Genelkurmay, 11 sanıklı JİTEM davasına bakan mahkemeye “Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde kurulmuş (JİTEM) adında herhangi bir birim mevcut değildir' yazısı gönderdi. Jandarma Genel Komutanlığı da “Bünyemizde JİTEM diye bir kuruluş yoktur” dedi.
Eski Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş'e göre de JİTEM bir hayal ürünü idi: “JİTEM diye bir örgüt yok.” MİT Müsteşarı ve Jandarma Komutanı Teoman Koman ise; “JİTEM adı, bir fantezi olarak kullanılmıştır. JİTEM iddialarını ortaya atanlar devlet düşmanıdır.” diyor. Ancak belge ve itiraflar tersini söylüyor.
Susurluk Raporu'nun “devlet sırları” denilerek sansürlenen gizli 12 sayfası ise tartışmaya son noktayı koyuyor.
İbrahim Babat isimli JİTEM elemanı, raporun sansürlenen bölümünde sayfalarında şu açıklamalarda bulunuyor: “1990 yılında... Asayiş bölge komutanlığına Hikmet Köksal Paşa... JİTEM'in başına da Veli Küçük Paşa getirilmişti (o zaman albaydı)... Yakalanıp serbest bırakılan bazı itirafçı asker kimliğiyle JİTEM grup komutanlığına alınmışlardı... Diyarbakır ve çevresinde PKK ile ilişkili olduğundan şüphelendiğimiz hemen-herkesi infaz etme yetkimiz vardı. Bu insanları yakalayıp... faili meçhul bir şekilde öldürmeyi yöntem olarak benimsemiştik. Bizden istenen buydu bu tarzda talimat alıyorduk...”
Savcı Kutlu Savaş ise, raporun başka gizli sayfalarında şu tespitlerde bulunuyor: “Hulusi Sayın Paşa'nın kurmay başkanlığı döneminde JİTEM geliştirilmiştir. PKK'nın '80'li yıllarda yarattığı silahlı mücadele ortamı Jandarma İstihbaratı'nın kaynağı olmuştur... JİTEM'e alınan itirafçılar ve mahalli unsurlar zaman içinde başıboş ve serbest kalınca, başlı başına bir büyük problemin kaynağını oluşturmuşlardır...”
Genelkurmay Başkanlığı'nın son dönemde yaptığı belli başlı tüm açıklamalar tekzip ediliyor. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ lav silahına 'boru' demişti. Başbuğ'un 'kağıt parçası' değdiği darbe planının ise ıslak imzalı orijinali çıkmıştı. JİTEM'in üzerindeki 'devlet sırrı'nın kalkması için daha ne lazım?