|
|
Manzara
Cheney'in hızlı bir tur atarak nabzını tuttuğu Arap ülkeleri, Irak'a karşı bir operasyon yapılmasına karşı çıkma pozisyonunda görünmeye çalışıyorlar. Cheney'in Arapların Irak'a karşı operasyon yapılmasına "çekimser" bir karşı çıkış içinde olduklarını öğrenmek için bu kadar uzun bir tur atmasına gerek yoktu. Bunu Washington'dan da pekala görebilirdi Cheney. Bu durumda Cheney'in attığı turun da, Arapların karşı çıkışlarının da anlamını doğru konumlandırmak gerekiyor... Cheney'in turu, tam ve kesin olarak, Irak'ın vurulması konusundaki kararlığı gösteriyor. Arapların çekimser karşı çıkışları ise Irak'ın vurulmasını izah edebilecekleri en elverişli pozisyonu elde etmeye dönük. Bunun için zaten Irak'ın vurulmasından önce, Filistin'in çözülmesi vurgusunu yapıyorlar. Bu ifadenin gizli anlamı, Saddam'ın vurulmasına kimsenin karşı çıkmayacağı, ancak bunun Arap halklarına izahı için gereken argümanların üretilmesine çalışıldığıdır. Şubat sonu ile Mart başı arasında yaptığımız ABD ziyareti sırasında, Irak'la ilgili takvimi, siyasi think-tank'lardan çok daha fazla, finans kuruluşlarının dikkatle izlediğini görmüştük. Bush yönetimine yakın duran siyasi kuruluşlar kadar, ciddi bazı finans kuruluşları, Irak'ın vurulma tarihi olarak Haziran'ı işaret ediyorlardı. Bununla beraber, bu takvimin işlemesini aksatacak en önemli unsur, Saddam sonrasının kontrolden çıkma ihtimaliydi. Saddam sonrasındaki gelişmelerin kontrolünün kaybedilmesi çok daha büyük bir istikrarsızlığı tetikleyebilir gerçekten. 27-28 Mart'ta yapılacak Arap Birliği Zirvesi öncesi, herhangi bir Arap ülkesinin, artık kesinleşmiş gözüken Irak operasyonuyla ilgili olarak destekleyici bir tavır içinde görünmesi mümkün olamaz. Bununla beraber, hiçbir Arap ülkesi de ABD'nin operasyonu başlatmasına karşı gerçek bir muhafelet sergilemiyor. Bu hem Filistin meselesinde ABD'yi daha aktif olmaya zorlamak amacıyla, hem de kamuoyunun olgunlaşmasını sağlamak amacıyla yapılıyor doğal olarak. Bu gizli dengelerin hiçbiri ise, Irak'a karşı yapılacak bir operasyonu tümden ve kökten reddetme anlamı taşımıyor. Arapların ABD'nin Irak'a karşı yapılacak bir operasyon karşısında söylemi aşan ve eyleme dönüşen bir tutum geliştirmeyecekleri şimdiden bellidir. Öte yandan ABD görece bir ittifak arayışına ve Irak operasyonu öncesi meşruiyet üretme çabasına girmiş gözüküyor. Zinni'nin bölgeye yeniden gönderilmesi, Arafat'ın Ramallah'taki kuşatılmışlığının sona ermesi ve Şaron'un "teo-politik yayılmacılığının" daha çok eleştirilmesi görece bir meşruiyet üretme arayışıdır. Türkiye'nin ise, Irak'ın vurulması sonrasına göre hesaplarını yaptığı açık. Cheney'in gelmesi öncesinde dün Başbakanlık'ta yapılan son toplantı, Türkiye'nin itirazlarından çok, muhtemel bir operasyon sırasındaki ve sonrasındaki talepleri üzerinde çalışılmasını içeriyor. Irak'ın vurulmasına dönük itirazlar "yumuşak" geçildikten sonra, asıl "vurgunun" Irak'ın vurulmasıyla başlayacak sürecin hemen öncesinde ve sonrasında Türkiye'nin beklentileri üzerine yapılacağı kesine yakındır. Manzara budur. Bu manzaranın, dünyanın geleceği, demokrasi ve hukuk için ifade ettiği anlam ise gelecek yazıya...
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |