|
|
Vatanperver insanlar diyarı
Kırıkkaleliler herşeye rağmen milli ve manevi değerlerine saygılı ve vatanperver insanlardır. Öyle ki yoksulun, zora düşenin ve mağdur olanın yardımına koşmaktan büyük zevk alırlar. En meraklı toplum olarak Kırıkkale'yi gösterebilirim. Şehir merkezine girerken iki otomobilin tokuşması sonucu (güya) kaza olmuş.. Otomobillerin etrafında öyle bir kalabalık var ki, sanki bir ölen oldu veya ağır yaralanan var.. Kaza yerine varıp da gerçeği gördüğümde bir hiç olduğunu gördüm ve Kırıkkale halkının –söylenildiği gibi- gerçekten heyecanlı ve meraklı olduklarını keşfettim. Dün ve önceki gün Kırıkkale ile ilgili yazdığım yazı ve eleştirilerime ciddi manada tepkiler geldi. Türk Metal İş Sendikası Genel Sekreteri Özbek Karakuş Balışeph ilçesine bağlı Beşbıçak köyünden.. Kırıkkale eski milletvekili Abdurrahman Ünlü'ünn "aday gösterilmesi halinde 30 bin oy getirir" tezi ile ilgili olarak bir açıklama yaptı. Ben açıklamasını ilk planda haklı buldum, fakat Kırıkkale'de bana olayı anlatan vatandaşları arayıp sorduğumda işin vehameti ortaya çıktı.. Olay şöyle gelişmişti: Süleyman Demirel'e "Şayet Abdurrahman Ünlü'yü aday gösterirseniz Kırıkkale'den 30 bin oy gelir" denir; ancak seçimler sonucunda Sayın Ünlü 5 bin oy alır.. Süleyman Bey bunu alay konusu yapar ve arada bir "Kırıkkalelilerden 25 bin oy alacağım var" der. Haklı olarak Türk Metal İş Sendikası Genel Sekreteri Sayın Özbek Karakuş konuya şöyle bir açıklık getirdi: "Madem ki Abdurrahman Bey 5 bin oy aldı da DYP o seçimlerde 3 milletvekili nasıl çıkardı?" İddia ilk bakışta doğru.. Ancak esasa indiğiniz taktirde gerçek ortaya çıkıyor ve haklı haksız anlaşılıyor. 1991 yılında yapılan seçimlerde tercih sistemi vardı, Abdurrahman Ünlü 5 bin tercihli oy almış; DYP ise 37 bin oy alarak tüm milletvekillerini kazanmış. Dolayısıyle yanlış anlaşılma ve sayın Ünlü'nün aldığı oyla ilgili gerçek bu.. Hemen belirteyim: Abdurrahman Bey saygı değer bir insandır ve o seçimlerde büyük başarı göstermiştir. Kırıkkaleliler herşeye rağmen milli ve manevi değerlerine saygılı ve vatanperver insanlardır.. Öyle ki yoksulun, zora düşenin ve mağdur olanın yardımına koşmaktan büyük zevk alırlar.. Bu ölçüde de haksızlığa karşı direnirler. Bunun canlı örneğini temeli atılan Kırıkkale 2'nci Devlet Hastanesi'ne karşı çıkışlarından daha iyi anlıyorum, bakınız bu konuda ne diyorlar: "Kırıkkale'de 300 yataklı mevcut hastane % 65 kapasite ile çalışıyor. Bazı araç ve gereç ihtiyacı var, eksiklikleri var, hatta bakıma muhtaç.. Bu hastane modernize edilebilirdi; gerektiğinde yanındaki boş araziye ek bina yapılabilirdi. Bütün bunların bedeli de 2-3 trilyonu geçmezdi. Ancak, Sağlık Bakanı Osman Durmuş proje değeri 13 trilyon lira olan ve iki yıl inşaatı devam etmesi halinde 30-40 trilyon lirayı bulacak olan yeni bir hastanenin temelini atarak yazık etti. Aslında Osman Bey'in Kırıkkale'yi ve bizleri tanımadığı, bizim eksikliklerimizi ve ihtiyaçlarımızı bilemediği bu icraatından belli oluyor. Kırıkkale'nin -bu hastane için yapılacak yatırımla- nice hizmetleri giderilir, nice sıkıntılar ortadan kalkardı!.. havaalanı projesi, 2'nci sanayi sitesi, köy yolları, içme suyu şebekeleri, sulama projeleri gibi acil ihtiyaç duyduğumuz, hizmetlerin akışı sağlanırdı. Biz Sayın Durmuş'a alışamadık, yanına yaklaşamıyoruz; Ahmet diye bir çocuk var yanında bizi oyalıyor, kandırıyor.. Etrafındaki insanlar ve özellikle kardeşi Fatih Durmuş kötü imaj sergiliyorlar. Keskin Belediye Başkanı'nın babası Kürdün Cemal ile ilgili söylentileri Kırıkkale'de duymayan bilmeyen yok. Kırıkkaleliler olarak biz "Kılı kırk yararız" ki, doğrusunu bulalım. Şu gerçeği kabul etmek durumundayız: O bizden değil, biz onu sevemedik, sanırız o da bize ısınamamıştır. Vatandaş olarak bizi bir kenara bırakın, ilçe başkanları, belediye başkanları rahat görüşemiyorlar. Biz belki de ezelden beri siyasetçilerimizle içli dışlı olmaya alıştık.. Şu an itibariyle esnaf sıkıntıda, köylü-çiftçi bitti, herkes kan ağlıyor.. Halimizi anlatacak bir mercimiz var, o da Valimiz.. O bizim herşeyimiz. Şayet valimize dokunmazlar ve bizi onunla başbaşa bırakırlarsa o bize yeter de artar bile."
Kırıkkaleli darmadağınıklığını çözebilmesi için, öncelikle yenilikçi, değişimci ve hoşgörülü bir yapıyı oluşturmalı ve savunmalıdır. MKE'de sık sık yapılan seçimler halkı grupçuluğa sevketmiş görülüyor.. Sendikacılık kafası ile toplumlar huzur bulmaz. Unutulmamalıdır ki şu ulvî söz büyük önem ihtiva eder: "Bütün müminler kardeştir."
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv Bilişim| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |