İstanbul'daki Kartaltepe Kışlası Komutanı Piyade Albay Davut Ala, darbe girişimi sırasında çıkan çatışmada 7 kurşunla vurulmasına rağmen kışlasını darbe yanlısı askerlere teslim etmedi.
Ramazan Bayramı'ndan kısa süre önce Kartaltepe Kışlası Komutanı olarak görevlendirilen Piyade Albay Davut Ala, 15 Temmuz’da akşam saatlerinde Zeytinburnu'ndaki lojmanına gitmek üzere yoldayken bir astsubaydan darbe girişiminin haberini aldı. Bu habere inanmayan Ala, evine gittiğinde tankların caddelere çıktığı görüntüleri görünce tedirgin oldu. Sokağa çıkan tankların kendi kışlasının tankları olduğunu fark eden Ala, daha sonra iletişime geçtiği Kurmay Albay Sait Ertürk ile istişare toplantısı yaptıktan sonra darbeci olmayan komutanların bilgisi dâhilinde verilen emirleri yapmaya karar verdi.
Polis ekiplerinin nizamiyeyi kapatması üzerine dışarı çıkmak için vali yardımcısı ile temasa geçen Davut Ala, kısa bir süre sonra Zeytinburnu Emniyet Müdürlüğünden 3 kişilik polis ekibinin gelmesiyle yola çıktı.
Sağ tarafı paramparça oldu
Kışlaya vardıktan sonra silah kuşanan Ala ve ekibi, tugay karargâhına gitti. Darbeci komutanların tugay karargâhını terk ettiğini gören Ala ve arkadaşları kışlaya geri döndüklerinde karşılarına çıkan darbeci askerlerle çatışmaya girdi. Çatışmada Sait Albay ve bir polis yaralandı. Yardım için yanlarına giden Piyade Albay Davut Ala da elinden ve karın bölgesinden yaralandı. Yaralı olduğu halde darbeci askerleri vurma düşüncesiyle helikopterin yanına gitmek isteyen Ala, vücudunun 7 yerinden yaralandı. Bir parmağı koptu, karaciğerinin yarısı gitti, diyaframı delindi, kaburgasının bir bölümü kırıldı. Sağ tarafı tamamen paramparça olan Ala, 10 gün yoğun bakımda kaldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan özel olarak aradı
Gazi Albay hastanede tedavi görürken kendisini arayan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile konuşmasını şöyle anlattı: “Cumhurbaşkanımız gece 02.00 gibi beni aradı. Geçmiş olsun ve şifa dileklerini iletti. Sayın Cumhurbaşkanımız önce Allah'a sonra millete ve bize güvensin. Memleketle, o gece ve sonrasındaki gelişmelerle ilgili benimle sohbet etti. Zaten dünürü ve damadı Selçuk Bayraktar da gelmişti. Kendisinden Allah razı olsun. Bu Haşhaşiler her yere sızmış durumda. Allah Cumhurbaşkanımızı korusun ve yardımcısı olsun. Şu ortamda kimin ne olduğu belli değil. Kendisine dikkat etsin. Allah'a emanet olsun. Çok yerde çalıştım. Gerçek Türk askeri bizleriz. Benim, milletimiz ve vatanımız için parmağım, ciğerim, vücudumun her yeri, hatta canım feda olsun ancak şunu unutmasınlar, askerine düşman olan düşmanının askeri olur. Bu günler askeri kötüleme zamanı değil, aksine askerin daha çok sevilme ve güvenilme zamanıdır. Biz milletimizin bize emanet ettiği üniformanın şerefini korumaya çalıştık. Biz milletimiz için varız.”
“Rum askeri bunu yapmazdı”
FETÖ Darbesini Araştırma Komisyonuna ifade veren Gazi Albay, " İlk hastaneye götürüldüğümde öldü diye beni kenara atmışlar. Mümkün değil yaşamam çünkü. Yaşamam bir mucize. Şu anda bir parmağım yok. Diyaframım delindi. Kaburgalarım kırıldı. Sol dizimde, ayağımda 3 mermi var. Bunların hiçbiri önemli değil. Bir Rum ordusunu getirip koysaydık oraya Rum askeri bile o halka o eziyeti etmezdi. Bu nasıl zihniyettir. Şehadet getirmek için akrabamızı aradım. Çocuklarım önce Allah'a sonra size emanet dedim" açıklamasında bulundu.