|
|
Bekir Coşkun biraderimiz, futboldaki başarımızı niye ekonomide, iş hayatında gösteremediğimize hayıflanıyor ve tam 5 paragrafta niye bu sâhalarda başarılı olamadığımızı kıskandığından bahsediyor.. Ve biraz Türkçe bilen herkesi şaşırtıyor.. (Hürriyet, 19 Haziran 2002) Demiş ki: "...Ülkenin, bir tek futbolda yüzünün gülmesini kıskanıyorum..." Tam 5 kere bu yanlış ifadeyi tekrarlıyor... Bay Coşkun; kıskanmak, birinin gösterdiği başarıyı, aldığı neticeyi, sahib olduğu maddî ve manevî mazhariyeti kendisinin de kazanmak istemesi, demektir.. Hattâ bir miktarda kendisi dururken, bu başarıya başkasının kavuşmasından hoşlanmadığını gösterir.. En azından, o başarıya kendisinin de ulaşmayı düşlediğini dile getirir... Bekir Coşkun'un, futbolda arasıra yakaladığımız olumlu neticeleri niye iş hayatında ve ekonomide gösteremediğimize üzüldüğünü bildirmek istediği anlaşılıyor.. Fakat Sayın Coşkun, bir köşe yazarına yakışmayacak bir ifâde hatasına düşerek, "Üzülüyorum" diyeceği yerde "Kıskanıyorum" diyor... Dikkatsizlik mi, bilgisizlik mi, mahiyetini anlayamadığımız bir edebî san'at tezahürü mü, kestirmek kolay değil, ama gazetede her gün yazan bir kalemden beklenmeyen bir ifade zaafı olduğuna şüphe yok!.. Her gün binlerce, yüzbinlerce okuyucunun önüne çıkmak sorumluluk ister, dikkat ve itina ister... Nasıl olsa okuyorlar diye, yazı, hafife alınamaz, gelişigüzel yazılamaz... Dil, sağlam olacak, fikir de sağlam olacak... Yazar, Türkçe ustalarının eserlerini her gün okuyarak, âdetâ ezberleyerek dilini geliştirmeye mecburdur... Aksi takdirde yanlışları ve noksanlarıyle beraber kendisini tekrarlamaktan başka birşey yapamaz!..
|
|