Bedros Sevan Nişanyan, bir zamanlar, Marx'dan yaptığı çevirilerle bilinen Amerika'da Yale Üniversitesi'nde felsefe okumuş bir aydındı. Fakat çok kimse için Nişanyan adı, karısıyla birlikte kaleme aldığı "Türkiye'nin En Güzel Küçük Otelleri" adlı seyahat kitabıyla birlikte bir anlam ifade ediyor.

"Türkiye'nin En Güzel Küçük Otelleri" adlı kitap çok tutuldu. Bu kitap, belirli bir bütçeyle, "animasyon"dan ve kazıklanmaktan uzak bir tatil geçirmek isteyenlerin rehberi oldu. Yıldızı mıldızı olmayan, kitle turizminden uzak, sessiz ve sakin bir tatil isteyenler birkaç yıldır bu kitabı bolca kullanıyorlar... Nişanyan'ların kitabı, bildiğim kadarıyla, Türkçede türünün ilk örneğiydi. Dikkat ederseniz "Türkçede" diyorum. Yoksa batı dillerinde yayınlanmış ve Türkiye'yi konu edinen başka kitaplar eksik değildi. Meselâ bir Fransız, ucuz ve sakin bir tatil için Türkiye'yi tercih etmişse, kendisine ucuz yatak ve yemek bulunan yerler hakkında bilgiler veren "rehber/kitap"lar zaten elinin altındaydı.

Yeri gelmişken şunu da söyleyelim: Bizdeki gibi, sadece üç yıldız ve üstündeki "tatil köyleri"nin gazetelerde sayfalarca yer alan reklamlarıyla varolan bir "turizm sektörü" ile aklı başında ülkelerde karşılaşmak mümkün değildir... Bu olsa olsa sadece ülkedeki "mutlu azınlık"a hizmet eden bir "tatil dünyası"dır. İnanmazsanız açın bakın! "HD" (Herşey Dahil) 40 "YP" (Yarım Pansiyon) 30 milyondan daha ucuz "tatil köyü" bulabilecek misiniz, açın bakın! 5-10 milyon yevmiyeye günboyu çalışmak için yüzbinlerce insanın sıraya girdiği bu ülkede, gazetelerde sayfalar ve sayfalarca yer alan bu reklamlar kime hizmet etmektedir, siz karar verin...

Nişanyanlar'ın "Türkiye'nin En Güzel Küçük Otelleri" kitabı bu açıdan da önemli. "Tatil dünyası"na ilişkin olarak bize başka bir "dünya"yı tanıtıyor. Hiç değilse, adına "orta sınıf" denilen kesime ülkenin "En Güzel ve Küçük Otelleri"ni tanıtıyor. Hiç değilse bu kesimin "anayasal" bir hakkını kullanabilmesi için bilgi veriyor... (Biliyorsunuz, Anayasa'nın 50. maddesinin üçüncü fıkrası, Anayasa'nın en komik hükümlerinden birisidir: "Dinlenmek, çalışanların hakkıdır."(!)

Bedros Sevan Nişanyan iki gün önce tutuklandı. Gazetelerin yazdığına göre suçu "SİT Alanı'na inşaat yapmak." Nişanyan İzmir'in Selçuk ilçesine bağlı Şirince (eski adı "Çirkince") köyünde ruhsatsız inşaat yapmaktan dolayı 2 yıl hapis cezası aldı ve cezası Yargıtay tarafından onaylanarak cezaevine kondu. Şirince, eski bir Rum köyü. Nişanyan, köyde bulunan (5 odalı) eski bir evi onararak otel yapmış. Bunun yanında üç küçük evi de yıkılmaktan koruyarak, gerektiği gibi (fotoğraflardan pek güzel görünüyor) ihya etmiş...

Sizi bilmiyorum ama ben epeyce uğraştıysam da bu ülkede "SİT Alanı"na inşaat yapmaktan dolayı cezaevini boylayan başka bir isim hatırlayamadım. Yanılıyor muyum? Bırakın kasabayı ve köyü, İstanbul başta olmak üzere büyük şehirlerde şimdiye kadar yüzlerce ihlalle karşılaşmamıza rağmen, cezaevini boylayan kimse var mı? Düşünün koskoca "Gökkafes" otel olarak neredeyse açılmak üzere; "Park Otel"in o çirkin inşaat artığı "uygun zamanı" ısrarla bekleyerek İstanbullularla alay ediyor...

İzmir/Alsancak'a yazışmalar tahrif edilerek (mahkeme kararıyla) kondurulan kaçak dev otel, yıkım kararı çıktığı gün (siz şu tesadüfe bakın!) dönemin en büyük başı tarafından hizmete açılmıştı...

Nişanyan'ın cezaevini boyladığını okur okumaz şöyle düşündüm: Demek ki bu ülkede bir köyde bile olsa "Türkiye'nin En Güzel Küçük Otelleri"nden birisini inşa etmek çok büyük bir suç... Ama öte yandan, bu ülkenin en büyük şehirlerine "Türkiye'nin En Çirkin Büyük Otelleri"nden (eğer imkanınız varsa) canınızın istediği kadar yapabilirsiniz!

Hadi Bedros Nişanyan! Cezaevinden çıkınca sen de böyle bir "proje"ye imza at!

KÜRŞAD BUMİN

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu