|
|
Dedikodu ve entrika
İnsanın konuşan bir canlı olarak nitelenmesi onun boş konuşmasını mazur göstermeye yetmez. Konuşmanın muhtevası ile şeklini birbirinden ayırmaya yeltenirsek, o zaman, şeklen cümleler kurulmuş, kelimeler yan yana getirilmiş olur ama, yan yana gelmiş olan bu kelimelerle kurulmuş olan cümlelerden bir anlam çıkmaz. Bir ses kalabalığı ya da bir laf salatası ile karşı karşıya gelmiş oluruz. Aslında, konuşma (nâtıka), mantıklı ve düşünce içeren konuşmaya delalet eder; içi boş konuşmaya değil. Ama insanlar konuşma melekelerini her zaman olması gerektiği bir muhteva ile donatarak ifa etmiyor veya edemiyor. Çünkü konuşmanın içini düşünceyle donatarak dışa vurmak çaba gerektiriyor. Yeni tesbitlere, mukayeselere, bilgi donanımına ihtiyaç hissettiriyor. Bütün bunlardan mahrum olarak konuşmaksa, besbelli, içi boş bir konuşma "inşa etmek" olacaktır. Ama insan, tümüyle boş sesler çıkartamayacağına, konuşmasının içini bir biçimde doldurmak ihtiyacını hissedeceğine göre, bu muhteva da onun bilgi birikimine ve yeteneğine göre bir şekil alacak demektir. Dedikodu, insanın konuşma ihtiyacından ileri geliyor, fakat konuşma ihtiyacını gidermek isteyen kimsenin konuşmasının muhtevasını kendi özel çevresinin bilgisiyle oluşturmasıyla ortaya çıkıyor. Dedikoduyu yapan bu suretle kendi "nâtıkasına" gıda sağladığı gibi onu dinleyen de aynı yoldan gıdasına ulaşmaktadır. Dedikodunun en çok düşünme melekesi gelişmemiş olanlarla yeterli bilgi donanımını elde edememiş olanlar arasında akışması, boş konuşma kalıbının kişisel bilgilerle doldurulması hususunun en çok bu kişiler tarafından kullanılmasıyla ortaya çıkıyor. Konuşma muhtevasız olamayacağına göre, bu suretle keyfî bir muhtevayla oluşturulmuş oluyor. Dedikodunun siyaset alanındaki izdüşümü entrikadır. Siyaset adamından beklenen şey icraattır. Konuşma nasıl beşer olarak insanın doğal bir eğilimiyse icraat da siyaset adamının özniteliğidir. Siyaset adamı iş yapmak için meydana çıktığından ondan iş yapması beklenir. Ama iş yapmak ancak belli bir muhteva ile donanmış olmayı gerektirir. Bu belli muhteva tasarılar, projeler halinde ortaya çıkar. Bu tasarıların, projelerin arkasında bir bilgi birikimi, bu bilginin kuvveden fiile aktarılabilmesi için belli bir iradenin ve belli bir programın mevcut bulunması gereklidir. Şayet siyasetçiyim diye ortaya çıkmış olan kişi bütün bu donanımdan mahrum bulunuyorsa ve siyasetçiyim diye ortaya çıkmış olduğu için ondan bir şeyler yapması bekleniyorsa, o zaman, o kişinin yapacağı şey entrikaya sapmak olacaktır. Böylece dedikodunun genel olarak insanların özel ilişkilerinde ortaya çıktığını, entrikanınsa gene genel olarak siyaset alanında geçerli olabileceğini ileri sürebiliriz. Öyleyse boş insanlar için yaşasın dedikodu ve boş siyaset bezirganı için yaşasın entrika!
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |