YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Medya Egebank'tan sınıfta kaldı

Bir banka 'ediniyor'sunuz. Bankayı edinirken, size kredi veriliyor. Edindiğiniz bankaya mevduat toplamaya başlıyorsunuz. Topladığınız mevduatı paravan şirketler aracılığıyla, kendinize, kredi olarak veriyorsunuz.

Gazeteleri, televizyonları reklama boğuyorsunuz.

"İstanbul'un nesi meşhur? Afyon'un nesi meşhur? Bursa'nın nesi meşhur?" diye sorup duruyor ekrandaki ses.

Yalnız değilsiniz. Sizin gibi bir çok işadamımız, kurnaz ve mahir yeğen, amca, dayı ve teyzelerimiz var.

Yalnız değilsiniz. Arkanızda, bir kısım medyanın ve bir kısım 'devletlu'nun desteği var. (Öteki kısım medya, bu işlerde yaya kalır daima!)

Hep birlikte, 70 milyon vatandaşın karşısına yuvarlak hesap, 10 milyar dolarlık bir faturayla çıkıyorsunuz.

Hükümetimiz, "Bu yeğenler, amcalar, dayılar batırdı, parayı siz ödeyeceksiniz" diyor vatandaşa.

Titancıları bile şaşırtan bu saadet zinciri, bütün ağırlığıyla, bir "saflık" ve "sessizlik" abidesi gibi duran vatandaşın boynuna asılıyor.

Vatandaş, İstanbul'un, Afyon'un, Bursa'nın, Türkiye'nin nesinin meşhur olduğunu bir türlü farkedemiyor.

Evet, içi boşaltılan ve hükümet marifetiyle kurtarılan bankalardan sadece biri olan Egebank'tan; 'Milli Yeğen' ve yakın dostlarının çevresinde gelişen olaylardan sözediyoruz.

Finans dünyasını etkilediği kadar medyayı, reklam piyasasını ve politikacıları da etkileyen olaylardan.

Geçen hafta, özellikle medya için, tam bir sınav haftasıydı.

Bol kepçe reklamcılar, güzide politikacılar ve sevgili patronlar... Hepsi içiçeydi.

İçişleri Bakanı Saadettin Tantan, güvenlik kamerasının çektiği görüntülerden sözediyordu. Orada bir adam vardı. Adını telaffuz etmeye kimsenin dili varmıyordu.

Yeni Şafak "Ekrandaki isim Nail Keçili" diye yazdı. Başka günlerde olduğu gibi, o gün de 'ayrıcalıklı'ydı Yeni Şafak okuyucusu. Haber, başka gazetelerde yer almıyordu.

Ertesi gün, Nail Keçili ile Yahya Murat Demirel'in adeta sarmaş-dolaş fotoğrafları vardı gündemde. Bu fotoğrafları, sadece iki gazete yayınlayabildi: Yeni Şafak ve Milliyet.

Yeni Şafak, haber ve fotoğrafları 'Keçili-Demirel aşkı' manşetiyle verdi. Keçili'nin Demirel'e yazdığı 'çok samimi' mektup da sadece Yeni Şafak'taydı.

Milliyet, bu samimi fotoğrafı yayınlayarak sınavın birinci aşamasını geçmişti. Ancak ertesi gün, Milliyet'in yayın yönetimi bu fotoğraflar yüzünden görevden alındı. Sınavı geçmek, pahalıya malolmuştu.

Türkiye, Egebank olayını, gerçek boyutlarıyla sadece ve sadece Yeni Şafak'tan izleyebildi.

Mehmet Barlas'ın kaleme aldığı 'Hocaefendi Sendromu, Türkiye'deki ve dünyadaki Hocaefendi gerçeğini bütün açıklığıyla yansıtıyordu. Yeni Şafak okurları, yarından itibaren, MHP'nin iktidardaki performansını 'içeriden' bir bakışla değerlendiren yeni bir yazı dizisini bu sayfalardan izleyecek. Ferruh Sezgin, usta kalemiyle MHP'yi yazacak.

Yeni Şafak, haber vermenin özgür ve bağımsız olmayı gerektirdiği her durumda bir adım önde olacak.


16.EKİM.2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Editör'den

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...