|
|
Bırakma Denizli
Ben bu yazıyı yazıncaya kadar Mustafa Denizli Fenerbahçe'den ayrılmamıştı. İzmir'de hasta annesini ziyarete gittiği söyleniyor, telefonu kapalı olduğu için kimse kendisine ulaşamıyordu. Meseleyi deve ile at düzeyine düşürmeyeceğim. Bakınız daha dün: "Mustafa Denizli - Şampiyon yap bizi" diyen taraftar-yönetici ve spor yazarları bugün "Mustafa Denizli - Rezil ettin sen bizi" diyorlar. Bu tenakuz üzerinde konuştuğumuz işin tabiatında vardır. Ne demiş Ziya Paşa: Meydana düşen kurtulamaz seng-i kazadan Mustafa Denizli bilgi-görgü ve tecrübesi ile başına gelen şeyin hangi çerçevede olduğunu bilmektedir; ayrıca futbolcular da hocalarına sahip çıkıp "Suç bizde" demişlerdir. Durum o kadar da vahim değildir. Kadıköy'de 24 maç yenilmeyen kadro aynı kadrodur. Şimdi yapılacak iş [ister-istemez] bu durumu bir "onur meselesi" yapmak, futbolcu-taraftar-hoca-yönetim kenetlenmesini sağlamak, verilen aradan azami istifade ile eskisinden on misli fazla çalışıp yepyeni bir yüz ile sahaya çıkmaktır. Bu azim ve hamlenin fitilini ateşlemek en başta Aziz Yıldırım'a düşer. Örnek alınacak olay önümüzde durmaktadır. İşte Beşiktaş... Takımın başına kokainci bir hoca getirdiniz, işe yaramaz transferler yaptınız, Beşiktaş'ın başını yaktınız diye Serdar Bilgili'yi az mı sıkıştırdılar. Ne oldu. Onbir puan geriden gelen Beşiktaş, maç eksiği ile de olsa ilk yarıyı lider bitirdi. Çok iyi bir hoca olan Daum [Ki kendisine Parma dahil 27 kulüpten teklif geldiği söyleniyor] tam bu noktada bakınız neler söylüyor: Hayalci değilim, kimse benden şampiyonluk garantisi istemesin [Bizde bazı safdiller garanti ister, bazı safdil hocalar da tuhaftır garanti verir] Futbolculara şampiyonluk baskısı yapmak onları gergin hale getirir. Transfer yapamıyoruz. Oyuncu istediğim mevkileri söylesem neye yarar, para yok. Ve yönetim bu şartlar altında Daum'la yola devam kararı alıyor. Galatasaray'da yönetimi birbirine düşüyor, ağza alınmayacak sözler söyleniyor, uzun süredir parasını alamadığı halde sessiz-sedasız işini sürdüren; şampiyon kadronun neredeyse tamamını kaybeden Lucescu [Fatih Terim operasyonu sırasında kendisine gösterilen yakışıksız, ayıp, gereksiz tavra rağmen] yarıştan kopmayarak işine devam ediyor. Peki Fenerbahçe'de ne oluyor? "Denizli istifa" sesleri ayyuka çıkıyor. Doğrudur. Fenerbahçe Avrupa'da sıfır çekti. Kupa'da Denizli'ye yenildi. Beş maçta dört mağlubiyet aldı. Tam bir facia yani. Ama facia yaşanırken en mühim husus serinkanlı olabilmektir. Denizli'nin istifası halinde yerini dolduracak [Fatih Terim hariç] yerli bir hoca yoktur. Bir yabancı hocanın bu saatten sonra gelip sağını-solunu öğrenmesi, futbolcuların adını ezberlemesi, Şükrü Saracoğlu stadının yerini bellemesi altı ay alır. Fenerbahçe'ye şu anda lazım olan moral-motivasyon denilen şey, gayret, yeniden başlama azmi, kenetlenme ve neş'edir. Hem merak etmeyin futbol dünyasında bu kabil maneviyat açık fark - iyi futbolla bitecek iki maça bakar.
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |