T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Sadece hortumlayanlar mı suçlu?

Dünya finans çevrelerinin ülkemize açacakları yeni kredi imkanları için ileri sürdükleri temel şart belli oldu: Türkiye'nin yeniden yapılanması. Bunun için de 15 Nisan'a kadar 15 yasanın çıkması gerekiyormuş. Bu yapılırsa belli bir kredi gelecek, yapılmazsa kimsenin dipsiz kuyuya para atmaya niyeti yok. Bizim yetkililerde "yasama bizim egemenlik alanımıza giriyor, başkalarının keyfi için kanun çıkaramayız" diye efelenecek mecal kalmadı. Ama yine de direniyorlar. Çünkü bu yeni düzenleme ile birlikte kamu kaynaklarının istenildiği gibi kullanılması imkanı büyük ölçüde ortadan kalkıyor, belli çevrelere kaynak aktaran hortumun muslukları kapanıyor.

Bu duruma nasıl geldiğimizin anlaşılması ve sorumluların tespiti açısından bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Bu yasalara göz attıysanız farketmişsinizdir; tamamı Türkiye'nin iktisadi ve mali yapısıyla ilgili. İçinde "irtica" yasalarından hiç birisi yok. Kaymakam ve valilerin, hakim ve savcıların ve diğer kamu görevlilerinin temizlenmesine imkan veren, meşhur "kıyım kararnamesi"nin kanun tasarısı haline getirilmiş şekli yok. Temel hak ve hürriyetleri biraz daha sıkan bir tasarı yok. Kısacası laiklik ve Batı tipi modernleşme adına meşru gösterilmeye çalışılan fiili tasarrufları kanunileştirecek hiçbir tasarı bizzat Batı'nın gündeminde yok. Çünkü onlar ve tarafsız bir gözle bakan herkes biliyor ki "irtica" sanal bir problemdi. Şimdi Türkiye'nin boğazına kadar içine gömülmüş olduğu gerçek problemleri var; sanal problemlerle vakit kaybetmenin sırası değil.

Pekala o zaman sormak gerekmiyor mu, 28 Şubat süreci dediğimiz süreçte, yani geçtiğimiz dört senede bu sanal problemlerle neden uğraştık? Neden kamu kaynaklarının hortumlanmasını engelleyecek yasaları çıkarmak, hortumlayanları cezalandırmak yerine İmam Hatip Liseleri'ni, Kur'an Kursları'nı mesele yaptık, milletin kılık kıyafetini en öncelikli uğraşı alanı seçtik? Milletle bozuşmanın dışında elimize ne geçti? En az 20 milyar dolar olduğu söylenen kamu bankalarının görev zararı "irtica" odaklarının mı eseriydi? Kamu ihaleleriyle "dinci" çevreler mi zengin edilmişti? Bir yetkili cevap vermeli: 28 Şubat sürecindeki hukuk dışı uygulamalarla ülke ne kazandı?

Şurası artık açıkça ortaya çıktı ki, bu süreci başlatan olaylar "irtica"nın gemi azıya alması falan değildi. Şeyhlerin, dervişlerin başbakanlığı ziyaretlerinin, Taksim'e cami yapılıp yapılamayacağı tartışmasının bir kıymet-i harbiyesi de yoktu. Birkaç hokkabazın "dînî kıyafetler" ve tahta tüfeklerle yaptığı, televizyonlarda yüzlerce defa seyrettiğimiz "müsamereler" de gülünç olmaktan öte bir anlam taşımıyordu. Asıl önemli olan 28 Şubat öncesinde kimi çevrelerin kamu ihalelerinden, devlet bankalarının kredilerinden istenildiği gibi yararlanma imkanlarının ortadan kalkmaya başlamış olmasıydı. Kamu açıkları azaldığı için halktan toplanan mevduatın yüksek faizlerle devlete satılma ve yüksek kârlar elde etme imkanının tükenmeye başlamasıydı. Adını doğru koyalım: Bugün şikayet ettiğimiz hortumlama olayınının en aza inme ihtimali ciddi bir biçimde gündeme gelmişti o dönem. Bunu önlemek gerekiyordu. Eh "kamu kaynaklarını hortumlamamıza engel oluyorlar, kurulu düzenimizi bozuyorlar" denemez ya!.. Belli odakları da işin içine çekmek için RP-DYP ortaklığının suyunun ısıtıldığı kazana bolca "Atatürkçülük", "laiklik" ve "irtica", bir tutam "birlik ve beraberlik" biraz da "ülkenin bütünlüğü" ilave edildi. Geldiğimiz noktayı görüyorsunuz.

Şimdi bu durumda bütün suç, kamu kaynaklarını hortumlayanlarda mı? Buna zemin hazırlayan, "irtica"nın bin yıl sürecek mücadelesine ayırdıkları enerjilerinin, dikkatlerinin onda birini ülkenin kaynaklarının hortumlanmasına engel olmak için ayırmayanların ülkenin geldiği noktada hiç sorumlulukları yok mu?

Biz aramasak bile geleceğin tarihçileri bu sorunun cevabını mutlaka arayacaklardır.


30 Mart 2001
Cuma
 
M.AKİF AYDIN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED