|
|
Ahlâk ile etik
Beyazıt'taki Marmara Kıraathanesi'nde kahvenin müdavimleri (çoğu okur-yazar, üniversite mensubu) oturuyormuş; o sırada biri girmiş içeri: -Halkevi'nde Nurettin Topçu'nun konferansı var, kalkın gidelim demiş. Oturanlarda bir hareket olmamış, içlerinden biri okuduğu gazeteden başını kaldırarak: -Bırak yahu, demiş "Kırk yıllık ahlâk dâvası". Evet öyle. Rahmetli Topçu bütün ömrünü "önce ahlâk" diye geçirdi. Neden sonra bir parti "önce ahlâk ve maneviyat" diye çıktı ortaya, keşke bu sloganı terketmeseydi. Ülkemiz yaşadığı hortumculuk-soygun-yolsuzluk sürecinden geçtikten sonra her yanda bolca "etik" konuşulduğuna şahit oluyoruz. Gazetelerden öğrendiğimize göre bu arada Türkiye Etik Değerler Merkezi (TEDMER) kurulmuş. Kuruculardan biri eski bankacı Bülent Şenver, öteki Merck Sharp İlaçları Genel Müdürü Faik Somer. TEDMER ortaya bir belge koymuş. İsteyen resmi senet ya da vakıf senedi, etik sözleşmesi diyebilir. Senedi, sözleşmeyi imzalayan TEDMER'in hazırlayacağı sektör etik ilkelerini, meslek etik ilkelerini koşulsuz kabul etmiş olacak. İki buçuk yılda 11 şirket, 16 oda, dernek, vakıf ve 42 gerçek kişi senedi imzalamış. Yıldız Teknik Üniversitesi, ODTÜ, Kültür Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi bünyelerinde gençler birer "etik kulübü" kurmuşlar. Ankara Ticaret Odası ve Uluslararası Rotary 2430'uncu Bölge Birinci Grup Kulüpleri (Kızılay, Ulus, Anıttepe, Oran, Emek) tarafından Ankara'da bir "Meslek Etiği" paneli yapılmış. Yapılan konuşmalarda "etik" kelimesi ile ifade edilmek istenen şeyin "temiz toplum" olduğu vurgulanmış. Geçen hafta içinde "Türk Sermaye Piyasasında Meslekî-Etik Kurallar ve Yatırımcı Hakları" başlıklı bir panel düzenlenmiş. Panelde konuşan Boğaziçi Üniversitesi Rektörü ve Türkiye Etik Değerler Merkezi Vakfı Başkanı Prof. Dr. Sabih Tansal burada şunları söylemiş: "Etik ile ahlak arasındaki farkı incelemeliyiz. Her toplumun kendine göre bir ahlak anlayışı vardır. Ahlak anlayışının kuralları kültür, etnik yapı, töre ve zaman gibi pekçok değişkene bağlıdır, toplumdan topluma, hatta yöreden yöreye değişebilir. Etik ile ahlak burada farklılaşıyor. Etik değişik ahlak anlayışlarının kesiştiği ortak noktadan çıkıyor ve evrensel normlar dikte ediyor." Etik bilindiği gibi Yunanca'dan gelen bir kelime ve tastamam ahlâk karşılığıdır. Bütün ahlâk anlayışları dinî menşelidir. Sayın Tansal'ın tarifi ve ayrımı herhalde örf ile ahlakı karıştırıyor. Örf elbette ki zamana ve mekâna bağlanabilir; ancak ahlâkın evrensel olduğu su götürmez. Ahlâkı dinî kaynak ve anlamından soyutlamak, onu beşerî bir kavram suretinde kullanmak isteyenler olmuştur. Aydınlanmacı gelenekte bu dünyevî ahlâk anlayışı hakimdir. Dönüp dolaşıp rahmetli Nurettin Topçu'nun "Kırk yıllık ahlâk" davasına geliyoruz. Toplumda her fert bir ahlâk buhranı yaşandığını farkediyor ve bunu bir felaket olarak algılıyor. İstanbul milletvekili Bülent Akarcalı vekillerin ahlâkını düzenleyecek komisyon için uzun süredir çalışıyor. Bütün siyasi parti temsilcilerinin desteği ile bir Siyasi Koruma ve Ahlak Komisyonu oluşturulması için kanun teklifi hazırladı. Teklif üç aydır Anayasa Komisyonu'nda bekliyor. Ahlakın esasen eğitimle olan ilgisi, toplumun hemen her kesiminde, her işinde lazım olan vazgeçilmez varlığı en büyük dayanağımız ve meseleleri çözmek için başlangıç noktamızdır. Ben bu kadar "etik" sözü edilmesinden memnunum. Ancak etik ile ahlâk arasındaki ilgi ve varsa farkların bu meseleyi ortaya koymaya ehil olanlar tarafından tartışmaya açılmasını talep ediyorum. Aksi halde etikçilerle ahlâkçılar ayrışacak; tıpkı milliciler ile ulusalcılar gibi.
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |