T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

H A Y A T

Çalışan çocuk depresyonda

Kendini yeterince savunmaktan ve haklarını korumaktan aciz olan çalışan çocukların ruh sağlığının tehdit altında olduğu bildirildi.

Marmara Üniversitesi (MÜ) Atatürk Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Betül Aydın, çalışan çocukların ruh sağlığının tehdit altında olduğunu bildirdi. Prof. Dr. Aydın, çalışan çocukların her türlü istismara uğrama ihtimallerinin yüksek olduğuna dikkat çekti. "Sokakta, oto tamirciliğinde, orta ve küçük ölçekli işkollarında çalışan çocukların, zihinsel ve duygusal gelişimleri ile davranışları olumsuz etkilenmektedir" diyen Prof. Dr. Aydın, bu çocuklardan fiziksel özelliklerinin üstünde iş beklendiğini kaydetti. Prof. Dr. Aydın, şöyle devam etti: "İş ortamındaki fiziksel zorlanma ve gücünün üzerindeki beklentiler çocukta ciddi bir stres yaratarak, yılgınlık, bıkkınlık gibi depresif duygulara kapılmalarına neden oluyor. Ayrıca bu çocukta yetersizlik hissi yaratarak, 'ben yapamıyorum', 'ben beceriksizim', 'ben aptalım' gibi benliğine yüklenmelerde bulunmasına yol açıyor.

Bu da çalışan çocuklarda 'düşük benlik algısına' ve 'düşük benlik saygısına' neden oluyor." Ekonomik kriz ve düşük ücret politikasının çocuk işçiliğini artırdığını ifade eden Prof. Dr. Aydın, "Çalışma ortamındaki aşağılanma, korkutulma, yalnız bırakılma, erken yetişkinlik rolü verilmesi, ihmal edilme, çalışan çocukların zihinlerine olumsuz birer anı olarak yerleşiyor" dedi. Çalışan çocukların sadece psikolojik istismara değil, fiziksel ve cinsel istismara da maruz kalma ihtimalinin yüksek olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Aydın, "Kendini yeterince savunmaktan ve haklarını korumaktan aciz olan çalışan çocukların ruh sağlığı tehdit altındadır" dedi.

Depresyona girebilirler

Çocuk Psikoloğu Şeniz Pamuk da, çalışan çocuğun kaç yaşında olursa olsun fiziksel bir zorlanmayla karşı karşıya kaldığını belirterek, bunun psikolojik etkilere yol açtığını söyledi. Pamuk, eğer ailede herkes çalışıyor ve kazanılan para ortak bir kasaya konuluyorsa, bunun çalışan çocuğun fiziksel ve psikolojik zorlanmayla başetmesini kolaylaştıracağını anlatarak, şöyle dedi: "Ama ailede, özellikle kendinden daha büyük ama çalışmayan insanlar varsa ve çocuğun getirdiği paraya el konulup harcanıyorsa, çocuğun yaşadığı travma çok daha büyük boyutlarda olur. Bu çocuklarda 'Ben güçsüzüm, değersizim' gibi bir inanış gelişir. Böyle algılayan çocuk içine kapanıp depresyona girebilir. Zorluklarla başedebilmek için kendine apayrı bir dünya kurabilir. Ya da tamamen dışavurumcu davranabilir.."

SOSYAL DESTEK OLMAZSA OLMAZ

Sosyal desteğin travmayı azaltacağına dikkat çeken Pamuk, özellikle çalışan çocukların yoğun olduğu oto sanayi bölgelerinde yerel yönetim ya da merkezi idarenin çeşitli evler kurabileceğini belirtti. Gençlik merkezi şeklinde oluşturulabilecek bu evlerin, bir buluşma yeri gibi düzenlenebileceğini ifade eden Pamuk, "Kütüphanesi ve oyun alanı da bulunan bu evlere çocuklar, öğle tatili, iş çıkışı ya da hafta sonları gelebilirler. Burada, çocukları tanıyan, onlara ağabey olabilecek bir sosyal hizmet uzmanı olmalı. Böylece çalışan çocuklara aidiyet duygusu verilebilir" dedi.

ÇOCUK MERKEZİNE 2002 SERGİSİ

İstanbul Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, yeni yıl dolayısıyla, sokakta yaşayan ve sokakta çalışan çocuklara yönelik açılan beş çocuk merkezindeki çocuklar için yeni yıl sergisi hazırladı. 30 Aralık Pazar günü Kadıköy Evlendirme Dairesi'nde düzenlenecek yeni yıl sergisine çocuk merkezlerinden yararlanan 135 çocuğun katılacağı bildirildi. İstanbul Sosyal Hizmetler İl Müdürü Kahraman Eroğlu, etkinliklerle, toplumun "sokakta yaşayan ve sokakta çalışan çocuklar" konusunda daha duyarlı olmalarını ve bu çocukların korunması amacıyla geliştirilen projelere daha çok insanın katılımını sağlamayı amaçladıklarını söyledi.

 
Çiçek yolla, stres at! Uzmanlar, stressiz bir hayat için çiçek yollamayı, su içmeyi, C vitamini almayı, erken uyanmayı, sigara içmemeyi, kitap okumayı, bilgisayar öğrenmeyi tavsiye ediyor.
UNUTKANLIK GENÇLERİN DE SORUNU
Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Çelikkol, unutkanlık şikayetiyle doktora başvuran gençlerin sayısında dikkat çekici bir artışın olduğunu söyledi. Çelikkol, yaptığı açıklamada, genelde yaşlılar için büyük bir sorun oluşturan unutkanlığın artık gençlerde de görülmeye başladığını belirterek, günlük yaşamı olumsuz yönde etkileyen bu durumun gençleri rahatsız ettiğini kaydetti. Gençlerin kendileri için birinci derecede önem taşıyan bilgilerden ziyade pek de önemli olmayan ancak yine de yerine göre bilinmesinde fayda olan konuları unuttuklarını dile getiren Çelikkol, gelecek kaygısı ve yaşam mücadelesi yüzünden gençlerin unutkan olduğunu vurguladı. Günümüzde yaşamın, geçmişteki gibi kolay olmadığını, kişiye ağır sorumluluklar yüklediğini bu nedenle de insanların kafasının sürekli birşeylerle meşgul olduğunu kaydeden Ahmet Çelikkol, gençlerin yalnızca kendileri için lazım olan bilgileri hafızalarına kaydettiklerini anlattı. Ahmet Çelikkol, "Maalesef gençler arasında da unutkanlık yaygınlaşıyor. Unutkanlık şikayetiyle doktora başvuran gençlerin sayısında dikkat çekici bir artış var" diye konuştu. Çelikkol, disiplinli ve programlı yaşam tarzını benimseyerek ve entelektüel faaliyetlere ağırlık vererek duruma göre de bazı bilgileri not ederek unutkanlık sorunun aşılabileceğini söyledi.
28 Aralık 2001
Cuma
 
Künye
Temsilcilikler
Reklam Tarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED