T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

İ Z L E N İ M

Çorum halkı kararsızlık içinde

Tüm Anadolu'da olduğu gibi Çorum'da da esnaf ve çiftçi zor günler geçiriyor. Siyasi açıdan da büyük kararsızlık göze çarpıyor. FP hakkındaki kapanma davası da Fazilet seçmenini mütereddit bir hale sokmuş.

Hiç kimsenin konuşmaya niyeti yok. Herkes kendi derdine düşmüş. Çorum esnafı her Anadolu şehri gibi çiftçinin mahsulünü bekliyor... Çiftçi esnafa borçlanmış; çiftçinin verimliliği düşmüş ve çiftçi sıkıntının doruk noktasına gelmiş olmasına rağmen Çorumlular "Aman aman köylü ve çiftçi" diyor!.. Bir lokantacı "Köyden çiftçi para ile gelecek ki lokantada yemek yesin. Artık memur ve devlet kademelerinde çalışan diğer emekçilerin lokantaya gelip yemek yiyecek halleri kalmamış. Esnaf ise daha ziyade yiyeceğini evinden getiriyor. Hatta günde evine 5 ekmek alan bir aile reisi üç ekmeğe kadar düşürmüş" diyor. Ekmekten başladıysa bu iş tam anlamı ile sıkıntıya girilmiş demektir, çünkü Anadolu halkının en büyük mide güvencesi ekmektir.

Çorumlular bunu böyle değerlendirirken siyasi partilerimizin temsilcileri ile de bazı görüşmeler yapalım istedik. FP İl Başkanı Aydın Hoşbaş'la yaptığımız görüşmede tarafsız ve ilkeli bir mülakat gerçekleştiriyoruz. Doğruları söylemeyi prensip edinmiş belli ki.. FP'nin çalışmalarını anlatırken partisinin yerinde sayma sürecine girdiğini de kabul ediyor; ancak şu açıklamayı da yapmaktan geri kalmıyor: "Mecut siyasi partiler arasında en faal olan ve planlı programlı çalışan bizim partimiz. Çorum'da MHP üç insanı bir araya getiremeyecek konumda. CHP'nin performansı çok iyi, ilk seçimde burada barajı aşar. DSP zaten başarısızdı, şimdi de başarı grafiği (hükümetin ülkeyi kötü idare etmesi nedeniyle) daha vahim bir hal aldı. Ekonomik kriz halkımızı sıkıntıya soktu. Bu sıkıntıdan kurtulmanın yollarının da Derviş programları ile olacağına inanmıyorum. Her hareketin arkasında milletimiz olmalı. Biz halkımıza böyle telkinlerde bulunuyoruz. Biz Çorum'da parti olarak faaliyetlerimizi sürdürüyoruz; ancak partinin kapatılıp kapatılmayacağı konusunda mütereddit bir tavır var. Bu nedenle, bu belirsizlik bizi de partililerimizi de rahatsız ediyor, ancak ben Türk adaletine güveniyorum, hak yerini bulacaktır."

KULİS ARKASI NOTLARI

İlçe başkanları kârlı çıktı

Her daralan demokrasiye sarılıyor... Hatta siyasetçilerin bunu huy haline getirdiklerini söyleyebilirim. Tabii bunun tersini yapanlar da var... Adının başında "Demokrat" unvanı bulunan bazı partilerin -belkide tamamen devletin partisi olma özelliklerine kavuştukları için-, iç işlevliklerinin icrasında bile terör estirdikleri, dikta kurallarını tatbik ettikleri görülüyor. DSP'nin son genel kurulunda demokrasi adına nice ayıpların işlendiğine şahit olduk. Bir-iki gün sonra Artvin'den Ömer Gündüz, Karadenizli bazı üst kurul üyeleri ve değişik görüşleri olan DSP'lilerin fikirlerini aktaracağım.. Ancak bugün bir başka yaraya parmak basmak istiyorum... Geçen hafta pazar günü ANAP Ankara İl Başkanlığı Kongresi yapıldı... Mustafa Taşar bu kongreye ağırlığını koydu... Taşar'la birlikte Yaşar'ın da bazı müdahil durumlarının olduğunu iddia edenler oldu... Varın geriye kalanını siz söyleyin!..

Demokrasi ayıbı işlendi

Bu büyük adamların dışında bir de küçük adam var Selçuk Pehlivanoğlu diye... Bu genç kardeşimizin babası Rizeli olduğu halde Ordu'dan politika yapardı. Oğlu da Ankara'dan yapma hevesinde! Ancak öylesine yanlış davranış ve fiiliyatlarda bulunuyor ki, "Bu kafa yapısı ile bütün yurt genelinde olduğu gibi, Ankara'da da partiye barajı aştırmayacak! Çünkü şahsi politikasını uygulama uğruna, demokrasiyi ayaklar altına alıyor ve parti içi hizbin yeşermesine önayak oluyor" diyen teşkilat mensuplarının sayısı günden güne artıyor.

Geçen hafta yapılan kongre öncesi il başkanlarından baskı ile imza alınması ve Yılmaz'ın kongrede yaptığı konuşmada açıkca Erol Akgün'e destek vermesi görülmemiş bir demokrasi ayıbıdır. Bu usulsüzlükle Yılmaz'ı yeniden başkan seçtirme hesabı yapılmaktadır... Bu millet bir değişim ve atılım olmadan, Yılmaz'lı bir ANAP'a oy verecek mi? "Bu beyhude gayrı demokratik kurallar ve utanç politikaları kime ne kazandırıyor, seçimlerde ne kazandıracak?"

Bu cümleler benim kendi fikrim değil, Anadolu izlenimlerimden edindiğim intiba bu.. ANAP Ankara il kongresinde kazanan ilçe başkanları olmuştur. Şayet Mehmet Demirel aday olmasaydı üst kurul delegeliği için taşra ilçe başkanlarını Yılmaz ve ekibi listeye almayacaklardı. Dolayısıyle Ankara ilçe başkanlarının üst kurul delegesi olmaları hayırlı olmuştur. ANAP Ankara İl Başkanlığı'na seçilen Erol Akgün'ü de tebrik ediyorum, zoru başardı ve hak ettiğini aldı. Sonuç olarak, başta demokrasinin, Mesut Yılmaz'ın ve genel merkez yöneticilerinin kaybettiği ANAP Ankara il kongresinde kazanan taraf ve kârlı çıkanlar ilçe başkanları olmuştur kendilerini tebrik ediyorum.



11 Mayıs 2001
Cuma
 
Künye
Temsilcilikler
Reklam Tarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED