Yeni Şafak

Kur'an şiddet ve 'Fitne' değil

Ahmet Akgündüz
21:005/04/2008, Cumartesi
G: 5/04/2008, Cumartesi
Yeni Şafak
Kur'an şiddet ve 'Fitne' değil
Kur'an şiddet ve 'Fitne' değil

Kur'an'ı veya İslamı şiddet Kitabı veya şiddet dini olarak vasıflandıranlar, ya İslam'a ve Kur'an'a düşmanlıklarından ya da cehaletlerinden bunu yapmaktadırlar. Bize düşen bilimle ve akılla bunlara cevap vermektir

Dünyada ve Hollanda'da bazı siyasiler ve çevreler tarafından Kur'an'ın şiddeti ve terörü teşvik eden bir din olduğuna dair ithamlar yapılmasından dolayı bütün dünyada bu konu tartışılır hale geldi. Bu sebeple haklı olarak bazı Müslümanlar da bu konuyu sorar hale geldiler. Bize düşen meseleyi bazı yönleriyle öncelikle de Müslümanlara hitaben anlatmaktır. Elbette ki aklı olan her insan bu sözlerimizin muhatabıdır.

İslam hoşgörü dinidir; insanı en kıymetli varlık olarak kabul eder; ma'sum insanlara karşı yapılan tecavüz ve hücumları büyük günahlar arasında sayar. Nitekim bahsini ettiğimiz Kur'an ayeti bunu haykırmaktadır: 'Kim bir başka canı öldürmek veya yeryüzünde anarşi çıkarmak gibi bir suçu bulunmadan haksız yere bir cana kıyarsa, bütün insanlığı öldürmüş gibi olur. Kim bir canının kurtuluşuna vesile olursa, bütün insanlığı ihya etmiş gibi olur.' (5: 32). Gerçek şu ki, müslüman ölüme değil, sadece hayata hizmet eder.

İslamın temel anlayışı şudur: Nasıl ki sen bir gemide veya bir evde bulunsan, seninle beraber dokuz masum ile bir câni var. O gemiyi batırmak ve o evi yakmaya çalışan bir adamın, ne derece zulm ettiğini bilirsin. Ve zalimliğini, yerlere ve göklere işittirecek derecede bağıracaksın. Hattâ bir tek masum, dokuz câni olsa; yine o gemi hiç bir kanun-u adâletle batırılamaz.

SAVAŞ VE BARIŞ HUKUKU ASLA KARIŞTIRILAMAZ

Bundan birkaç sene önce Twente Üniversitesinde bir konferansa katıldım. 600 kişiyi bulan dinleyiciler arasından birisi, Kur'an'ın şiddet içerdiğini ve insanları şiddete teşvik ettiğini iddia etti ve bana Kur'an'dan bir ayet okudu. Meali şöyleydi: 'küfrün önderlerine karşı savaşın. Çünkü onlar yeminleri olmayan adamlardır. (Onlara karşı savaşırsanız) umulur ki küfre son verirler.' Ben ise ayetin baş tarafını okumasını söyledim Okumak istemedi. Ben tamamladım. 'Eğer antlaşmalarından sonra yeminlerini bozarlar, ve dininize saldırırlarsa,....' (Kur'an, Tevbe, Ayet 12). Şu anda bazı siyasetçilerin ve İslam'a bu yönüyle saldıranların tamamı bu şekilde davranmaktadır ve ayetleri sadece işlerine gelen yönlerini alarak çarpıtmaktadırlar.

Daha önemli bir nokta da şudur: Bildiğiniz gibi, her devletin Savaş Hukuku kuralları ayrıdır ve barış hukuku kuralları ayrıdır. Eğer siz barış hukuku kuralları ile savaş hukuku kurallarını birbirine karıştırırsanız, o zaman Hollanda'nın Afganistanda ve Türkiyenin Kuzey Irakta yaptığına da şiddet dersiniz. Aynen öyle de İslam Hukukunun birinci kaynağı Kur'an-ı Kerimdir. Kur'an-ı Kerimde hem barış dönemine ve hem de savaş dönemine ait ayetler vardır. İşte Wilders ve benzerleri, Kur'an'ın savaş dönemine ait bazı ayetlerini alarak sanki genelmiş gibi göstermektedirler. Doğrudur; Kur'an'da 109 tane Savaş Hukuku ile alakalı hükümler vardır.

Maalesef dünyadaki bazı politikacılar, Kur'an ve İslam Hukuku konusunda cahildirler. Bunlar Kur'anın Savaş Hukuku ile alakalı ayetlerini tahrif ederek sanki Kur'anda şiddeti teşvik eden ayetler olduğunu iddia etmektedirler. Ayrıca her konuda olduğu gibi bu konularda genellemelere gitmektedirler. Bu sebeple bazı yanlış tefsir edilmeye çalışılan ayetleri zikretmek istiyoruz.

Ayet 47:4 "(Savaşta) inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman boyunlarını vurun. Nihayet onlara iyice vurup sindirince bağı sıkıca bağlayın (esir alın). Savaş sona erince de artık ya karşılıksız veya fidye karşılığı salıverin. Durum şu ki, Allah dileseydi, onlardan intikam alırdı. Fakat sizi birbirinizle denemek ister. Allah yolunda öldürülenlere gelince, Allah onların yaptıklarını boşa çıkarmaz.." Bu ayet tümüyle savaş hukukunu düzenlemektedir. Eğer bu kuralları modern savaş hukuku ile kıyaslayacak olursanız, Kur'anın koyduğu hükümlerin daha mükemmel ve insanlığın yararına olduğunu görürsünüz. Başka türlü izahlar tamamen çarpıtmadır.

Ayet 8: 39: "Fitne ortadan kalkıncaya ve din tamamen Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın! (İnkâra) son verirlerse şüphesiz ki Allah onların yaptıklarını çok iyi görür." Bu surenin adı savaş ganimetleri manasını ifade etmektedir. Hatta Ku'an ayet 8: 1'de şöyle demektedir: "Sana savaş ganimetlerini soruyorlar ..." Bir çocuk bile Kur'anın bu ayetlerle savaş hukukunu düzenlediğini anlar; zira bu ayetten sonar yine Ku2anın ganimetlerin taksimini düzenleyen ayeti gelmektedir.

İSLAM FİTNE OLAMAZ

Ayet 8: 60: "Onlara (düşmanlara) karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihad için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın, onunla Allah'ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin bilmediğiniz, Allah'ın bildiği (düşman) kimseleri korkutursunuz. Allah yolunda ne harcarsanız size eksiksiz ödenir, siz asla haksızlığa uğratılmazsınız.." Eğer bütün silah teknolojilerini ve harp taktiklerini fitnenin ve şiddetin belirtisi Kabul ederseniz, o zaman dünyadaki en büyük fitne ve şiddet Amerika Birleşik Devletleri ve Batılı Devletlerdir; zira bütün dünyaya silah teknolojisini veren ve hazırlana bunlardır. Kur'an Müslümanlara kendilerini harbe hazırlanmaları için talimat vermektedir. Bundan normal daha ne olabilir? Bu ayet de Savaş Hukukuna dâhildir. Keşke bütün İslam ülkeleri bu talimatlara uysalardı da b atılı devletler gibi kuvvetli olsalardı.

Ayet 4: 89: "Sizin de kendileri gibi inkâr etmenizi istediler ki onlarla eşit olasınız. O halde Allah yolunda göç edinceye kadar onlardan hiçbirini dost edinmeyin. Eğer yüz çevirirlerse onları yakalayın, bulduğunuz yerde öldürün ve hiçbirini dost ve yardımcı edinmeyin". Bu ayet de Savaş Hukuku ile alakalıdır. Eğer herhangi bir akıllı insan, savaş hukukunda uzman olsun olmasın, diyecekler ki, bu ayet savaşı ilgilendirmektedir barış zamanını değil. Zaten bir sonraki ayeti okuyan da hemen bunu anlayacaktır: "Ancak kendileriyle aranızda antlaşma bulunan bir topluma sığınanlar yahut ne sizinle ne de kendi toplumlarıyla savaşmak (istemediklerin) den yürekleri sıkılarak size gelenler müstesna....."

Böylesine bir çarpıtma ne ahlakidir, ne insanidir; aynı zamanda bütün mukaddes kitaplara da hakarettir, cahillik ve ahlaksızlıktır.

ŞİDDET MEŞRU DEĞİL

İslam'da soykırım olup olmayacağını veya insana karşı şiddet uygulanıp uygulanamayacağını harp halinde bile yasak ve serbest fıilleri ayrı ayrı özetleyerek izah edebiliriz:

A) Yasak fiiller: Zulüm ve işkence ile öldürmek; muhârip sınıfına girmeyen kadınları, küçükleri sahiplerine hizmet için gelmiş köleleri, sakat ve müzminleri, yaşlıları, hastaları, akıl hastalarını ve dünyadan el etek çekmiş din adamlarını öldürmek yasaktır. Ancak bunlardan biri bedeni, fikri ve malı ile savaşa katılırsa, öldürülebilirler. İnsan ve hayvanların uzuvlarının kesilmesi (müsle) de yasaktır. Verilen söze veya muâhedeye aykırı hareket yasaktır.

B) Normal zamanlarda yasak olduğu halde savaş sebebiyle serbest hale gelen fiiller iki gruba ayrılır: Birinci grup; düşman şahıslara karşı yapılması caiz olan fiillerdir. Savaşa katılan düşman askerlerini öldürmek, yaralamak, takip etmek ve esir almak caizdir. Öldürülmemesi gerekenleri daha önce belirtmiştik. Hz. Peygamber'in "Harp hiledir" hadisi gereği, düşmanı şaşırtmak, moralini bozmak ve yanlış taktik ve stratejilere sevk etmek amacıyla savaşta hile yapılabilir. Bunun hazırlayıcısı demek olan soğuk harp yani propaganda da caiz görülmüştür. Düşmana her çeşit silahla hücum edilebilir. Kısaca yasak fiillerin dışında bütün fiiller harp zamanında serbest hale gelir. Bu arada hava ve deniz harbinin de caiz görüldüğünü sadece belirtelim.

İkinci grup ise; düşman mallarına karşı harp esnasında yapılabilecek fiillerdir. İslâm hukuku, temelde sulh veya harp halinde her çeşit mal telefini yasaklar. Ancak harp zarureti gereği bu kaidenin istisnaları ortaya çıkmış ve düşmana ait binaların yıkılması, ağaçların kesilmesi ve ziraî mahsullerin telef edilmesi caiz görülmüştür.

Harp halinde bile bu sınırlamaları getiren bir dinin şiddete, insan öldürmeye, katliama ve soykırıma müsaade etmesi mümkün değildir.

FİTNE NE DEMEK?

Fitne, Arapça kelime manası olarak "topraktan çıkarılan altın ve gümüş gibi madenlerin hasını posasından ayırmak üzere yüksek dereceli ateşte yakmak ve eritmek" demektir. İnananları inkârcılardan, salihleri sapıklardan, iyileri kötülerden seçmek, insanları terbiye ve tecrübe etmek ve herkesin gerçek ayarını belirtmek işine de Kur'an, "fitne" tabir etmektedir. Yani, dünya hayatının tamamı, bir fitne ve imtihandır. "Her nefis ölümü tadacaktır. Biz sizi sınamak için hayra ve şerre mübtela kılıyoruz. Sonunda bize döndürüleceksiniz." [Enbiya: 35).

Fitnenin, imtihan anlamında kullanılan bu genel tanımı yanında, biraz da "insanlar arasında fesat çıkarmak, dirlik ve düzeni bozmak, ortalığı karıştırmak" gibi özel manaları üzerinde duracağız. Bu nedenle Cenab-ı Hak: "... Fitne çıkarmak adam öldürmekten daha şiddetli bir günahtır."[Bakara: 191]

İnsanların kafasını karıştıracak, şaşkınlığa ve taşkınlığa sebep olacak ve ihtilaf çıkaracak şekilde bazı yersiz ve yararsız konuları gündeme getirmek de, manevi bir fesatçılık sayılmıştır. "Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve kendi keyiflerine göre yorumlamak için, müteşabih ayetlerin peşine düşerler. Hâlbuki onun hakiki te'vilini Allah'tan başka kimse bilemez"[Al-i İmran: 7] ayeti bu duruma işaret etmektedir.

Fitne, bir diğer manada, zalim yöneticilerin istismar aracı olmak ve onların zulmüne uğramaktır. "Rabbimiz bizi zalimlerin fitnesi kılma. Rahmetinle bizi inkârcı güruhun elinden kurtar"[Yunus: 85]

Netice itibariyle Kur'an'ı veya İslamı şiddet Kitabı veya şiddet dini olarak vasıflandıranlar, ya İslam'a ve Kur'an'a düşmanlıklarından veya cehaletlerinden yahut akli dengesizliklerinden bunu yapmaktadırlar. Bize düşen bilimle ve akılla bunlara cevap vermektir. Bazan onları muhatap almamak en iyi cevap teşkil edebilir. Zira her üren köpeğe taş atacak olursanız yeryüzünde taş kalmaz sözü meşhur bir atasözüdür.

* Prof. Dr. Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü



Yorumlar

Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.

Henüz yorum bulunmuyor

İlk yorumu siz yapın.

Kapat

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.