|
|
Amerika'nın Irak'a yapmak istediği operasyon uluslarası kamuoyunda tepkilere ve tartışmalara neden olurken, Körfez'deki yeni bir savaşta en büyük zararı yine Türkiye'nin göreceği ifade edildi. 1991 yılında gerçekleşen birinci Körfez Savaşı'nın açtığı yaraları henüz kapatamayan Türkiye'nin, böyle bir durumda ikinci bir ekonomik yıkımın yanısıra güvenlik açısından da yine zor günler yaşayabileceği kaydedildi. Çekiç Güç bela oldu Körfez Savaşı sona erdikten sonra ABD, İngiltere ve Fransa, Saddam'ın Kürtler'e tekrar saldırabileceği gerekçesiyle Türkiye'de bir askeri gücün konuşlandırılmasını sağladılar. Çekiç Güç, Temmuz 1991'de Türkiye'ye geldi. Ancak Çekiç Güç'ün PKK'ya silah ve erzak yardımında bulunduğu iddiaları uzun süre gündemden düşmedi. Çekiç Güç'ün kanatları altında Kuzey Irak'ta meydana gelen otorite boşluğu PKK'nın bölgeye yerleşmesine yol açtı. Çekiç Güç Meclis'te de sert tartışmalara neden oldu. Çekiç Güç'ün koruyucu şemsiyesi altında Kuzey Irak'ta, Türkiye'yi tehdit edecek çok ciddi gelişmelerin olduğu ve Çekiç Güç'ün oradaki varlığının buna bir şemsiye vazifesi gördüğü dile getirildi. Göç faturası da Türkiye'ye Körfez Savaşı'nın Türkiye'ye bir başka önemli zararı da Kuzey Irak'tan kaçan onbinlerce insanın barındırılması oldu. Saddam Hüseyin'in kuvvetleri karşısında savunmasız kalan onbinlerce Kürt kısa sürede Türkiye sınırından içeri girdi. Türkiye bu ani göç dalgasının bütün faturasını da tek başına çekmek zorundan bırakıldı. Sınır kapılarını açması için Türkiye'ye baskı yapan Batılı devletler, 1988'deki Halepçe Katliamı'nın ardından başlayan göçte olduğu gibi 1991'deki göçün de yükünü paylaşacaklarını taahhüt ettikleri halde sözlerinde durmadılar. Batılılar'ın Türkiye'yi altından kalkılması çok güç ekonomik, sosyal, güvenlik ve çevre ile ilgili sorunlarla başbaşa bıraktıkları unutulmadı. Morgan Stanley ürküttü Irak'a yönelik operasyondan yaklaşık 40 milyar dolarlık zarar eden Türk ekonomisinin, olası bir Irak operasyonundan uzun vadede yaklaşık 100 milyar dolar zarar edeceği tahmin ediliyor. Gelişmekte olan borsaları yakından izleyen Morgan Stanley, olası bir Irak operasyonun Türkiye'ye ilk etapta 15.5 milyar dolarlık bir zarar vereceğini hesapladı. Türkiye'nin savaşa katılması ya da destek vermesi durumunda, operasyonun Türkiye'ye olan maliyetinin çok daha fazla olması bekleniyor.
Vatandaş savaş istemiyor
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi'nce yapılan araştırmaya katılan İstanbullular'ın yüzde 96.3'ü, ABD'nin Irak'a olası müdahalesine destek vermedi. Akademik Medya ve Kamuoyu Araştırmaları Grubu'nca, İstanbul'un 25 ilçesinde bin kişiyi kapsayan bir araştırma gerçekleştirildi. "İstanbul halkının ABD-Irak arasında yaşanan olaylara nasıl yaklaştığını ve kamuoyu gözüyle ABD-Irak arasındaki gelişmelere Türkiye'nin nasıl baktığını değerlendirmek" amacıyla yapılan araştırmada, katılımcılara "ABD ile Irak arasında, nedeni her ne olursa olsun bir savaşı destekliyor musunuz?" sorusu yöneltildi. Katılımcıların yüzde 96.3'ü "hayır", sadece yüzde 3.1'i ise "evet" yanıtı verdi. İstanbullular'ın yüzde 77'si "ABD ile Irak arasında çıkması muhtemel savaşın nedeninin ABD'nin çıkarlarından kaynaklandığını" düşünürken, yüzde 11'i de savaş nedeni olarak "Irak'ın terörü desteklemesini" gösterdi. Türkiye tarafsız olmalı "ABD ile Irak arasındaki gerginlikte Türkiye'nin konumu sizce nasıl olmalıdır?" sorusuna katılımcılardan yüzde 77.4'ü "tarafsız kalınması gerektiği" karşılığını verirken, yüzde 11.1'i ise "tüsleri açmalı" dedi. "ABD ile Irak arasında bir savaş çıkması durumunda Türk ekonomisinin bozulacağını" düşünenlerin oranı yüzde 58.3 olarak belirlenirken, katılımcıların yüzde 9.9'u "huzursuzluk çıkacağını", yüzde 8.7'si ise "siyasi olumsuzluk yaşanacağı" görüşünde. 'Kürt devleti kurulursa...' Araştırmada, "Kuzey Irak'ta bir Kürt devleti kurulacak olursa Türkiye'nin tutumu ne olmalıdır?" sorusuna, "Türkiye'nin bu duruma karşı çıkmasını" isteyenlerin oranı 54.5, "savaş çıkmalı" diyenlerin oranı 12.7, "karışmamalı" diyenlerin oranı da 7.3 oldu. "Kürt devleti kurma konusunda destek olan ülkeler sizce hangileridir?" sorusu üzerine ise yüzde 14.5 ile ABD ilk, Irak yüzde 6.5 ile ikinci, Fransa da yüzde 5.6 ile üçüncü sırada yer aldı.
Türkiye'nin eli kana bulaşmasın
Sivil toplum kuruluşları ve siyasi partiler Türkiye'nin Irak'a yönelik bir savaşa destek vermemesini istediler. CHP MYK üyesi ve Ankara Milletvekili Yakup Kepenek, Türkiye'nin savaşa karşı olması kadar doğal bir şey olamayacağını belirterek, "Biz savaşa karşıyız" dedi. Kepenek, ABD'nin Irak'a yapacağı müdahelenin ne gibi sonuçlar doğuracağının bilinmediğini ve bu nedenle Türkiye'nin çok dikkatli olması gerektiğini vurguladı. Kepenek, CHP lideri Deniz Baykal'ın kamuoyuna yaptığı açıklamayı hatırlatarak, "Biz, Irak'ın toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini düşünüyoruz. Öncelikli olan savaş olmamasıdır" diye konuştu. DSP: Oyuna gelmemeliyiz DSP Genel Başkan Yardımcısı Tayfun İçli, ABD'nin Irak'a girmesi halinde bundan en fazla zarar görecek olan ülkenin Türkiye olduğunu söyledi. İçli, "Türkiye savaş oyununa gelmemeli. Son günlerde bazı müttefiklerimiz Ankara'yı üs edindi. Yıllarca çektiğimiz ağır sıkıntılardan sonra ekonomimiz yeniden tehlikeye sürüklenmek üzere. Türkiye bu oyuna gelmemelidir" dedi. İçli, Körfez Harekatı sırasında yaşanan sıkıntıların unutulmadığını ve Türk halkının da bu sıkıntıları dikkate alarak tavır belirlemesi gerektiğini vurguladı. İçli, "Türkiye yıllarca çektiği terör sıkıntılarının ardında savaş gerçeği olduğunu da unutmamalı" dedi Önce yaşama hakkı Mazlum-Der Genel Başkanı Yılmaz Ensaroğlu, halkın Irak'la yapılacak bir savaşa ve bu savaşa Türkiye'nin destek vermesine karşı olduğunu belirterek, hükümetin bu duyarlılığı gözönünde bulundurmasını istedi. Ensaroğlu, "Savaşlar yaygın biçimde insan hakları ihlallerine kaynaklık etmektedir. Iraklı bir çocuğun ölümü bile Türkiye'nin AB üyeliği veya ABD'nin çıkarlarından önemlidir. İnsan hakları ve özellikle yaşam hakkı devletlerin her türlü çıkarının üstündedir" dedi. Mazlum-Der olarak savaş karşıtı platformlara katıldıklarını ve bu yöndeki çalışmalara destek verdiklerini kaydeden Ensaroğlu, 10 Aralık'ta başlayacak ve çeşitli etkinliklerle kutlanacak İnsan Hakları Haftası'nda da öncelikli olarak Türkiye'nin savaşa destek vermemesi için çalışacaklarını ifade etti. İHD: Kana elimiz bulaşmasın İHD Genel Başkanı Hüsnü Öndül, ilkesel olarak savaşlara karşı olduklarını belirterek, "Ancak bu savaşa karşı olmamız için başka nedenler de var. Birincisi bu savaş zaten son derece basittir. Petrol şirketlerinin Irak'ın petrollerine göz dikmesinin bir sonucudur. İkincisi sözkonusu savaş komşumuz Irak'la yapılacak bir savaştır. Irak halkının kanına elimizi bulaştırmak istemiyoruz. Çünkü Irak, kültürel, tarihi ve dinsel bağlarımızın olduğu bir ülke" diye konuştu. Körfez savaşıyla Türkiye'nin zaten büyük kayıplara uğradığını kaydeden Öndül, "Türkiye savaşa destek verirse ilk önce insanlık değerlerini kaybeder. Vicdan sahibi bir Türkiye vatandaşının Irak halkının acı çekmesi karşısında sessiz kalacağını zannetmiyorum" dedi. Gönül: ABD'nin bizden bir talebi yok Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Irak sorununun barışçıl yollarla çözülmesinin temenni edildiğini belirterek, "Şu anda herhangi bir sıcak temas ve ABD'nin bizden talebi yoktur" dedi. Bakan Gönül, AK Parti Kocaeli İl Merkezi'nde bayramlaşma törenine katıldı. Irak'taki gelişmelere ilişkin soruları cevaplandıran Gönül, "Bizim temennimiz, savaş çıkmadan, sıcak temas olmadan, BM kararları çerçevesinde meselenin, olumlu yönde, tarafları memnun edecek şekilde çözülmesidir. Şu anda herhangi bir sıcak temas ve ABD'nin bizden talebi yoktur" dedi. ABD Savunma Bakan Yardımcısı'nın kendisini ziyaret ettiğini de anımsatan Gönül, şöyle dedi: "Bu ziyaret, ABD'nin kararlı olduğunu göstermek için yapılmış bir ziyarettir. Ümit ediyorum, Irak da BM karararını doğru uygular. Biz, 1441 sayılı kararın uygulanmasını istiyoruz. Herhangi bir hudut ve idari değişiklik veya Irak'ın toprak bütünlüğüyle ilgili tasarrufun yürürlüğe girmemesini arzu ediyoruz."
|
|