Ali Sürmeli'yi birçokları Deliyürek'ten tanıyor. Oysa Sürmeli, tiyatro ve sinemada geçen 43 yıllık bir geçmişe sahip. Üç yıl önce Kültür Bakanı ile tartışıp işinden olan sanatçı, şimdi geri döndüğü tiyatro ve sinemaya veda ediyor.

Sizi önce Devlet Tiyatroları törenindeki olayla, sonra Deliyürek'teki Turgay Atacan'la tanıdık. En son Banka'da rol aldınız. Önce, Ali Sürmeli bugüne kadar ne yaptıyı konuşalım.

Aslında Ali Sürmeli sadece işini yapmaya çalıştı. 1959 yılında Karlıova'da dünyaya gelmişim. O günden bugüne sürgün hayatı devam ediyor. Bursa'da tiyatro eğitimi aldım ama öncesinde sinemayı görmüştüm. Benim abim olmadığı için olsa gerek, Yılmaz Güney'i abim olarak gördüm. Kendisine bir mektup yazmıştım. O da bana bir kitabını ve bir mektup göndermişti. Orada 'Bu işin bir okulu var. Önce onu oku' dedi. Urfa'dan sonra biz Bursa'ya geldik. Bu arada Bursa'da Sümerbank Merinos Fabrikası'nda elektrikçi olarak çalıştım.

Sürgün olarak nitelendirdiğiniz bir geçmişiniz var. Peki şimdi ne yapıyorsunuz?

Provaları devam eden Ayak Takımı Arasında, Devlet Tiyatroları'ndaki son oyunum. Emekliliğim de zaten geldi. Star'da yayınlanacak Kanuni Sultan Süleyman adlı dizi, televizyon izleyicisine bir veda. Sinema ise 'Banka' ile benim için son buldu. Başka mesleklerde hata yaptığınız zaman, şoförlükte, elektrikçilikte, hatanın bedeli ölüm. Ama tiyatroda her hata insana birşeyler daha öğretiyor. Ne kadar hata edersen, o kadar fazla şey öğreniyorsun yani. Yılmaz Güney'e özenip başladığım oyunculuk işini 27 yıldır sürdürdüm. Ama artık pişmanım. Bundan sonra meslek değiştireceğim. Türkiye'de işler sömürü üzerine kurulu. Bu, benim çalıştığım yerde de böyle. Onun için bir an önce bu yolları bırakıp, kaset piyasasına girmek istiyorum.

Rol aldığınız filmler hep mafya ve siyaset arasındaki kirli ilişkileri irdeleyen filmler. Bu tür filmler ilginizi mi çekiyor?

Valla ben profesyonel bir oyuncuyum. Aşk filmi geldi de reddettim değil. Ben gelen teklifleri değerlendirmeye çalıştım.

Medyaya yansıyan yönüyle Ali Sürmeli daha çok hırçın bir karakter çağrıştırıyor. Hırçınlığın size kazandırdıkları ve kaybettirdikleri neler?

Hırçınlık bence hiçbir şeye birşey kazandırmaz. Ama bir insanın artık ruhu zedelenmeye başladığında, belki ruhumu korumak için bağırdım. Bir de bizim toplumumuzda bir söz vardır Ağlamayana meme yoktur derler. Gerçi ben iş anlamında bir şey kazanmadım. Kültür Bakanı ile olan gerilim nedeni ile iki yıl işsiz kaldım.

'Belki de bu bir veda röportajı'

Oyunculuğa ilk başladığım dönemdeki Ali Sürmeli ile bugünkü Ali Sürmeli arasında çok fark var. Gençken sadece solcuları anlayabiliyordum. Ama şimdi sağcıları da anlıyorum. Dün, dizinin çekimleri sırasında basın toplantısı vardı. Orada 'Devlet memuru olduğum için ben konuşamam. Ama dizide canlandırdığım Kanuni'nin bir fermanını okuyayım' dedim: "Türk, Kürt, Laz, Çerkes, Alevi, Sünni, Müslim, Gayrimüslim herkes bu günden itibaren birbirini sevecek. Hiç kimse, bir başkasına nefret duymayacak. Madem ki Batı yüreğini bize açmıyor, o zaman biz de yüzümüzü Doğu'ya çevireceğiz." Aslında benim ulaştığım nokta, bu fermanda özetlenmiş. Sanırım bu sevgi ve hoşgörü bu mesleğin bana bıraktığı tek şey. Gazetenizi okuyan, beni tanıyan, kırmış olduğum insan varsa beni affetsin. Bundan sonra medyada görünmeyeceğim. Belki de bu bir veda röportajı.

Ömer ÇAKKAL