Türkiye'nin birikimi... | ||
|
Son operasyonları nasıl değerlendiriyorsunuz? Türk bankacılık sisteminde en büyük borçlu devlettir. Ama öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, devlet, 'Ben bankaların borçlarının kefiliyim' diyor. Sen zaten borçlusun, bir adam hem borçlu hem kefil olur mu? Olmaz. Geriye kalan diğer yüzde 30'a gelince, bu yüzde 30'un yüzde 10'unu diyor ki: 'Bankanın görünürdeki, tabeladaki sahibi kimse o kullansın. Yüzde 10'unu benim siyasetçilerimin gösterdiği adreslerdeki kişilere versin, geriye kalan yüzde 10'u da bankacılık yapıyormuş gibi gözükmek için normal vatandaşa, normal iş adamına versin.' Bu çemberin dışına taştığınız zaman, belirlenen, yani empoze edilen banka sisteminin, bankacılık anlayışının dışına taşmış oluyorsunuz. Siyasetçi, 'kredi ver' diyor Nasıl oluyor bu? Siyasetçi dedi ki: 'Şunlara, şunlara kredi ver." Sen de verdin. Banka senin ama sen o parayı geriye almayacaksın. Sen yanlışlıkla bu adamlardan parayı istersen hemen senin borç verdiğin adamlar gidiyorlar hükümete diyorlar ki: 'Kardeşim bu adam bize kredi vermişti biliyorsun, hep beraber bu işi halletmiştik. Şimdi geri istiyor; biz bu parayı geri vermek için almadık ki... Ne yapayım?' O zaman diyor: 'Bankayı kurtar.' Operesyonu kredi alanlar mı talep ediyor? Gerçekten bu kurtarma operasyonu olarak sunulan olaylar borçluları kurtarma operasyonudur. Bankalara kimler borçluysa, bu, bankanın hissedarları olabilir, siyasetçinin tavsiye ettiği kredi borçluları olabilir, ama sonuçta ister banka hissedarlarına, ister siyasetçinin gösterdiği adreslere kredi açmış olsun sonuçta bu borçlularla başbaşa kalan yine devlet oluyor. Özel bankacılık yok
Sektörün geneli için neler düşünüyorsunuz? Türkiye'de kamu bankacılığı vardır, özel bankacılık yoktur. Sizin tabelalarınızda özel bankacılık varmış gibi gözükür. Hayır, Türkiye'de kamu bankacılığı vardır. Özel bankalar, özel değil. Siz devlet olarak bir bankayı satıyorsunuz, ondan sonra bu bankayı alan adam gidiyor başka bankalardan borç alıyor. O kredileri nasıl alıyor, siyasetçinin gösterdiği adres olarak alıyor. Sizce bu batıklar hükümetten bağımsız mı? Türkiye'de siyasetin finansmanını kim yapıyorsa siyaset onun siyasetidir. Siyasi partilerin milletvekili listelerini kim hazırlıyor? Bu finansmanı yapanlar. Son seçimler de dahil olmak üzere bugüne kadar hiç bir siyasi parti seçim kampanyalarında harcadıkları parayı açıklamamışlardır. Siyasetin finansörü, siyaset sahnesinde bilen adam istemiyor. Çünkü bilen adam itirazcı olur, bilen adam teslimiyetçi olmaz. Siyaseti finanse eden rantiye çevreleri, siyasette kullanabilecekleri insanları arıyorlar, kimine başkan diyor, kimine genel başkan diyor, kimisine bilmem ne diyor, bu insanlar da sahibinin sesi oluyor. Operasyonlar doğru hedefe mi yöneldi? Bir para var, bu paraları birileri kredi olarak almış ödememiş. Peki bu kredinin kökeni kim? Bir bakıyorsun karşına kamu bankaları çıkıyor. Kamu bankası özel bankaya veriyor, özel banka da kendi adamlarına veriyor. O zaman bu kamu bankalarının geçmişteki yönetimine gitmen lazım, ee, onlar da siyasetin içinde. Yani alayı, ne kadar eski kamu bankasının genel müdürü varsa hepsi Meclis'te milletvekili. Onlar vermişler paraları. Git bakalım hadi. Yani Emlak Bankası'nın eski yönetecileri, Halk Bankası'nın eski yöneticileri, bir yığın eski kamu bankası yöneticileri hepsi Meclis'te. Niye? O verdikleri kredilerden dolayı başları ağrımasın, dokunulmazlık zırhına girsinler diye. Çünkü zaten adamlar belli, burada. Yani tamamen bir şike. Sen en son kareyi yakalıyorsun. Yani onu Türk filmlerindeki esas oğlan olarak kabul ediyorsun. Esas oğlan o değil. Doğru adrese gidebilecek misin, gücün yetecek mi? Mesele bu. Bir kere Tantan'ın da çok söylediği bataklığı kurutma olayı vardır. Bataklıkta kurutma yapamazsın, yani sinek avlayarak bataklığı kurutamazsın. Samimiyetlerinde şüphe yok ama ne yapabilir ki? Partilerin iç dinamikleri sözkonusu bir de. Şimdi Zekeriya Temizel meselesi var, Ecevit sonrası var, Mesut Yılmaz'ın öncesi sonrası meseleleri var, yani bir çok konu insanın aklına geliyor. Bu operasyonların yansıması nasıl olacak? Bakın Türkiye'nin esas gündemi işsizliktir. Sistem insanlara iş bulmak zorundadır. Bir rejimin iki temel görevi vardır, bir, iş bulacaksın, iki, gelir dağılımında adalet sağlayacaksın. Sen şimdi her gün kaç kişiye iş buldun, ya bilmiyorsun ya da söylemiyorsun. Her gün kaç kişi işsiz kaldı ya bilmiyorsun ya söylemiyorsun. Her gün kaç tane iş yeri açıldı, kaç tane iş yeri kapandı ya bilmiyorsun ya söylemiyorsun. Bu konular gerçek gündem değil mi? Mesela faiz şu kadar olacak döviz şu kadar olacak bilmem ne olacak. Tamam da kaç kişiye iş bulacaksın ve kaç kişi işsiz kalacak? Türkiye'nin esas gündemi budur. Geriye kalan konuların hepsi sanaldır. Bankaları bilmem o batırmış, o çıkarmış, öbürü de batırmış da ona çok yapmamışlar falanca öyle demiş de öbürü böyle demiş de cek cak ekonomisidir bu. Ama halkın kafasını yıkıyorsun, diyorsun ki, 'İşte bak biz hırsızları yakaladık.' Hırsızları yakaladın da kardeşim bize iş mi çıktı, bize iş yeri, fabrika mı açtın, yok. Peki memura yüzde 10 zam, yakalanmasaydı memura yüzde 120 mi zam yapılacaktı, yok. Batık bankalarla medya ilişkisi? Birtakım kamu bankaları medya kuruluşlarına devasa krediler açıyorsa sen orada bir dur. Bankaların kredilendirme ölçütlerinden bir tanesi de karlılık ölçütüdür. Bu normları da dünya tespit etmiş, biz tespit etmemişiz. Bu normları bilmeden sen medya kuruluşlarını finanse ediyorsan başka bir amaç var demektir. Namert vergisi var
Rantiye kesimi sadece banka batırmak suretiyle mi halkı soyuyor? Türkiye'de sistem halktan dolaylı vergiler alıyor, halktan çaktırmadan vergi alıyor, yani namert vergisi alıyor. Dolaylı vergiler ve enflasyon vergisi alıyor. Yani sürekli para basılıyor, paranın değeri düşüyor, paranın değerinin düşüklüğü de bir vergidir, enflasyon vergisi. Peki kimdir bunun mükellefi? Halktır. Hangi halktır? Cebinde nakit Türk parası bulunan kişilerdir. Enflasyon vergisinden korunamayan halk, vergiyi üst gelir grubuna öder. Vergiyi alanın adresi değişir. Türkiye'de bu adres değişmiştir.
Şükrü DELİBAŞ
|
|
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi |
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|