|
|
Avrupa basınında Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine güçlü bir şekilde destek gelmeye başladı. Türkiye'yi özellikle insan hakları bakımından eleştiren tutumuyla tanınan İngiliz The Guardian gazetesi, başyazısında, AB'ye "Türkiye ve biz (Avrupa) ayrılamayız" uyarısında bulundu. Avrupa'nın "bir fikrin adı" kabul edilmesi halinde, Türkiye'nin de bu fikrin bir parçası olduğunu belirten The Guardian gazetesi başyazarı, "aslında Türkiye söz konusu olduğunda farklı tutumlar takınmak Avrupa'nın Jüstinyen'den beri yaptığı bir şeydir" dedi. Kopenhag'da bu kararsız tutumun verilecek kararla ilelebet sona ereceğini ve Türkiye'nin Avrupalı olup olmadığı kararının verileceğini belirten The Guardian, 40 yıldır bekletilen Türkler'in "evet" cevabını alabilmek için bütün güçleriyle bastırdıklarını da kaydetti. Yunanistan da bastırıyor Aynı baskının, eski düşmanlıkları gömmek isteyen ve Kıbrıs'ta BM planını işler hale getirmeyi arzulayan Yunanistan'dan da geldiğini anlatan The Guardian başyazarı, Avrupa'daki diğer bazı ülkelerin de Türk demokrasisini sağlamlaştırmak ve ordunun etksini azaltmak için bu güçlü baskıya destek verdiklerini bildirdi. Türkiye'nin fakir bir ülke olduğunu ve büyük bir nüfus barındırdığını da belirten The Guardian, "Ancak bunun dışında açıkça konuşulmayan itirazların temelinde ise önyargılar, cehalet ve bencillik var. Sonuçta, Avrupa'yı sadece coğrafya, gelir düzeyi, din ve stratejik diğer hesaplamalarla düzenleyemezsiniz. Avrupa bir fikirdir. Bizim 21. yüzyılda başarmayı istediğimiz Avrupa geçmişin zincirlerinden kurtulmuş, ortak bir gelecek vizyonunu paylaşan bir Avrupa'dır. Ve Türkiye'nin de bunun bir parçası olmaması için hiçbir güçlü gerekçe yoktur" dedi. Times tartışma başlattı The Times gazetesi de haber sayfalarında geniş bir haber-yoruma yer verdi. Gazete, Türkiye'nin AB'ye girmesinin engellenmesi halinde, bunun İslam dünyasını kızdıracağına dair AK Parti lideri Tayyip Erdoğan tarafından yapılan değerlendirmeye dikkati çekerken, gazetenin ekinde bir tam sayfayı Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili okur mektuplarına ayırdı. Gazete, bu tartışma platformunun açık tutulduğunu da duyurdu ve herkesi fikirlerini açıklamaya çağırdı. Türkiye Avrupalı Dünya ekonomisinin saygın haftalık dergisi The Economist de, Türkiye'nin Avrupa'ya ait bir ülke olduğunu belirterek, AB üyesi ülkelere "Türkiye'yi genişlemekte olan kulüplerine dahil etmekte daha istekli davranmaları" tavsiyesinde bulundu. 370 milyon ve 15 ülkeden oluşan AB'nin gelecek hafta 90 milyonluk 10 ülkeyi daha kucaklamaya hazırlandığını hatırlatan dergi, AB liderlerinin "70 milyonluk Müslüman bir NATO üyesi olan ve isteğini de gösterdiği çabayla kanıtlayan Türkiye'nin üyeliğe davet edilip edilmeyeceği" bilmecesini çözmeye çalıştıklarını kaydetti. The Economist, "NATO üyesi ve Avrupa savunmasının hayati bir parçası olan Türkiye'ye kapılarını açacak olan Batı, böylece bugün büyük sıkıntılar içinde olan İslam dünyasına da mesaj vermiş olacak. Türkiye'ye tarih vermek, Avrupa için olduğu kadar İslam dünyası için de tarihi bir şans olacaktır ve bu gelişme, iki kültürün sadece sürekli çatışma içinde olacağı yolundaki yanlış inanışı ortadan kaldıracaktır" ifadesini kullandı. Almanya rol oynar Alman Frankfurter Allgemeine gazetesi, Fransa ile Almanya'nın AB'yi tek başlarına yönlendiremeyecekleri, ancak AB içinde ağırlıklı rol oynadıklarını vurguladı. Frankfurter Rundschau gazetesi de, "AB Türkiye'yi bekletiyor" başlığıyla verdiği haberde, Chirac-Schröder uzlaşmasının, "müzakereler için kesin şekilde bir tarih belirlemeden Türkiye'nin AB üyeliği isteğine karşılık verme anlamına geldiğini" kaydetti. Gazete, Alman Birlik partilerinin (CDU/CSU) Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olduğunu da hatırlattı. İtalya, Yunanistan ve Belçika da '2003' dedi İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi ve Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis, Türkiye'ye 2004'ün Ocak ayından önce üyelik müzakerelerine başlanması için tarih verilmesi gerektiği söylediler. Roma'da bir araya gelen iki başbakan, ortak basın toplantısı düzenledi. Berlusconi, "Türkiye'yi demokrasi, ekonomi ve insan hakları reformları için cesaretlendirmek gerekiyor. Müzakere tarihi 2004'ün Ocak ayından önce olmalı. 'Tarih için tarih' olmaz. Biz Avrupa'da Türkiye'nin avukatlarıyız" dedi. Simitis de Türkiye'ye 2004 Ocak ayından önce tarih verilmesi gerektiğine inandıklarını kaydederek, bu tarihin şartlı olması gerektiğini savundu. Belçika hükümeti de, dünkü bakanlar kurulu toplantısında, Türkiye'yi konuşan hükümetinin, "Kıbrıs sorunu ve Avrupa Güvenlik Savunma Politikası konularında AB'yi tatmin etmesi ve siyasi kriterleri yerine getirmesi koşuluyla" Türkiye'ye, 2003 sonunun teklif edilmesini" kararlaştırdı. 'Kopenhag'da Türkler birşeyler alacak' ABDönem Başkanı Danimarka'nın Başbakanı Anders Fogh Rasmussen, Türkiye'nin Kopenhag zirvesinde "birşeyler alacağını" söyledi. Fransız La Tribune gazetesine demeç veren Rasmussen, müzakelerin devam ettiğini" belirterek, "Türkiye, müzakerelere başlama tarihi almak için kriterleri yerine getirmelidir. Türkler'e karşı bir komplo söz konusu değildir. Onlara açık bir Avrupa perspektifi sunmak ve Batı yanlısı demokratik siyasi güçleri desteklemek bize düşüyor" dedi. Avusturya'da Türkiye için imza kampanyası Avusturya'da bir hafta önce faaliyete başlayan "Avrupa Türkiye Platformu-Avusturya" adlı sivil toplum örgütü, "Kopanhag zirvesinde Türkiye'ye müzakere tarihi verilmesi" için açtığı imza kampanyasında 200 imzayı aştı. ATP-A sözcüsü Rüya Alpman, Başbakan Wolfgang Schüssel ile diğer parti liderlerine Türkiye-AB ilişkileri hakkında bir dosya sunacaklarını söyledi. Alman Hükümeti: 2005 önerisi doğru
Alman hükümeti, Almanya Başbakanı Gerhard Schröder ile Fransa Cum- hurbaşkanı Jacques Chirac'ın, Türkiye'nin AB üyeliğine ilişkin müzakerelere 2005'te başlanabileceği yolunda ortak karar aldıkları haberini doğruladı. Alman hükümet sözcü yardımcısı Thomas Steg, Almanya ve Fransa dışişleri bakanlarının, bu kararı diğer AB dışişleri bakanlarıyla görüştüklerini bildirdi.
|
|