Yeni Şafak

Urfa için atan yürek Eyüp Cenap Gülpınar

Necdet Karasevda
21:0018/05/2012, Cuma
G: 18/05/2012, Cuma
Yeni Şafak
Urfa için atan yürek   Eyüp Cenap Gülpınar
Urfa için atan yürek Eyüp Cenap Gülpınar

Onun hayata bakışında toplumu kamplara ayırmanın, çatışma doğurucu aksiyonlara, reaksiyonlara tevessül etmek olmadı. Gülpınar, zirvedeyken bırakmayı bilen güzel bir adam olarak, ölümünü bile mesaja çevirerek tarih sahnesindeki yerini aldı.

Ölüm haberi, gecenin iki buçuğunda bir cep telefonu mesajıyla gelir. Gecenin karanlığına biraz daha karanlık eklenir, ağzınız kurur, gözleriniz yaşarır, uykunuz kaçar...

Ve derin bir anafor içine düşer bilinciniz...O derin sessizlik içinde ölümü düşünürsünüz... Ve bilirsiniz ki, insanların yaşı kaç olursa olsun her ölüm erkendir...

Ölüm haberini aldığınız kişiyle, biraz yakın temasınız olmuşsa, onun ruh dünyasına, kalp dünyasına, fikir dünyasına nüfuz edebilmişseniz, aslında biraz da siz ölmüşsünüzdür... Ötelere kanat çırpan ölü, kendini artırırken sizi azaltmıştır.

Şimdi iç içe geçen cümleler, anılar, pişmanlıklar, eksik kalmışlıklarla yastığa gömülürsünüz... Yastık taş kesilir... Ve gözlerinizden akan sıcak yaşlarla ıslanır yastık... Derken yakaza haliyle yürürsünüz uykunun kollarına. Uyandığınızda hiç bir şey eskisi gibi değildir. Çünkü dünya, güzel bir adamı daha kaybetmiştir. Alelacele toparlanırsınız cenazeye yetişmek için...

GÖZLER YAŞLI GÖNÜLLER EKSİK

Havaalanına yetişmeye çalışırken önünüze çıkan yüzlerce araç dikkatinizi çeker ilkin. İşte o an anlarınız ki binlerce insan sizinle aynı şeyleri düşünmektedir. Ve binlerce kişi Eyüp Cenap Gülpınar'ın vefatıyla müteellimdir, gözler yaşlı, gönüller eksik ve kırıktır... Cenazeyi karşılamak için havaalanının VIP salonuna geçtiğinizde fotoğraf daha netleşmiştir. Herkes oradadır. Bütün tercihler, bütün siyasi fikirler, bütün kabuller... Cenap Gülpınar herkesin güzel adamıdır... Bunu artık gözlerinizle de görürsünüz.

İnen uçağın kapısı açılıp ona yaklaştığınızda gözleri şişen onlarca kişi görürsünüz. En çok Cenap bey'in eşinin elemi çeker dikkatinizi. Sonra güzel oğul Kasım Gülpınar iner uçaktan. Şaşkındır, güzel bir babayı, örnek bir rol modeli kaybetmenin tuhaflığı sirayet etmiştir bakışlarına. Güçlü olmaya çalışmaktadır en değerli varlığını yitirmişse de... Karşısına çıkan onlarca güzel adamdan 'amca' dediği milletvekiline sarılır ve artık resmiyetin, güçlü ve metin olmanın bir kıymet-i harbiyesi yoktur. Amcanın omzunda hıçkıra hıçkıra, doya doya ağlamanın vaktidir.

Binlerce aracın oluşturduğu kırk kilometrelik konvoyu geçtikten sonra bir manevi iklim çıkar karşınıza... Bu ikindi ezanı size çok şey fısıldar ötelerden... Her yan ıtır kokar. Namaz sonrası Cenap Bey'in na'şı önünde dostlar saf saf el bağlarlar... Meclis başkanları mı dersiniz, bakanlar, milletvekilleri, valiler, bürokratlar, gazeteciler, sanatçılar mı dersiniz, işçiler, patronlar, emekçiler, çiftçiler, köylüler mi dersiniz? Herkes oradadır ve onu son yolculuğuna uğurlamak için hazır beklemektedirler.

İmam sorar, 'Merhumu nasıl bilirdiniz?'

Herkes samimi gözyaşlarıyla 'İyi bilirdik' diye karşılık verir. Sonra İmam, hazirundan haklarını helal etmelerini istediğinde seslerin tonu artarak 'Helal olsun! diye bağırılır. İşte o an herkes acıyla anlar ki, Cenap Bey'in gerçekten gitmiştir. Hıçkırıklarla sarsılır caminin avlusu...

Ve dergah denebilecek bir avlu...Huzurlu.. Sakin ve lahuti... İtina ile açılmış bir çukur... Tekbir sesleri hıçkırık seslerine karışır tabut geldiğinde...

Güzel evlat, Kasım Gülpınar artık bırakıvermiştir kendini kalbinin ellerine. Nereye sürüklerse oraya gidecektir. Tüm dostlar buğulu gözleriyle Cenap Bey'in toprağa verilişine tanıklık ederken tekbir sesleriyle dev bir senfoni oluşturmuştur.

Hıçkırıklar birbirine karışırken topraktan gelen Güzel Adam toprağa dönmüştür...

Eski TBMM Başkan Vekili, Eski Devlet Eski Bakanı ve Şanlıurfa Milletvekili Cenap Gülpınar, Türk Siyasi tarihinin beyefendi karakterlerinden biri olarak bir mayıs gecesi arkasında derin bir boşluk bırakarak Hakk'a yürüdü. Ardında bıraktığı boşluğun öyle kolay kolay doldurulamayacağını öğreterek ayrıldı aramızdan.

ZİRVEDE BİR KANAAT ÖNDERİ

Toplumun bütün kesimlerinin üzerinde ittifak ettikleri nadir bir sima olarak, hep pozitif siyasetin, pozitif toplum dilinin tercümanı olan Eyüp Cenap Gülpınar, bir döneme dürüstlük abidesi olarak imzasını attı. Çok sevildi, çok takdir edildi, kendisine çok hürmet edildi. Hiçbir dönemde kendisine atfedilen 'Ağa' 'Şeyh' gibi sıfatları kabul etmedi, gerçek anlamda bir kanaat önderi vizyonu ve misyonuyla yüreklere yürüdü. Sağduyuyu temsil eden rafine bir bilince, halkın vicdanını temsil eden bir mantaliteye sahipti. Hiç kimseyi ötekileştirmedi; tüm yaftalamaları, dışlamaları, aşağılamaları reddetti. Yalnızların kolu kanadı oldu.

Yaşarken onun etrafında halkalanan binlerce insan, cenazesine oluşturdukları kırk kilometrelik konvoyla katılan sevenleri, onun hep tatlı diline, beyefendiliğine ve pozitif yaklaşımlarına tanıklık etti. Elindeki devasa gücü hiçbir dönemde ne devletine, ne milletine, ne de bireylere bir baskı unsuru olarak kullandı. Aksine her zaman kendisine gönül verenleri iyiliğe, barışa, kardeşliğe, diyaloga, uzlaşmaya davet etti. Mensubu olduğu coğrafyadaki kronik sorunlar göz önüne alındığında merhum Gülpınar'ın izlediği yöntemin tüm açılımlar için bir çözüm olduğu da değerlendirilebilir.

Yazılı kuralların çok da etkili olmadığı dönemlerden tevarüs olunan kanaat önderliğinin bir gereği olarak hep 'veren el' olarak görüldü. Siyaseti ve bulunduğu konumları asla maddi bir rant veya bir güç gösterme sahasına çevirmedi. Aktif siyasetin içindeyken de, siyasetin bilgesi deneyimli biri olarak dinlenirken de iş takipçiliği yapmadı; liyakat ve ehliyet sahibi olmayan insanlarla ilgili hiçbir tasarrufta bulunmadı. Sosyal barışa, ekonomik kalkınmaya fedakârlıkla katkıda bulunduğunu herkes bilir ama o hiçbir zaman yaptığı iyilikleri dillendirmedi. Örneğin, kendisine ait olan binlerce dönümlük araziyi karşılıksız olarak işletmeleri için bölgedeki köylülere verdi.

İnsanlar arasında bir çimento vazifesi gören merhum Gülpınar'ın gerçek bir kanat önderi olması hesabıyla, onun ikliminde toplumu kamplara ayırmanın, çatışma doğurucu aksiyonlara, reaksiyonlara tevessül edilemediğini gözlemlemek için onun 69 yıllık yaşam serüvenine bakmak yeterli olacaktır. Gülpınar, zirvedeyken bırakmayı bilen güzel bir adam olarak, ölümünü bile mesaja çevirerek tarih sahnesindeki yerini aldı.

* Anadolu Yazarlar Birliği Genel Başkanı (nkarasevda@gmail.com)









Yorumlar

Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.

Henüz yorum bulunmuyor

İlk yorumu siz yapın.

Kapat

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.