilmesine alkış tutuyorlar. Çünkü onları ilgilendiren alacakları kamu ihaleleri; devlet ile yapacakları al gülüm ver gülüm pazarlıkları.

Nedir bu (a), (b) v (c) bentlerindeki ilkeler, sıralayalım:

(a): Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin varlık ve bağımsızlığına, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Atatürk ilke ve inkılâplarına aykırı yayın yapılmaması.

(b): Toplumu şiddete, teröre, etnik ayrımcılığa sevkeden veya halkı sınıf, ırk, dil, din, mezhep ve bölge farkı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik eden veya toplumda nefret duyguları oluşturan yayınlara imkân verilmemesi.

(c): Yayıncılığın, hisse sahipleri ve yakınlarının haksız çıkarları doğrultusunda kullanılmaması.

Yukarıdaki üç ilke ihlâl edildiği takdirde, hiçbir uyarı yapılmayacak. Dolayısıyla savunma bile alınmadan, yayın 1 ay durdurulacak. Bir gün, iki gün, on gün değil, ilk baştan itibaren 1 ay durdurulacak. İhlâlin tekrarı halinde, yayın süresiz durdurulacak ve lisans izni iptâl edilecek.

Bu durumda yeni Radyo Televizyon Kanunu'nun daha demokratik düzenlemeler getirdiği ileri sürülebilir mi?

Basın ve yalan

Radyo Televizyon Kanunu sadece televizyon kuruluşlarıyla ilgili değil.

Yazılı basın ve İnternet de uygulanacak ağır cezalardan nasibini alacak.

Bir zamanlar, basın kuruluşları "Yalan yasa tasarısına" karşı, yeri göğü inletmişlerdi.

"Yalan nedir?", "Yalanın tarifi nedir?" diye sert eleştirilerde bulunmuşlardı. Hatta Özal'a bile kafa tutmuşlar ve o günün güçlü başbakanı Özal, geri adım atmak zorunda kalmıştı. Yalan yasa tasarısına karşı, bütün gazete patronları işbirliğine girişmiş ve gazetelerinin birinci sayfalarından yayınlayacakları bir bildiri ile tepkilerini gösterme kararını vermişlerdi.

O tarihte patronlar için kamu ihaleleri değil, gazetecilik ön plandaydı.

Anayasa Komisyonu'ndan geçen tasarının 17'nci maddesi basın hürriyetini yerle bir edecek bir değişiklik getiriyor: "Basın yolu ile işlenen yalan haber, hakaret, sövme ve her türlü fiilden doğacak maddi ve manevi zararlardan mevkutelerin sahibi, sahibi yoksa naşıri vs... sorumludur. Tazminat talebinin haklı görülmesi halinde tazminat miktarı 10 milyardan az olamaz."

Hangi haber yanlış, hangisi yalan nasıl tesbit edilecek? Sonra, hâkimin takdirini elinden alacak biçimde tazminatın alt sınırı kanunla belirlenir mi?

Özal döneminde, en büyük itiraz Hürriyet'in başyazarı Oktay Ekşi'den yükseliyordu. Tabii o tarihte Hürriyet'in patronu Erol Simavi idi. Simavi, babadan gazeteciydi ve kamu ihalesi peşinden koşmuyordu.

İnternet

İnternet haberleşmesine de ağır darbe vuruluyor.

Gazeteler Kartel'in eline geçtikten sonra, düşüncenin özgürce dolaştığı bir alan İnternet gazeteciliğiydi. Ama, basına uygulanan müeyyidelerin İnternet yayıncılığını da kapsadığı, kanun tasarısının 26'ncı maddesinde yer alıyor:

Ek madde 9: "Bu kanunun yalan haber, hakaret ve benzeri fiillerden doğacak maddi ve manevi zararlarla ilgili hükümleri, bilişim teknolojileri ve internet ortamında sayfa açılması veya elektronik gazete, elektronik bülten vs. suretiyle yayınlanan her türlü yazı, resim, işaret, sesli veya sessiz görüntü ve benzerleri hakkında da uygulanır."

Doğru haberi, gelişmelerin perde arkasını İnternet'ten öğrenebiliyorduk. Ertuğrul Özkök'ün, Kartel'in dümen suyuna girmedikleri için "azgın azınlık" diye nitelendirdiği kişiler, İnternet sayesinde düşüncelerini kitlelere ulaştırabiliyordu.

Bölge gazeteleri ve yerel televizyonlar ile, İnternet kuruluşları, bu kadar ağır para cezasını karşılayamaz. Çünkü onların bankaları yok; onların siyasette "dayıları" da yok. Onların açıklarını kapatmak üzere kamu ihalelerinden elde edecekleri avantaları yok. Borsa'da manipülasyon yapacak imkânları da bulunmuyor.

Maskeli egemenler

Gazeteciler Cemiyeti, RTÜK Yasası'nın kabul edileceği gün genel yas ilân etsin. Çünkü o gün, düşüncenin idam edildiği gün olacak.

Bir yandan, tekelleşmenin derinleşmesi, bir yandan ticaret-siyaset-medya ilişkilerinin meşrulaştırılması, bir yandan ağır para cezaları, bir yandan bazı yayın ilkelerinin ihlâli gerekçesiyle lisans izinlerinin iptâli.

Geçen sene Star'da Umur Talû, medya patronlarının dümen suyunda hareket eden çıkarcı gazetecileri ve siyasetçileri şöyle eleştiriyordu: "Maskeli yayıncılık sona erecek" diyerek halkı aldatmaya çalışanlara "Maskeli egemenler" diye sesleniyordu: "Maskeliler, bugün sadece birer parmaktan ibaret, kukla saydıkları kimi milletvekillerinin marifetiyle, birer robota dönüşmüş, mesleklerinin özünü çiğneyen kimi gazetecilerin korosu eşliğinde, TBMM'yi, bir holding genel kuruluna dönüştürmeye çalışıyorlar. TBMM, egemenliğin, millete mi, yoksa maskeli egemenlere mi ait olduğunu iyi değerlendirmeli."

Bakalım, önümüzdeki hafta, kimler millet lehine savaş verecek, kimler maskeli egemenlerin kuklası gibi davranacak?


10 Nisan 2002
Çarşamba
 
NAZLI ILICAK


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED