İzmir'de bulunan Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığı, darbe gecesi cuntacıların, en kritik merkezlerinden biriydi. İstanbul Samandıra Askeri Üssü'nden gelen tim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a suikast düzenlemek için Marmaris'te bulunan Grand Yazıcı Oteline baskın gerçekleştirdi. İki polisin şehit olduğu saldırıyı Tümgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş yönetiyordu.
Tuğgeneral Sönmezateş, darbe girişimi gerçekleşseydi "MİT'in başına geçecek olan isim" olarak planlanıyordu.
Suikast timinin başında bulunan ve 3. helikopterden timi yönettiği ortaya çıkan Sönmezateş'in 'Cumhurbaşkanına suikast', 'anayasayı ihlal', 'yasama organına karşı suç', 'hükümete karşı suç', 'silahlı terör örgütü yöneticisi olma', 'yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme', 'yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs etme', 'kasten öldürmeye teşebbüs', 'zincirleme şekilde cebir ve tehdit kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama', 'zincirleme şekilde silahla tehdit', 'Cumhurbaşkanına hakaret', 'zincirleme şekilde kamu görevlisine görevi nedeniyle hakaret', 'kamu malına zarar verme, mala zarar verme, nitelikli olarak konut dokunulmazlığının ihlali ve nitelikli yağma' suçlarından 6'şar kez müebbet hapis cezasına çarptırılması istendi.
Darbeci Tümgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş ifadesinde,
Tümgeneral Sönmezateş, saldırıyı organize eden askerlerden Binbaşı Şükrü Söymen'in, kendisine darbe girişiminden 5 gün önce "Hazır ol bu hafta şenlik var" dediğini önü sürdü. Ankara’da yakalanan Sönmezateş, savcılığa ifade vermeye götürülürken “Evet ben darbeciyim. İsterlerse beni idam etsinler. İdam cezamı versinler ama ben FETÖ’cü değilim” diye bağırmıştı. Darbe girişiminin başarılı olması durumu için hazırlanan atama listelerinde Sönmezateş’in ismi MİT müsteşarı olarak geçmekteydi.
Semih Terzi bahsetti
Sönmezateş’in Muğla 2’inci Sulh Ceza Hâkimliği’nde verdiği yedi sayfalık ifadeden satırbaşları şöyle: “11 Temmuz’da Milsec adlı güvenli hattan, rutinde olduğu gibi Özel Kuvvetler’den Tuğgeneral Semih Terzi (15 Temmuz gecesi Ankara’da bir astsubay tarafından vurularak öldürüldü) beni aradı. Ancak bu sefer benimle PKK ile ilgili konuşmadı. Ülkenin zor günler geçirdiğini, rahatsızlık duyduğunu, benim de onun gibi düşünüp düşünmediğimi sordu. Bana ihtilalden bahsetmedi. Ancak bu jargon bizde ihtilali çağrıştırmaktadır. Ben onun gibi başka kimlerin düşündüğünü, Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı Paşa’nın, Genelkurmay Komutanı’nın, diğer kuvvet komutanlarının da bu düşünceye destek verip vermediklerini sordum. Onların da bu şekilde düşündüklerini söyledi.”
Görevim Erdoğan’ı getirmekti
Sönmezateş’in ifadesine göre 13 Temmuz’da Terzi kendisini bir kez daha aradı:
“Bu kalkışmanın geçmiştekilere benzer olacağını, ancak çok hızlı gerçekleşeceğini, Cumhurbaşkanı ve kabine üyelerinin öncelikle alınıp mahkemeye sevk edileceklerini, yargılama konularının da çözüm sürecindeki hatalar, rüşvet iddiaları, IŞİD’in her yere elini kolunu sallayarak gitmesi gibi iddialar olacağını söyledi. Görevimin ne olduğunu açık anlatmasını istedim. Kendisinden o tarihte Cumhurbaşkanı her nerede bulunuyorsa oradan alıp refakatçi olarak Ankara’ya getirmek olduğunu öğrendim.Ramazan Elmas albayın odasına gittim. Kendisine özel bir görev olduğunu, İstanbul’dan helikopterle Özel Kuvvetler personelinin geleceğini, buradaki MAK ekibiyle birlikte bir yere gideceğimizi söyledim. Ancak kendisine Cumhurbaşkanına ilişkin plandan bahsetmedim. Onun da böyle bir plandan haberi yoktu. Ramazan Elmas Albay’ın odasına MAK Komutanı Taner Berber binbaşıyı çağırdım. MAK ekibinin malzemelerinin hazırlanmasını istedim.
Saat 22.00 civarında Özel Kuvvetler helikopterlerle indi. Bu helikopterler İstanbul’dan geliyordu. Tek tek saymadım, iki SAT personeli de bu sayıya dahil mi bilmiyorum ancak pilotlar hariç MAK ekipleriyle birlikte 27-28 kişilik bir grup oluşturduk. Bu, beklentimin yarısı idi. Şükrü binbaşı, cumhurbaşkanının yanında üç dört kişilik bir koruma ekibi olduğunu, tatil modunda olduklarını, Özel Kuvvetler’in operasyonu gerçekleştireceğini, MAK ekibinin ise geri emniyeti alacağını dolayısıyla sayının yeterli olduğunu söyledi.”
Genelkurmay içinde sanmış, Erdoğan’ı öldürme amacı yokmuş
Hazırlık sırasında tüm personelin cep telefonlarını kapattırdıklarını belirterek personele sadece TSK’nın ülke yönetimine el koyduğunu açıkladığını belirten Sönmezateş şöyle devam etti:
“Hem Semih paşanın telefondaki sözleri hem de genelkurmayın internet sitesinde yapılan bu açıklama üzerine bende taşlar yerine oturdu ve bu girişimi Genelkurmay Başkanı'yla birlikte tüm kuvvet komutanlarının desteklediği düşüncesine kapıldım” diyen Sönmezateş, şöyle devam etti: “Ekibe Şükrü binbaşının emri altında olduklarını söyledim. Çünkü aşağıya inip operasyonu o gerçekleştirecekti. Benim helikopterde kalma sebebim şudur: Yukarıdan, aşağıda yaşanan olayları net bir şekilde görme imkânım olacaktı. Şükrü binbaşıyla telsizle irtibat kuracaktık. MAK personeline operasyonun mahremi yani hedef alınacak kişinin Cumhurbaşkanı olduğunu ben hiç deklare etmedim. Özel Kuvvetler’den de kimseye bu durumu söylemedim. Pilotlara dahi bu durumu söylemedim. Hatta helikopterdeki teknisyen uçuş sırasında olağan dışı bir durumun olduğunu fark ederek bana yanlış bir şey yapıp yapmadığımızı sordu. Ben de ona yanlış bir şey yapmadığımızı söyledim.
Bizim öldürmek gibi bir amacımız yoktu, öyle olsa bomba atar ölümünü sağlardık. Tersine canlı olarak alıp Ankara Akıncı Üssü’ne nakletmek görevi edinmiştik. Cumhurbaşkanını alıp helikopterle Dalaman’a indirip oradan uçakla Ankara’ya götürüp Akıncı Hava Üssü’ne teslim edecektik. İsim olarak kime teslim edeceğimi bilmiyorum. Görevim uçuş sürecinde cumhurbaşkanına refakat etmekti.”
Şükrü Söymen’in gece önce operasyonun iptal olduğunu, sonra da yeniden başlayacaklarını söylediğini, bu nedenle yarım saat kaybettiklerini belirten Sönmezateş, “Şimdi düşündüğümde bir üst iradenin bizi orada kasıtlı olarak beklettiğini düşünüyorum. Zamanında yola çıksaydık hedefimizi bulacaktık. Bu sırada saat 02.15-02.30 civarı idi. Bir veya bir saat 15 dakikalık uçuş süremiz oldu. 03.30-03.45 civarında otelin olduğu yere geldik.
"Plana göre önce biz iniş yapacaktık"
Tutuklu tümgeneral şunları söyledi: “Yanında oğlu veya eşi veya diğer akrabaları olsaydı dahi hedefimiz sadece Cumhurbaşkanı'nı almaktı. Şükrü binbaşıya operasyon öncesinde mukavemet olması halinde ne yapacaklarını sorduğumda öncelikle ‘Yat’ komutu vereceklerini, uymama halinde önce belden aşağı ateş ederek yaralama yoluyla mukavemet edeni etkisiz hale getirmeyi planladıklarını söylemişti. Bizim sivillerle ilgili herhangi bir insanlık dışı planımız bulunmamaktaydı.”
Askerleri otele indirdikten sonra helikopterde kalan Sönmezateş, yakıt sorunları nedeniyle Imsık meydanına indiklerini, operasyonun başarısız olduğunu Şükrü Söymen’den öğrendiğini belirtti.
'Suikast Davası' başladı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik FETÖ suikast timi tarafından düzenlenen saldırının davası 20 Şubat’ta Muğla Ticaret ve Sanayi Odası salonunda görülmeye başladı. Davanın iki numaralı sanığı olan ve suikast timini helikopterden yönettiği öne sürülen Gökhan Şahin Sönmezateş, duruşmada görevi kendisine Semih Terzi'nin verdiğini, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı derdest ederek Ankara'ya götürmek için Marmaris'e gittiklerini öne sürdü.
İddianamede suçlamaları kabul etmediğini ve reddettiğini söyleyen Gökhan Şahin Sönmezateş, “İlk günden beri savunmalarımda her olayı anlattım. Benim anlatımlarımdan sonra bazı gerçekler ortaya çıktı. Dosyada gizlilik kararı vardı, ancak ifadelerimin gazetelerde yer almasından sonra herkes beni suçlamaya başladı. Adımı kullandı. Herkes ifadelerine ismimi kattı" dedi.
"Hayır ben suç işlemedim demiyorum" sözleriyle savunmasını sürdüren Sönmezateş, Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım, eski askerim ama ifadem sürecinde insanlık dışı muamele gördüm. En kötüsü de psikolojik işkenceydi. Eşim ve kızımla tehdit edildim" dedi.
Suikast gecesine yönelik de ayrıntıları anlatan Gökhan Şahin Sönmezateş, “Net olarak söylüyorum. Benim görevim Cumhurbaşkanını alıp Ankara'ya götürmekti. Ben askerim, aldığım emirleri yerine getiririm. O zaman Cumhurbaşkanına zarar vermeye çalışan olursa ben vururdum." dedi.
Görevi de Semih Terzi'den darbe öncesindeki Çarşamba günü öğrendiğini ifade eden Gökhan Şahin Sönmezateş, İstanbul'da Semih Terzi ile görüşmemizin sebebi 2 gündür Cumhurbaşkanı'na ulaşılamaması ve yerinin bilinmemesiydi. Görevin iptali hep gündemdeydi. Ankara Cumhurbaşkanı'nın yerini bilmiyordu, bize de söyleyemiyordu. Özel Kuvvetler ve MAK Timi'ni ben seçmedim. Ben emir vermedim. Uçuş ekibini de ben seçmedim. 15 yaşında çocuğa bile böyle bir planlama yaptırılmaz. Esas benim aradığım soru 4 saat boyunca neden, kim tarafından bekletildik? Cumhurbaşkanı Marmaris'ten ayrıldıktan ve Semih Terzi öldürüldükten sonra saat 02.20'de biz yola çıkarıldık. Tuzağa düşürüldük. Bilsem o insanları oraya götürmezdim" dedi.
“Planı ben yapsaydım başarılı olurdu”Cumhurbaşkanı'nın yaveri Ali Yazıcı'ya da ulaşamadığını anlatan Gökhan Şahin Sönmenateş, Ben kendisiyle görüşmedim. Görüştürülmedik. Bu planlamayı ben yapsaydım ya başarılı olurdu ya gitmezdik. Bugüne kadar bana verilen görevleri başarıyla yerine getirdiğim için bu görev bana verildi. Eğer onunla konuşsaydım bugün bambaşka noktada olurduk. Ya da Marmaris'e hiç gitmezdik" dedi.
Bizi 4 saat kim bekletti? FETÖ'cü olmadığını da ileri süren Sönmezateş, FETÖ'cülükle suçlanıyorum. Kabul etmiyorum. Daha önce de suçlanmıştım. FETÖ'nün okullarında okumadım. Maddi bir menfaat ilişkim olmadı. Fethullah Gülen'e peygamber demek sapkınlıktır. Evet ben bu görevi kabul ettim ve şu anda bunun bedelini ödüyorum. Bizi kim yanılttı, kim harcadı? 4 saat bizi kim bekletti? Onun cevabını arıyorum. Son bilgiler gelince gittik. Orada şehit olanlara üzülüyorum. Bütün sorumluluğu üzerime alıyorum, ama öldürmeyi kabul etmiyorum. Birlikte çalıştığım kimseyi satmadım. Ama yapmadığım şeyi de yaptım demem. Zekeriya Kuzu da polisleri darp edip o sözler söylediyse haddini aşmıştır. Ben böyle bir emir vermedim. Onun görevi çevreyi emniyete almaktı. Ben TSK'nın yönetime el koyduğunu söyledim. Ancak Cumhurbaşkanı ile ilgili olan özel görevi kimseye söylemedim. Bir tarikat ya da cemaat menfaati için gitmedik" dedi.
İlgili merkezlerin haberi olmadan helikopterlerin kalkış yapmasının mümkün olmadığını ileri süren Sönmezateş, "O gece göreve gitmemize engel olabilecek birkaç merkez vardı. Hiçbirisinden ikaz gelmedi. Göreve gitmeye teşvik edildik. 4 saat uçuş yaptık, neden buna müsaade edildi, engel olunmadı? Saat 02.35'ten 06.35'e kadar ne değişti de yakıt almak için geldiğimiz üste bize engel oldular, ayrıca 'sessiz uçuş' diye bir şey yok." diye konuştu.
Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, "Ramazan Elmas'ın konum itibariyle bana müdahale şansı yoktu. Ancak helikopterin uçuşları Hava Kuvvetleri birimlerinin yanı sıra Ege Ordu Komutanlığı'nca da takip ediliyor. Hatta bu Yunanistan'dan bile radarlarca rahatlıkla görülebiliyor. Neden Ege Ordusu, Hava Kuvvetleri'nin herhangi bir birimi bize müdahale etmedi. İsteselerdi bizi durdurabilirlerdi. Ben sizden bunu resmi olarak yetkili makamlardan sormanızı istiyorum" dedi.
Tuğgeneral Sönmezateş, Bodrum'da da uçmalarına izin verildiğini sadece yakıt verilmediğini, ancak İzmir'e dönüşlerinde tekrar kalkmalarına izin verilmediğini de ileri sürdü.
'Ben rekafatle görevliydim'Mahkeme başkanının Ankara'da darbe girişimi ile ilgili bir yapılan toplantıya katılıp katılmadığı, FETÖ'nün sivil imamlarıyla orada görüşüp görüşmediği ile ilgili soruları da kabul etmeyen ve katılmadığını söyleyen Gökhan Şahin Sönmezateş, emir için de Genelkurmay başkanlığından aldım diyebilirim. Ama öyle değilmiş. Şu yaşadığım 6 aylık zamana baktığımda öyle olmadığını görüyorum. Talimatı Semih Terzi'den aldım. Semih Terzi ve Zekeriya Aksakallı benim için kıymetliydi. Hala da öyle. Ayın 11'inde Semih Terzi ile ilk görüşmemizi yaptık. Çarşamba günü ise 2'nci görüşmemizde net görevi aldım. Ben sadece refakat etmekle görevliydim. Helikopterleri kim temin etti? Kim planladı bilmiyorum. Planlamayı yapmış olsam çok net yanıt verirdim. MAK ve SAT ekiplerini de ben belirlemedim. Özel Kuvvetler de kendinden başka kimseden emir almaz. Şükrü Seymen'le Semih Terzi'nin yönlendirmesiyle Hava Harp Okulu'nun misafirhanesinde buluştuk. Çiğli Ana Jet Üssü'nde kimseye operasyonla ilgili bilgi vermedim. Sadece uçuş ekibine pistte koordinatları verdim. Cep telefonundan Google ile çıkartıp verdim. Herkes emir komuta zinciriyle orada toplandı. Görevini kendi komutanından alıp geldi. Benim görevim tekrar söylüyorum Cumhurbaşkanını sağ salim alıp Akıncı'ya götürmekti. Öldürün emri vermediğim gibi böyle bir emir de yok. Birilerine öyle güvenmişim ki basiretim bağlandı. Bana suikast görevi verilseydi kabul etmezdim" dedi.
'MİT Müsteşarlığı için daha üst rütbeliler vardı'
Sıkıyönetim listesinde görevinin MİT müsteşarlığı oluğu yönündeki soruya ise Sönmezateş, O listeyi henüz görmedim. Liste akıl alır gibi değil. Ben bu konuda zaten hiyerarşi gereği doğru bir adam değilim. Benden daha üst rütbeliler var" dedi.
Savunmasını tamamladıktan sonra soruları da yanıtlayan Gökhan Şahin Sönmezateş, duruşma savcısının, Helikopterden aşağıdaki sanıklara hiç ateş ettiniz mi? Çiğli'de yaptığınız konuşmada orada sivil vatandaşların olacağını ve çatışmanın kaçınılmaz olacağını söylediniz mi" diye sorması üzerine, Helikopterden hiç ateş edilmedi. Sivillerle çatışmaya girilmesi yönünde bir emrim olmadı" dedi.
Müşteki avukatların Ekibin başında biri olarak bu işin organizatörü olmaması mümkün mü? Çatışma olmaması ve çatışma olmamasından haberiniz olmaması mümkün mü?" sorusuna ise, Çatışmadan haberim olmadı. Çatışma olacağını tahmin edemedim" yanıtını verdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatının Madem FETÖ üyesi olmadığını söylüyor, ekibi kendi seçmemiş diyor. Hangi tür motivasyonla bu operasyonu yapıyor" diye soru yöneltmesi üzerine Sönmezateş, Alparslan Türkeş ve Kenan Evren hangi motivasyonla yaptıysa ben de ülkemi ve milletimi korumak için yaptım" diye kaydetti.
'Direnseler ne yapacaktınız?'
Bunun üzerine müşteki avukatı bir soru daha sorarak, Cumhurbaşkanı korumaları orada olsaydı teslim olmayacaklardı. Koruma duvarını nasıl aşacaktınız? Cumhurbaşkanı ve ailesi de size direnecekti. Bunu üzerine ne yapacaktınız?" demesi üzerine de Sönmezateş, Cumhurbaşkanı sağ salim alınacaktı. Bunun için ne yapılması gerekiyorsa yapılacaktı" bu yanıtın üzerine bu kez mahkeme başkanı Direnseler ne yapacaktınız" diye sordu. Bu soruya da sanık Sönmezateş, Olmamış, gerçekleşmemiş bir şey için konuşmak istemiyorum" cevabını verdi. Daha sonra bir sanık avukatı yakıt planlaması yapıp yapmadıklarıyla ilgili soruya da, Pistte bekletilince yakıtımız bitti. Bunun planlamasını pilot yapması gerekiyordu" dedi