|
|
Ekran kırmızı-beyaz Çeyrek finale yükselen Milli Takım, milyonları önce ekrana bağladı, sonra sokağa döktü. Bugün yine tüm Türkiye Senegal maçı için ekrana kilitlenecek
48 yıl aradan sonra katıldığı Dünya Kupası'nda çeyrek finale yükselen millilerimiz, bu başarıyla kadınlı erkekli tüm Türkiye'yi ekrana kilitledi. Dünya Kupası maçlarının yayın hakkını alan TRT, belki de ilk defa böylesine bir izleyici buldu. Türkiye'nin TV ile tanıştığı ilk yıllardaki tele- misafirlikleri saymazsak, evlerde ve işyerlerinde ilk defa onlarca hatta yüzlerce insan ekran karşısına geçerek TV izledi. Üstelik prime-time'da değil, gündüz saatlerinde... Yüz kişiden 75'i ekran karşısında AGB verilerine göre televizyonu açık olan her yüz kişiden ortalama 75'i Türkiye'nin Dünya Kupası'ndaki karşılaşmalarını izledi. Ancak, bu maçların mesai saatlerine denk gelmesi AGB'nin ölçümlerde yetersiz kalmasına neden oldu. Çünkü, birçok kişi maç saatinde işyerindeydi ve maçlar oradaki TV'lerden izledi. Ayrıca ilk turdaki maçları, ölçümlere dahil olmayan Digitürk de yayınlayınca, AGB'nin örnekleme sistemi verimli bir şekilde işletilememiş oldu. Örneğin, Türkiye-Japonya maçı, yüzde 19,5 reyting ve yüzde 75,3 share almıştı. Halbuki karşılaşma esnasında Türkiye'nin yüzde 90'ı ekran karşısındaydı. En çok Kosta Rika maçı izlendi Türkiye- Brezilya karşılaşması AGB verilerine göre TRT'ye yüzde 15,6 rating ve yüzde 72,3 share kazandırmıştı. Kosta Rika maçı ise, 21,2 reyting ve 77,5 share... Çin maçı ile 15,4 reyting 66,8 share alan TRT, Japonya karşılaşmasını ise, 19.5 reyting ve 75.30 share ile kapatmıştı. Verilere göre ilginç olansa, en fazla izleyiciyi çeyrek finale yükseldiğimiz Japonya karşılaşmasının değil de, Kosta Rika maçının almasıydı. Öte yandan Türkiye'de yabancılardan en fazla izleyiciyi Brezilya ve G. Kore'nin aldığı tahmin ediliyordu. Ancak raporlar, böyle olmadığını kanıtladı SEYRİ ŞAHANE Başörtülüler... İyisi mi siz ölün!.. Kanal 7 Haber'de, "bu kadarı da olmaz" dedirtecek cinsten, insanı bu ülkede yaşamaktan utandıracak bir haber vardı, -haber gazetemizde de yer buldu- önceki akşam. Böbrek yetmezliği çeken 71 yaşındaki bir nine, oğlu tarafından diyaliz makinesine bağlanmak için Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'ne götürülüyor. Sağlık karnesine bakan hemşire, "Olmaz" diyor. "Çünkü karnedeki fotoğraf başörtülü." Sedyede yatan yaşlı kadının oğlu şaşkınlık içinde, "Siz ne diyorsunuz? Annemin başında saç kalmamış, başörtüsüz olsa ne olur?" diye karşılık veriyor. Hemşire, çaresizlik içinde, "Bize üstten gelen emir böyle. Bir şey yapamam" diyor. Bu arada bütün bunlar gizli kamerayla çekiliyor. Daha sonra devreye bir doktor giriyor ve o da Ankara'dan gelen emrin bu doğrultuda olduğunu söylüyor. Ve sağlık karnesindeki fotoğrafı başörtülü olduğu için 71 yaşındaki bir nine tedavi edilmiyor. Acaba, -olmaması dileğiyle- Türkiye insanının başına yine bir afet geldiğinde, göçük altında kalan kadınlara şöyle mi seslenilecek: "Kimliğin yanında mııı? Başörtülü müüü?.." Çekin artık eşeğin kulağına dayadığınız şu hortumu....
|
|
|