Darbe girişiminin yaşandığı gece, en kritik merkezlerden biri İzmir'de bulunan Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığı'ydı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast için Marmaris'e giden tim Grand Yazıcı Turban Otel'ine inerek baskın yaptı. Suikast timinde yer alan Paşa lakaplı Astsubay Zekeriya Kuzu öne çıkan darbeci isimlerden biriydi. Baskının başarısız olmasından sonra bölgeden ormanlık alana kaçan Kuzu ve ekibi günlerce bulunamadı. yapılan soruşturmalardan sonra Çiğli Ana Jet Üssü imamı olduğu ortaya çıkan Kuzu, yanındaki 7 darbeci askerle bilikte Marmaris'in Çetibeli Mevkii'nde anayol üzerindeki menfezde yakalandı.
'Cumhurbaşkanına suikast', 'anayasayı ihlal', 'yasama organına karşı suç', 'hükümete karşı suç', 'silahlı terör örgütü yöneticisi olma', 'yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme', 'yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs etme', 'kasten öldürmeye teşebbüs', 'zincirleme şekilde cebir ve tehdit kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama', 'zincirleme şekilde silahla tehdit', 'Cumhurbaşkanına hakaret', 'zincirleme şekilde kamu görevlisine görevi nedeniyle hakaret', 'kamu malına zarar verme, mala zarar verme, nitelikli olarak konut dokunulmazlığının ihlali ve nitelikli yağma' suçlarından 6'şar kez müebbet hapis cezası istenen Kuzu'nun savcılık ifadesi:
"2007'de yapı ile temasım oldu"
FETÖ ile 2007'de teması olduğunu ifade eden Zekeriya Kuzu, şunları söyledi:
"2007 yılında yapı ile temasım oldu. Bu kişiyle zaman zaman personel ile ilgili benden bilgi alıyordu. Benim ya da onun evinde buluşuyorduk. Astsubaylar isteklerini ve şikâyetlerini bana söylüyorlardı. Ben de bunları üs komutanına iletiyordum. (FETÖ'deki kişi) Bana verdiği bilgilerin çoğu doğru çıkıyordu. 'Dışarıda birbirimizi görsek bile tanımamızlıktan geleceğiz' diyordu. 'Telefon sıkıntılı, görüşmeler yüz yüze olacak' diyordu.
"Personel değişimini onlara soruyordum"
“Üs komutanı bana 'bir personelin yerini değiştir' dediği zaman ben de bu kişiye soruyordum. Ve onun önerdiği kişiyi atıyordum. Sadece Tosun Albay direniyordu. Bana 'işyerinde fazla sivrilme rengini beli etme' diye tavsiyelerde bulunuyordu. Üste olan her türlü durumu o kişiye anlatıyordum."
"PKK üst sorumlusu var, onu alacağız"
Tutuklanan Tümgeneral Sönmezateş'in darbe girişiminden yaklaşık bir hafta önce "Size Güneydoğu'da görevlendirme var" dediğini ifade eden Kuzu, cuma günü saat 17.00 sıralarında üs komutanı Ramazan Elmas'ın, Taner Binbaşı (Taner Berber) ve kendisini odasına çağırdığını, odada bulunan Gökhan Sönmezateş'in çalışma olacağını ve kendilerine de gerek olabileceğini söylediğini anlattı.
Sönmezateş'in isteğiyle MAK timi için 50 kişilik malzeme hazırladıklarını belirten Kuzu, Taner Binbaşı'nın "Yeterli personel gelmiyor, sizden de yardım alacağız" dediğini söyledi. Kendilerine yukarıdan çekilmiş bir fotoğrafta kırmızı kalemle işaretlenmiş yerin gösterilip "Burada PKK üst sorumlusu var onu alacağız" denildiğini belirten Kuzu şunları anlattı:
"Gökhan Paşa ‘Cumhurbaşkanı’nı alıp geleceksiniz’ dedi”
"Gökhan Paşa 'Gelen ekip işi biliyor siz artçı kuvvet olursunuz' dedi. Bu arada İstanbul'dan gelecek misafirler helikopterle geldi. 14 kişiydi. Hepsi kamuflajlı idi. Hiçbirinde teçhizat yoktu. İsmi Şükrü Binbaşı olan kişi 'malzemeler bunlar mı?' diye sorduktan sonra herkes malzemesini almaya başladı. Helikoptere binmeden pilotlarla tartışma oldu. Gökhan Paşa 'Ben Genelkurmay Başkanı adına buradayım. Cumhurbaşkanını alıp geleceksiniz' dedi."
Şehit polislerin para ve cüzdanlarını aldılar
Koordinasyonu sağlayan Şükrü Binbaşı'ya "Barbaros" ismiyle hitap edildiğini anlatan Kuzu, ifadesinde şunları söyledi: "Şükrü Binbaşı, 'helikopterin biri havada kalacak atış edilirse karşılık verecek' dedi. Helikopter yaklaşık 100 metre mesafede indi. Duvarların arkasına saklanarak otele gelindi. Sivil vatandaşlar uzaklaştırıldı. Bir anda çatışma çıktı. Bizi yönlendiren Mehmet Üstteğmen'di. Şükrü Binbaşı 'roket atıyorum' dedi. Ancak taarruz tipi el bombası attığını gördüm. En önde Şükrü Binbaşı, İsmail Yüzbaşı, Mustafa Serdar Yüzbaşı vardı. Hepsi maskeliydi. Antre gibi bir yer vardı. Oranın camını kırıp el bombası attılar. Yanımızdakiler bize 'boş durmayın sağa sola ateş edin' diyorlardı.
İçerdekilerini süründürerek yanımıza getirdiler, hatta birinin başının yanında ateş ettiler. Şükrü Binbaşı 'Girin içeri ne kadar silah varsa alın gelin' dedi. Bir uzunlu namlulu silahla birkaç tabanca ve gece görüşlü dürbün aldık. Yerdeki polislerin para ve cüzdanlarını da aldı. Arazide aldığımız paranın bin 500 lira civarında olduğunu gördük. Şükrü Binbaşı 'Daha sonra helalleşiriz, ölenlere de dua edin' dedi. Sahilden yan otelin duvarından atladıktan sonra ormana girdik."
"Tahminim herkes hizmet hareketindeydi"
İsmail Yüzbaşı'nın mola yerinde "Buradaki herkes hizmet hareketinden mi?" diye sorduğunu ve kimsenin itiraz etmediğini söyleyen Kuzu, "Tahminim herkes hizmet hareketindeydi. İsmail Yüzbaşı ve Şükrü Binbaşı 'eğer yakalanırsak bizi öldürürler. her ne şekilde olursa olsun hayatta kalmalıyız.' dedi. Ormanda kaldığımız zamanda ihtiyaçlarımızı ormandaki meyvelerle karşıladık. Sürekli yüksek gerilim hatlarını takip ederek yerleşim yerlerine ulaşmaya çalışıyorduk" dedi.
'Suikast Davası' başladı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik FETÖ suikast timi tarafından düzenlenen saldırının davası 20 Şubat’ta Muğla Ticaret ve Sanayi Odası salonunda görülmeye başladı. 4 gün süren ve haklarında en az 6’şar kez ağırlaştırılmış müebbet cezası talep edilen 12 sanığın dinlediği duruşmada Zekeriya Kuzu emniyetteki sorgusu sırasında baskı gördüğünü söyleyip, tüm anlattıklarını FETÖ ile bağlantılarını reddetti.
Daha önce verdiği tüm ifadeleri reddeden Kuzu, Çiğli İmamı olduğunu ve lakabının 'Paşa' olduğu iddialarının kendi kurgusu olduğunu açıkladı. Darbeci Zekeriya Kuzu, Mahkeme Başkanı'nın "Bu ifadeleri verirken yanında avukatın yok muydu?" sorusuna "Avukatım kördü, önüne geleni imzalıyordu" dedi.
Mahkemede ifadesini sürdüren Kuzu,
“Taner binbaşı terör operasyonuna gidileceğini söyledi”
Mahkemede ifadesini sürdüren Kuzu, “Taner Berber binbaşım ile birlikte nezaket ziyareti yapmak için Tuğgeneral Gökhan Sönmezateş’in odasına gittik. Sönmezateş ile kısa bir süre sohbet ettikten sonra Taner binbaşıya ‘12 kişilik bir ekip oluşturabilir misin’ diye sordu. Daha sonra Taner Binbaşı üste kimlerin olup olmadığını araştırdı. 11 kişilik ekip bulununca ‘Ben de gelebilirim’ dedim. Daha sonra odadan çıktık. Başka konuşmalara şahit olmadım. Sonraki dakikalarda Taner Binbaşı bir terör operasyonuna gidileceğini söyledi. Ama hangi terör örgütü olduğu açıklanmadı. Orada bizim çevre güvenliğini alacağımız söylendi” dedi. Taner Binbaşının 15 Temmuz’dan kısa bir süre önce Ankara’ya toplantıya gittiğini ifade eden sanık Kuzu, “Taner binbaşının Ankara’ya gittiğini biliyorum. Ama o toplantıda ne konuşulduğunu bilmiyorum. Taner Binbaşı isimleri belirledi ve ekibi çağırdı. Ankara’dan gelen ekiplere silahlar verildi” dedi.
Mahkeme Başkanının ‘Üst komutanının haberi var mıydı? şeklindeki soruya “Haberi yoktu” şeklinde cevap verdi. Mahkeme Başkanı bu defa ‘Nereye gidiyorsunuz diye sormadınız mı? sorusuna ise Kuzu “Ben emri Taner binbaşıdan alıyorum. Memlekette de olup bitenlerden haberim yoktu” şeklinde konuştu.
“Ateş edilince saklandım”Helikoptere bindikten sonra uzun bir süre beklediklerini ifade eden Kuzu, “Helikoptere doğru yöneldik. Uzun bir müddet bekledik. Helikopter havalandı. Marmaris’e iniş yaptık. Gruplara ayrıldık. Özel kuvvetler bizim önümüzdeydi. Biz de MAK timleri olara""""k arkalarındaydık. Hedefe doğru yaklaştığımızda üzerimize ateş edildi. Ben de hemen saklandım. Şükrü Binbaşı ‘Çıkmazsanız roket atarız’ dedi. Onunu ardından hemen bir patlama oldu. Ama o patlama roket mi bilmiyorum. Ben silahımı hiç kullanmadım. Sadece iki el Çiğli’de ateş ettim. O ara can derdine düşüp saklandım. Bir kişi getiriliyordu. Daha sonra polisi olduğunu öğrendim ve düşünmeye başladım. Oraya gidene kadar Cumhurbaşkanını almaya gittiğimizi bilmiyordum. ‘Cumhurbaşkanı nereye gitti. Çabuk söyleyin’ diye duydum. İçeriden çıkartılan birine soruyorlardı. O an Cumhurbaşkanını öğrendiğim zaman şaşırdım. Şükrü Binbaşının elinde sürekli telefon vardı. Yoğun bir çatışma başladı. Sürünerek otele girdim. Mermiler geldiği için. Daha sonra gelen kişinin polis memuru olduğunu öğrendim. MAK ekibi kelepçeledi” dedi.
Medyadakasıtlı olarak davanın önemli bir ayağı olarak gösterildiğini öne süren vebundan rahatsızlık duyduğunu dile getirenKuzu, mahkemedesıradan bir astsubay olduğunu söylemesine rağmen "terfilere etkiettiğini" belirterek, kendisiyle çelişti.
Kuzu, mahkemede cüzdanında bulunan 1 doların G serisideğil, B serisi olduğunu ve bu parayı yurt dışında okuyan oğlunun hatıra maksadıylakendine verdiğini iddia etti.
“Kuzu savcılıktaki ifadesinde ise şunları söylemişti: "Bu dolarları 'Arif' diye bahsettiğim kişi verdi. Uzun bir süre önce (2008 veya 2010 yılı olabilir) bir sohbetimiz sırasında Arif bana bir dolarlık banknot verdi. Bu parayı Amerika'da bulunan Fetullah Gülen'in gönderdiğini, bereket olsun diye bu parayı cüzdanımda taşımam gerektiğini söyledi. Ben de gırgır olsun diye 'Hocanın başka işi yok mu, para dağıtıyor' şeklinde cevap vermiştim. Bunun üzerine ben de aldığım parayı cüzdanımda saklamaya başladım. Bu para halen Çiğli 2. Ana Jet Üssündeki 621099 plakalı askeri araçtaki cüzdanımda bulunur. Aramızda daha sonra bu parayla ilgili bir sohbet geçmedi. Paranın seri numarasıyla ilgili de herhangi bir bilgim bulunmamaktadır."
"Mahkemede,"Türkiye'de neler olduğunu emniyete getirilince anladım." diyen eskiBaşçavuş Kuzu, savcılıktaki ifadesindesaldırının tüm detaylarını paylaşmış, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast içingiden timi yönettiği belirtilen eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş ilealbay rütbesiyle Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığında görev yaptığı dönemdetanıştığı bilgisini vermişti."
Mahkemedeki ifadesinde "Hiçbir polis memurunun parasını da cüzdanını da gasbetmediği" yönünde savunma yapan Kuzu'nun "Ben ilerisini de düşünerek, bir polisin cüzdanını aldım, araç temininde kolaylık sağlaması için bir polis kimliği ve telefonunu aldım" şeklindeki sözleri iddianameye geçmiş, iddianamede, bu sözlerin sanıklar Şükrü Seymen ve İsmail Yiğit tarafından da duyulduğu bilgisine yer verilmişti.
'Bizlere deliler ekibi denir'
İfadesinde MAK ve özel kuvvetler için ağır eğitim aldıklarını söyleyen Zekeriya Kuzu, kendisine bağlı olan MAK timleri için de "Bizlere deliler ekibi denir" benzetmesi yaptı. Kuzu, "Benim işim hayat kurtarmaktır. Biz vatanseveriz, bayrak için ölürüz. MAK timi bayrak için canını verir" dedi. Bunun üzerine Gökhan Şahin Sönmezateş, oturduğu yerden, "Ben deliler ekibinden değilim" dedi. Mahkeme Başkanı'nın uyarması üzerine ise "Kendi adına konuşsun" yanıtını verdi.
"Ramazan komutanım hakkını helal etsin"
57 kişinin ismini FETÖ üyesi olarak verdiğine yönelik Mahkeme Başkanı'nın soru sorduğu ZekeriyaKuzu, "O isimlerin hepsi uydurmadır. İsimleri söylemem için liste benim elime verildi. Ben de söyledim. Bana zorla yazdırdılar" dedi.
“Savcılık ifadesinde FETÖ içerisinde faaliyet gösterdiği iddia edilen askerlerle ilgili bilgiler veren Kuzu, FETÖ'ye mensup kişilerin isimlerinin sorulması üzerine "Ben bu isimlerin hepsini tanıyorum. 57 kişi olarak belirttiğim kişilerin bu yapı içerisinde faaliyet gösterdiğinden eminim. Diğer 23 kişinin ise bu yapı içinde olduklarını duydum ancak emin değilim." demişti.
Sanıklar arasında bulunan Albay Ramazan Elmas, böyle bir bilginin kendisiyle paylaşılmasının imkansız olduğunu söyleyince de Kuzu, "Sayın Başkanım, Ramazan Elmas komutanım da ismini verdiğim için bana hakkını helal etsin" dedi. Mahkeme Başkanı da "Kendi aranızda helalleşin" dedi.
Gökhan Şahin Sönmezateş'in darbe olduğuna yönelik Çiğli Üssü'ndeki açıklamasını duymadığını anlatan Zekeriya Kuzu, "Ben bu sırada karargahtaydım. Depodaki açıklamasında da bunları duymadım. Terör operasyonu olduğunu biliyordum. Olaydan sonra araziye kaçtığımız zaman Cumhurbaşkanı'nı almaya gittiğimizi öğrendim" dedi.
Marmaris'te helikopterden indikten sonra Özel Kuvvetlere bağlı ekibi takip ettiklerini ifade eden Zekeriya Kuzu, "Ormanlık alandan bize doğru ateş edildi. Bir süre çatışma yaşandı. Bir kişi getirildi. Bağrışmalar oldu" dedi.
İddianamede polislere ve Cumhurbaşkanı'na küfür ile hakaret iddialarını da kabul etmeyen Kuzu, "Kesinlikle Cumhurbaşkanı'nı bilmiyordum. Ben düşmanım dahi olsa küfür etmem. Herkes bilir. Eden olursa da ceza veren bir adamım. Hiçbir memura elimi bile dokunmadım bırakın cüzdanını almayı. Sadece bir görevlimiz oradaki polislerin eşyalarını çantaya koymuş ben de bunları yolda bırakmalarını söyledim. Çanta içerisinde cüzdanları kalmış. O da arazide ortaya çıktı. Ben kimsenin cüzdanını almadım. Hatta bir polisin üzerinde el yazısı Kuran çıktı. Çok hüzünlendim. 'Ya biz aynı taraftaydık, bu nasıl oldu' diye kendi kendime düşündüm" dedi.
Çatışmalar sırasında sadece 'Cumhurbaşkanı nereye gitti, nerede' türü sorular sorulduğunun duyduğunu ileri süren Zekeriya Kuzu, "Bu soruyu duyduktan sonra o an bir tereddüt yaşadım. Yıllarca yanında olmuş, destek vermiş birisi olarak. Ancak bu soruyu kim sordu bilmiyorum" dedi.
Binbaşı Taner Berber'in savcılığa verdiği ifade: "Astsubay Kıdemli Başçavuş Zekeriya Kuzu otelin lobisine gelerek 'Nerede o? Nereye sakladınız onu?' diye bağırdı. Cumhurbaşkanın otelde olmadığını öğrenince otelin arkasından ormanlık alana kaçtık."
'Gerekirse teslim olalım dedim'
Polislere MAK timine bağlı ekibin de yaptığını söyleyen Kuzu, "Bize ateş açıldı. Yoğun ateş altında kaldık. Ben Taner Binbaşıya, 'Biz buraya böyle bir şey için gelmedik. Ateş etmeyelim. Gerekirse teslim olalım' dedim. Ben de ekibime kesinlikle ateş edilmemesi talimatı verdim. 'Eğer çok sıkışırsanız havaya ateş edin' dedim. Bizden kimse polisle çatışmaya girmedi" dedi.
'Hizmet hareketinden olmayan var mı sözü' soruldu
Mahkeme Başkanı'nın kaçtıkları sırada, "Hizmet hareketinden olmayan var mı?" yönündeki ifadesini hatırlatması üzerine Zekeriya Kuzu, "Bu cümle bana özellikle ifadem sırasında soruldu. Telefonu eline alan polis, bu sözü bana söyletti. Ben FETÖ'ye para vermedim. Parayı ancak camiye veririm" dedi.
Mevcut hükümete destek verdiği için üste kendisine cephe alan kişiler bulunduğunu da öne süren Zekeriya Kuzu, teslim olma süreçlerini de "Polise teslim olursak zorluk yaşarız diye kendi birliğimize ya da jandarmaya teslim olalım dedik. Taner Binbaşı da rahatsızlanınca yola indik bizi jandarmaya götürmesi için. Yoksa o kadar kaçtık neden menfezde yakalanalım. Silahlarımızı bırakmıştık" dedi.
"Çocuğumun geleceğini düşündüm"İnaçlı bir kişi olduğunu, gençliğinden beri Ülkü Ocakları'na bağlı olduğunu anlatan Zekeriya Kuzu, 30 yıldır insan kurtarmak için eğitim aldım. Çok başarılı operasyonlar yaptım. 2006 yılından sonra da yıldızım parladı. Ben devletimin çıkarlarını yaşadıklarımla ispat etmiş bir insanım. Kişisel çıkarları için hareket eden bazı kişiler örgüt elemanı gibi ismimi çıkardı. Bazı kişilerin 30 Ağustos'ta ordudan atılacakları söyleniyordu. Bu şakaydı, sonra da herkes konuşmaya başladı ciddi oldu" dedi. Mahkeme Başkanı'nın poliste verdiği FETÖ üyeliğine yönelik ifadesinin hatırlatılması üzerine Zekeriya Kuzu, Ben ifadelerim sırasında ailemle tehdit edildim. Bir dolarla başlayayım. Benim iki oğlum var. Birisi benim yüzümden uzman çavuşken tutuklandı, diğeri de yurt dışına çıkamadı. Benim küçük oğlumun para koleksiyonu vardı. Bu bir doları da bana verdi. Oradan cüzdanımda kaldığını düşünüyorum" dedi. Mahkeme Başkanı'nın bir doların Fethullah Gülen tarafından verilip verilmediği yönündeki soruya da, Bir dolar olayı anlattığım gibi çocuğumdan kalma. Ben kimseden almadım" dedi.
FETÖ ile bağlantısı olan ve ifadesinde ismini 'Arif' olarak verdiği kişiyle ilişkileri de sorulan Zekeriya Kuzu, Ben çocuğumun geleceğini düşündüm. Uyuşturucuya bulaşmaması için gittiği dershanede bu kişiyle tanıştım. 10 kez falan sosyal amaçlı görüştüm. Evimize geldi, ben de onlara gittim. Zaman zaman da Arif'le sohbetler yapardık. Arif ve Yavuz'la da dini sohbetteler yapmadım. Yavuz Konya'da görev yaptığım sırada kapısına Zaman Gazetesi bırakılan bir kişiydi. Onun ismini de bu nedenle söyledim. Yavuz'la benim bağlantım yoktu. Sadece Arif, Fethullah Gülen'in geçmişte, milliyetçi olduğunu söylüyordu o kadar. Diğer anlattıklarımı ben kurguladım. Genel kültürümden kattığım ve aklımda kalan bazı kırıntılardan anlattığım şeylerdi" dedi.
"Üs imamı değilim"
Üs imamı olduğuna yönelik iddialar içinde Zekeriya Kuzu, Üs astsubayı olduğum içini düşmanım çoktu. Çiğli imamlığım yoktur. Paşa lakabını kabul etmiyorum. Dolar olayını da dediğim gibi kabul etmiyorum. Koleksiyon amaçlı küçük oğlum benim cüzdanıma koymuştur. FETÖ'cü değilim, hiçbir zaman hiçbir kademesinde bulunmadım. Baskı neticesi bunları anlattım. İfademdeki 57 kişiden bazılarını emniyette kendileri yazmış. Zaten avukatım da görme engelliydi. İmza atacağı yeri polis gösterdi" dedi. Zekeriya Kuzu, Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopter kazasıyla ilgili olarak ise hakkında çıkan haberlerin gerçek olmadığını ileri sürdü.