|
|
Family Finans Kurumu Genel Müdürü Can Akın Çağlar, Özel Finans Kurumları'nın dününü, bugününü ve yarınını Yeni Şafak'a değerlendirdi. Özel Finans Kurumları'nın bankalarla hukuki yönden farkları var mı? Özel Finans Kurumları için iki milat vardır. Birisi, 1985 tarihidir. Rahmetli Özal'ın çıkardığı kararnamelerle ÖFK'lar kurulmuştur. İkinci milat 1999'da Bankalar Kanunu'yla birlikte yaşanmıştır. Bu kanunla bankalar hangi yasal şartlara tâbi ise, ÖFK'lar rekabet şartlarına tâbi hale getirildiler. Vatandaşa yeni güvenceler neler? Garantiye çifte garanti getirmek için çalışıyoruz. Bizdeki Güvence Fonu'nun bir benzeri Almanya'da kuruldu ki sistem o şekilde çalışıyor. Biz faiz riskini almıyoruz. İkincisi kur riskini almıyoruz. Bankacılıkta en temel risklerden ikisi bunlardır. Bir kredi riskimiz var, onu da binlerce müşteriye dağıttığımız için de problem olmuyor ve gerekli teminatlarla çalıştığımız için de finans kurumunun batması dünyada en zor işlerden bir tanesidir. Borsaya açılmayı düşünüyor musunuz? Uzun vadede böyle bir hedefimiz var. Şu anda bütün finans kurumlarının aktif büyüklükleri 1.8 milyar dolardır. Tüm bankacılık sisteminde mevduatta yüzde 1.5, kredide yüzde 2'lere tekabül ediyor. Şu anda 6 bin 500 banka şubesi var Türkiye'de. Finans kurumlarının 140 şubesi var. Biz bankalardan alınan hizmetlerin buradan da alınabileceğini vatandaşlara anlatamamışız. İkincisi de erişebilirliliği sağlayamamışız. Mevduatı nasıl değerlendiriyorsunuz? En son Haziran ayı itibariyle bankalar, topladıkları mevduatın yüzde 24'ünü reel sektöre kredi olarak aktarmışlardır. Bu oran bizde geçmişten beri yüzde 85'in altına düşmemiştir. Türkiye'de finans kurumlarını payı yüzde 15-20'lerde olsa idi, Kasım ve Şubat krizlerini Türkiye bu kadar ağır yaşamazdı. Bankalarla farklarınız var mı? Bizler finansal aracılık yapıyoruz. Paranın değerlendirilmesi anlamında farklıyız. Faiz olmaması açısından uygulamamız farklı, bunun ötesinde ben bu kurumların 'İslâmî bankalar' olarak adlandırılmasına da karşıyım. Olası Irak harekâtı bizi etkilemez Bu olay ilk defa yaşanacak olsaydı, etkisini biraz daha fazla yüksek dozda yaşardık. Ama biliyorsunuz 1990 yılında da Irak'la sıcak harp yaşandı. Ekonomik anlamda ülke olarak etkilenmemiz mümkün olacak ama, vatandaşların tedirgin olmasını gerektirecek bir boyuta ulaşacağını düşünmüyorum. Ama her ihtimale karşı, biz her zaman temkinliyiz. Topladığımız paraların yüzde 11'ini bu amaçla tutuyoruz. Yüzde 10 civarında ankes anlamında tutuyoruz. Bu zamanlarda ekonomi biraz yavaş yürüdüğü için her topladığınız parayı anında krediye dönüştüremediğiniz için biraz daha temkinli olmanız gerekiyor. Benim genel endişem, savaş dillendirildikçe turizm sektörünün bu işten zararlı çıkacağı, güneydeki insanlarımızın sınır ticaretinden geri kalmaları, ekonominin yavaşlayacak olması... Ama herşeye rağmen, bunu, Türk bankacılık sisteminde bir krizi oluşturabilecek nitelikte görmüyorum. 50 milyar liraya garanti
Bankaların yaşadığı krizden ÖFK'lar da etkilendi. Mudiye güvence verecek neler var? Şu anda bankalar için Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ne ifade ediyorsa, ÖFK'lar için de Güvence Fonu onu ifade ediyor. Yönetimsel risklerden dolayı herhangi bir finans kurumunun ödemelerde sıkıntıya girmesi halinde Güvence Fonu, kişilerin 50 milyar liraya olan mevduatlarına bu oran bankalardaki ile aynıdır. 50 milyar liraya kadar olan hesaplarını garanti altına almış durumda. Şu anda rekabet şartları anlamında, güveninirlik anlamında Türkiye'de finans kurumları ile bankalar arasında bir ayrılık kalmamış oldu. İSMAİL ZELVİ, İSTANBUL
|
|