Bu madalyonun bir yüzüdür.
Öteki yüzünde yazılı olan şudur: “Ülkemizin hiçbir meselesi yoktur ki kapitalizm ile olan ilişkisi kurulmadan anlaşılabilsin ve çözülebilsin”. (Bu yazıları Batı’yı kötülemek, kapitalizm eleştirisi yapmak için yazmıyorum. Bu işi Batı’da ve bizde çok iyi yapanlar var. Ben nerede durduğumuzu tespite çalışıyor, kafesten nasıl çıkarız acaba diyorum.)
Ülkemizde imal-i fikr etmek için idarî-malî-hukukî bir özgürlük atmosferi vardır. Yukarıdaki yol haritası uyarınca ilmen-fikren çalışıyor, yazıyor, konuşuyorsanız kimse sizi tutuklamaz.
Devlet bilakis çalışacaklar için geniş imkânlar hazırlamıştır. Yüzlerce dernek, enstitü, vakıf kurulmuştur; her ilimizde üniversite vardır. Binlerce öğretim elemanı bulunuyor, bunlardan isteyenler yurtdışına ihtisasa gidiyor.
Peki bu imkânlara rağmen ülkemizde dişe dokunur bir fikrî inkışaf olduğundan, tek tek dahi olsa fikir adamlarının insanımızı, İslâm âlemini, tüm dünyayı etkileyecek eserlerinden bahsedebilir miyiz?
Enseyi karartmak, karamsar bir tablo çizmek niyetinde değilim. Bilakis bir rüzgâr essin, bir heyecan uyansın isterim. Bu yolda tuğla üstüne tuğla koyanlara müteşekkirim.
Bu konuda sürekli geçmiş başarılar tekrarlanır. İbn Rüşd’den, Farabî’den, Gazalî’den, Endülüs’ten, Osmanlı’dan bahsedilir.
Elbette ki bütün bunların bilinmesi, geçmişten ilham alınması, güç devşirilmesi lâzımdır ama; şunu gözden uzak tutmayalım.
Eski medeniyetlerin hepsi dine dayanır. Paganların panteonları, Budistlerin pagodaları, Hıristiyanların çan kuleleri, Müslümanların kubbe ve minareleri vardır. Bunlar önde gelen sembollerdir.
Çağdaş Küresel Medeniyeti oluşturan zihniyet dini dışlayarak vücut bulmuştur, modernizm dine inanmaz.
Bu medeniyetin filozofları, bilim adamları, üniversiteleri, laboratuvarları, sanatçıları vardır. Ama ipi elinde tutan sermayedir. Onun Yahudi, Neocon veya dini çağrıştıran bir sıfat taşıması kendi çıkarınadır.
Kapitalizm zaman zaman krize girer ama daima onu aşar. Bilgi toplumu, dijital devrim “Teknokapitalist” dönemin günümüzdeki çarpıcı tanımıdır.
Açıkçası şudur: Evet, geçmişte iyi şeyler yaptık. Ama bugün kendimize, İslâm âlemine ve tüm dünyaya Müslümanlar olarak ne söylüyoruz?
Müslümanlar asıl düşmanı bırakıp birbirleri ile didişmesin.
Âmentüye inananlar için “Ehl-i sünnet”in fazlası var, eksiği yok. Bize yeter.
Her iki toplumda da insan aynı insandır deyip işin içinden çıkamayız.
İslâmın parlak dönemlerinde yapılan işler, yetişen düşünürler tarım toplumunun mahsulüdür. Sanayi devrimi sonrası oluşan Çağdaş Küresel Medeniyet sürecinde, kapitalizmin hâkimiyeti karşısında ulemanın sükut ettiğini görüyoruz.
Medine-i Fazıla müellifi günümüzün metropollerini görseydi ne diyecekti?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.