T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

A K T Ü E L

Kandilli'ye dokunmayın

KANDİLLİ Rasathanesi'nin Başbakanlığa bağlanmasının doğru olmadığını söyleyen Işıkara, "Eğer bağlanırsa bu kurumun başkanı olmam" dedi.
"DOĞRU bildiğim herşeyi topluma hiç çekinmeden söylüyorum" diyen Işıkara "Eğer bürokrat olursam konuşamam" açıklamasında bulundu.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Ahmet Mete Işıkara, enstitünün özellikle deprem konusunda gözlem, araştırma, eğitim ve öğretim açısından çok önemli işlevi bulunduğunu belirterek, "Bu kurumun Başbakanlığa bağlanması doğru değil" dedi. Işıkara Rasathane'nin Başbakanlığa bağlanması durumunda bu kurumun başkanı olmayacağını belirterek, "Ben şu anda öğretim üyesi olarak doğru bildiğim herşeyi söylüyorum. Ancak bürokrat olarak hiçbir şey söyleyemem" diye konuştu.

Işıkara, doğal afetlerin etki ve zararlarının en aza çekilmesi ile ilgili olarak dünya genelinde oluşturulmak istenen bir kuruluşun çalışmalarına katılmak üzere ABD'ye hareketinden önce Atatürk Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.

Üniversite içinde olmalı

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Ahmet Mete Işıkara, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nün Başbakanlığa bağlanması çalışmalarıyla ilgili bir soru üzerine şöyle konuştu:

"Eğer okuduklarım doğru ise sayın Devlet Bahçeli gerekli hassasiyeti yansıtmış vaziyette. Kendisine özellikle teşekkürlerimi arz ediyorum. Kandilli Rasathanesi daha önce sadece rasat yapan bir kurumdu. 1982 yılında YÖK verdiği önemli bir kararla kurumu, Boğaziçi Üniversitesi'ne Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü olarak bağladı. Aradan geçen 17 sene içerisinde deprem açısından gerek gözlem gerek araştırma gerekse eğitim ve öğretimi bir şemsiye altında toplayan bir kurum haline geldi. Bu unsurları birbirinden ayırmak mümkün değil. Yani bu dört parça ayrılmaz bir bütündür ve bir üniversite içerisinde olması gerekir. Şimdi bu kurumu alıp Başbakanlık bünyesinde bir kurum içerine getirmek doğru değil. Zaten Başbakanlığın bünyesinde Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü adında bir kurum var. Bu genel müdürlük tam anlamıyla işlerlik kazandığında Başbakanlık bütün verileri eşzamanlı olarak görecek. Böyle bir kurum varken yeni bir kurum ihdas etmek doğru değil. Ben bunları söylemeye çalıştım."

BÜROKRAT OLURSAM KONUŞAMAM

"Ben özerk bir üniversitenin özerk bir öğretim üyesiyim" diyen Işıkara şunları söyledi: "Doğru bildiğim her şeyi topluma hiç çekinmeden söylüyorum. Toplumu rahatsız edecek şekilde hiçbir beyanatım yoktur. Hep önlem almaya dönük açıklamalarım var. Bir toplum ne kadar eğitimli olursa, ne kadar deprem bilinci yüksek bir toplum oluşturabilirsek, o toplum depreme dayanıklı bir toplum olur. Depremden korkmaz. Bilgi korkuyu azaltır. Başbakanlık bünyesinde oluşturulması düşünülen yeni kurumun başına Kandilli Rasathanesi Müdürü'nün getirileceği yolundaki haberlerin hatırlatılması üzerine, "Ben tasvip etmediğim bir kurumun başkanı olmam" diyen Prof. Işıkara, şöyle konuştu: "Varsayın ki oldu. Ben şu anda öğretim üyesi olarak doğru bildiğim her şeyi söylüyorum ancak bürokrat olarak hiçbir şey söyleyemem. Doğru olan, Başbakanlık bünyesinde mevcut olan kurumun bütün siyasi mülahazalardan uzak tutularak çalışır hale getirmektir."

 
Bilişim suçu işleyen mühendise gözaltı
Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı ekipler, iki ayrı bilgisayar yazılım şirketinin bilgisayar programlarını kırarak, internet ortamında pazarlayan bir inşaat mühendisini gözaltına aldı. AMP Yazılım Sanayi Ticaret Limited Şirketi ve STA Bilgisayar, Mühendislik ve Müşavirlik Sanayi Ticaret Limited Şirketi, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Mali Büro Amirliği'ne avukatları aracılığıyla başvurarak, şirketlerine ait yazılım programlarının bir "hacker" tarafından çalınarak, piyasaya sürüldüğünü iddia ettiler. Bunun üzerine çalışma başlatan Mali Büro Amirliği, inşaat mühendisi Baykal S. adlı kişiyi gözaltına aldı. Baykal S.'nin, polise verdiği ifadede, programları kendi alanındaki literatürü takip etmek için kırdığını, bir kaç defa da yüz milyon lira karşılığında internet ortamında pazarladığını itiraf ettiği kaydedildi.
HİÇBİR MİMAR, SİNAN'A YETİŞEMEDİ
Mimar Sinan, ölümünün 414. yıldönümünde, doğum yeri olan Kayseri'nin Melikgazi ilçesine bağlı Ağırnas beldesinde törenle anıldı. Kayseri Vali Yardımcısı Adem Saçan, törende yaptığı konuşmada, her yönüyle büyüklüğünü kabul ettirmiş olan Mimar Sinan'ın, dünyada Leonardo da Vinci kadar tanınmış olmamasının, hem Türkiye'nin eksikliğine hem de Avrupa kültürünün art niyetliliğine bağlı olduğunu söyledi. Mimar Sinan'ın yaşamı boyunca mimari açıdan kusursuz eserler bıraktığını belirten Saçan, "Mimar Sinan, Süleymaniye Külliyesi gibi dev bir anıtı 7 yıla sığdırmıştır. Oysa aynı asırlarda St. Pier Kilisesi'ni Avrupa'nın 3 büyük mimarı, 3 asırda tamamlayamamışlardır" diye konuştu. Ağırnas Belediye Başkanı Mehmet Osmanbaşoğlu da, 22 yaşında İstanbul'a götürülen Mimar Sinan'ın burada sanatının zirvesine ulaştığını ifade ederek, 21. yüzyılda bile ona yetişebilecek bir mimarın yetişmediğini anlattı.

10 Nisan 2002
Çarşamba
 
Künye
Temsilcilikler
Reklam Tarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED