T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

G Ü N D E M

'Beyaz'da düğmeye jandarma basmıştı

Org. Aytaç Yalman'ın, siyasilerin de adının karıştığı "Beyaz Enerji Operasyonu"nu durdurmak zorunda kaldıklarını açıklaması gündeme bomba gibi düştü.

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalnman'ın, 30 Ağustos Zaferi'nin 80. yıldönümü sebebiyle Gazi Orduevi'nde düzenlenen resepsiyonda, o dönemde Jandarma Genel Komutanı iken yaptıkları yolsuzluk operasyonlarını "ucu siyasilere ulaştığı" için durdurmak zorunda kaldıklarını açıklaması gündeme bomba gibi düştü.

6 Ocak 2001 tarihinde jandarmanın başlattığı operasyonda, Ankara DGM Savcısı Talat Şalk'ın talimatıyla Enerji Bakanlığı tarafından 5 TEAŞ bürokratı gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınmadan iki gün önce eski Bakan Cumhur Ersümer tarafından görevlerine son verilen ANAP'lı eski bakanlardan ve TEAŞ Yönetim Kurulu üyesi Birsel Sönmez, Genel Müdür Muzaffer Selvi, Genel Müdür Yardımcısı Ünal Peker, Yük Tevzii Başkanı Mustafa Aslan ile Hanefi Baş'ın; ihalelere fesat karıştırdıkları gerekçesiyle gözaltına alındıkları, jandarma tarafından takip edilip soruşturma çerçevesinde DGM'nin izniyle telefonlarının dinlendiği ortaya çıkmıştı.

Beş bürokratın gözaltına alınmasını seyreden günlerde Bakanlık Müsteşar Yardımcısı Mustafa Mendilcioğlu ile önemli siyasetçi, bürokrat ve işadamlarının kaldığı Angora Evleri'nin müteahhiti Hüseyin Arabul da gözaltına alındı

Neden jandarma?

"Beyaz Enerji" adı verilen operasyonun gözaltılarla başlamasının ardından bürokratların yakalanmasında polisin değil jandarmanın rol oynaması, "İşin içinde asker mi var?" sorularına neden oldu. Soruşturmayı yürüten DGM Savcısı Şalk da konuya ilişkin şu açıklamayı yapmıştı: "Jandarma asker havasında değil. Soruşturmayı uyum içinde sürdürüyoruz. Jandarma, sonuçta İçişleri Bakanlığı'na bağlı. İhbar yapıldığında jandarma, soruşturma başlattığını önce İçişleri Bakanlığı'na haber vermiş. Daha sonra konu bana iletildi. Normal prosedür işledi. Operasyondan benim bile Sadettin Tantan'dan sonra haberim oldu." Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz ise Birsel Sönmez'in öne çıkarılarak partinin imajını bozmak isteyenlerin bulunduğunu ileri sürdü.

Genelkurmay: "Rahatsızız"

Genelkurmay Başkanlığı tüm tartışmalar üzerine bir açıklama yaparak, Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinden siyaset yapmak suretiyle ordunun yıpratılmaya çalışılmasının, ülke yararına olmayan bir yaklaşım olarak değerlendirildiğini bildirdi. Açıklamada, "Düğmeye biz bastık" açıklaması yaptığı iddia edilen üst düzey komutanın bütün araştırmalara rağmen bulunamadığı vurgulandı.

Bomba fezleke

Bu tartışmalar yaşanırken Star TV'nin ele geçirdiği Beyaz Enerji Operasyonu'yla ilgili jandarmanın hazırladığı fezleke, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Sanık ve tanıkların ifadelerinin de yer aldığı fezlekenin sonuç bölümünde sanıkların, "çıkar amaçlı suç örgütü kurarak ihale yolsuzluğu yaptıkları, rüşvet aldıkları/verdikleri ve görevlerini kötüye kullandıkları, TEAŞ'ı ve T.C. Hazinesi'ni zarara uğrattıkları sanık ve tanık ifadeleri ile mevcut belgelerden anlaşılmıştır" ifadesine yer verildi. Sanıklardan Birsel Sönmez'in enerji ihaleleri ile ilgili yönetim kurulu kararlarını firmalar lehine çıkartırmak için Muzaffer Selvi ve Ünal Peker ile işbirliği yaparak bu firmalardan aldığı parayı rüşvet olarak dağıttığı ileri sürüldü.

Beyaz Enerji Operasyonu'yla ilgili fezlekenin devletin haber ajansı olan Anadolu Ajansı'nda da yayımlanması, tepki topladı. Tartışmalar sürerken, bu kez de DGM Savcısı Talat Şalk hakkında iddialar gündeme geldi. Şalk'ın, Beyaz Enerji Operasyonu kapsamında ele alınabilecek belge ve bilgileri vermeleri için IMF, Dünya Bankası ve AB Türkiye temsilciliklerine mektup yolladığı anlaşıldı.

Ersümer hakkında gensoru

İddialar üzerine DYP, dönemin Enerji Bakanı Cumhur Ersümer hakkında gensoru önergesi verdi. Enerji Bakanı Ersümer ise basına yansıyan fezlekede kendini zora sokacak tek satır bulunmadığını savundu. Kurulda yapılan oylamada gensoru önergesinin gündeme alınması 169'a karşı 312 oyla reddedildi.

MEDYADA MÜTHİŞ İDDİALAR

Hürriyet Gazetesi'nde 8 Ocak 2001'de yayımlanan bir haber gündeme bomba gibi düştü. Ankara kaynaklı habere göre, Beyaz Enerji Operasyonu'nu yürüten üst düzey bir komutan, Ersümer'i kastederek, "Bakan'ın düğmeye basıp, operasyonu başlattığı iddiası doğru değil. Bakan'ın olaydan son anda haberi oldu. Bakan'ı çizin" dedi.

Pisliğe ve rüşvete bulaşan kim varsa üzerlerine gideceklerini belirten komutan, bu olayın PKK kadar önemli olduğunu söyledi. Bu açıklamaya hükümetten anında cevap geldi. Başbakan Ecevit, üst düzey komutanın yaptığı iddia edilen açıklamaları "yakışıksız" ve "üzücü" buldu. Açıklamadan dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun da rahatsız olduğunu belirten Ecevit, "Bu konunun üzerine yürüyeceğim. Kimler bu yayını yaptırmışlardır, bununla ilgili incelemeleri yapacağım" dedi.

Jandarma da açıklamanın "komutanlığa ait olmadığı"nı bildirdi. Ancak hükümet susmadı. Ecevit, bir gün sonra yaptığı açıklamada bu kez düğmeye birtakım gizli görevlilerin bastığını iddia etti. Ecevit, "İçerde ve dışarda hiç kimse Türkiye'deki rejime ilişkin bir kaygı duymamalıdır'' diyerek, yetkileri ve görevleri belli olmayan birtakım 'gizli görevlilerin' düğmeye bastığını kaydetti. Ecevit, edindiği izlenime göre, 'gizli görevlilerin' arkasında ne İçişleri Bakanlığı, ne Jandarma Genel Komutanlığı ne de Genelkurmay'ın olduğunu belirtti.


 
'Şifre değil genelge kayıp'
Türkiye'nin savaş olması halinde kullanacağı savaş şifrelerinin kaybolduğu yönündeki haber yalanlandı, ama en az onun kadar büyük bir skandal ortaya çıktı.
'Dünya barışa hasret'
TTB, silahlara ayrılan paranın insanlık utancı olduğunu bildirirken, Hak-İş Başkanı Uslu, tüm dünya için barış istedi.
Havacıların gurur günü
Hava Harp Okulu 2002 yılı mezunlarına dipolamaları Cumhurbaşkanı Sezer'in de katıldığı törenle verildi. Genç teğmenlerin ailelerine çiçek attığı törende Türk Yıldızları gösteri uçuşu yaptı.
Mevlevihane'nin üzerini oyun alanına çevirdiler!
Üzerinde çocuk parkı inşa edilen tarihî Kasımpaşa Mevlevihanesi yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
Sorunlu da olsa 'Vira Bismillah'...
Beş aylık balık avlama yasağı dönemi boyunca mavi sulardan uzak kalan balıkçılar, yasağın sona erdiği bugün 'Vira Bismillah' diyerek, büyük umutlarla denize açılıyorlar.
Minik Serçe'ye Tolon Paşa'dan tepki geldi
Ege Ordu Komutanı Orgeneral Hurşit Tolon, Sezen Aksu'nun Efes Antik Tiyatro'da verdiği ve Kürtçe ile Ermenice şarkılar seslendirdiği konserine tepki göstererek, "Türkiye mozaiği adı altında anlamsız bir konser, şüpheyle karşılıyorum" dedi. 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 80. yıldönümü nedeniyle Güney Deniz Saha Komutanlığı Narlıdere Askeri Gazino ve Spor Tesisleri'nde verilen resepsiyonda konuşan Tolon, "Böyle bir konser için bugünü mü buldular. Türkiye mozaiği adı altında anlamsız bir konser verilmesini şüpheyle karşılıyorum. Garip karşılıyorum. Sanatçıya sözüm yok. Konser için 30 Ağustos gibi anlamlı bir günü mü buldular. Böyle bir günde değil 31'inde 1'inde, 2'sinde yapılabilirdi" şeklinde konuştu.
1 Eylül 2002
Pazar
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED