Cemile Timur, Hakkari'nin ilk kadın futbol kulübünü kurdu. Hayal etti, inandı ve gerçekleştirdi. Milli takıma 5 futbolcu gönderdi. Fakat Cemile büyük kulüplerin önyargılarını aşamadı. Bazı kulüpler hala 'orada can güvenliğimiz yok' diyerek Hakkari'ye gelmiyor.
Rize'nin Güneysu ilçesindeyiz. Ülker'in kurduğu futbol köyünde minik kızlar maç yapıyorlar. Hocaları başlarında direktif veriyor. Hoca ise taa Hakkari'den kalkıp gelmiş. İsmi Cemile Timur. Ona cesur yürek diyorlarmış, sonradan öğreniyoruz. Hikâyesini okuyunca siz de öyle diyeceksiniz, eminiz. Maç sona erince soluğu Cemile Hoca'nın yanında alıyoruz. Hoca dediğimize bakmayın. Cemile daha çok küçük. 21 yaşında, ailesi birkaç yıl geç yazdırdığı için kimlikte 1988 doğumlu görünüyor. 21 yaşındaki bu kız Hakkari'de bir çok kızın hayatını değiştiriyor, onları futbolla tanıştırıyor, üniversite okumaları için canla başla çalışıyor, ailelerini ikna ediyor, kapı kapı dolaşıp esnaftan sponsorluk buluyor. Tüm bunları birkaç kızın daha hayatını değiştirmek için yapıyor. Kendisinin yaşadığı zorlukları, yalnızlığı onlar yaşasın istemiyor.
Cemile, Hakkari'nin ilk kadın futbol takımını kuran isim. 9 yaşındayken tanıştığı atletizmi, sahipsizlik ve destekçisi olmadığı için bırakan genç kız 'Hakkari merkezde doğdum. Okullardan seçildik kulüplere verildik. 7 sene atletizme yoğunlaştım. Türkiye derecelerim oldu ama bırakmak zorunda kaldım. Destek olan yoktu çünkü. 2007'de atletizmi bırakıp futbola başladım. 5 senedir futbol oynuyorum' diyor. Erkeklerin maçlarında hakemlik yapan Cemile, 'Neden kadın futbol takımı olmasın' düşüncesiyle yola çıkmış. İlk çaldığı kapı, yeteneğine inandığı kızların okuduğu Yatılı İlköğretim Bölge Okulu olmuş. 'Takım kuracağız' dediğinde sadece 8 kişi olur demiş Cemile'ye. Ama şimdi yüze yakın futbolcusu var ve bunların ellisi de lisanslı. İlk 3 sene çok sıkıntı yaşadığını söylüyor Cemile. Kapı kapı dolaşıp aileleri ikna eden genç kız, annelerden çok beddua aldığını söylüyor. Fakat milli takıma 5 kız gidince ve aileler işin ciddiyetini anlayınca hocanın işi de kolaylaşmış. Şimdi aileler, tribünü doldurup kızlarının maçlarını izliyorlar. Tabi evlatlarının hayatına dokunan Cemile'ye de dua etmeyi unutmuyorlar. O günlere dair 'Aileleri ikna etme konusunda sıkıntılarım oldu. 'Kız çocuğudur, bir şey olmasın, laf gelmesin' diyorlardı. Buna takıldılar ama 2 sene içerisinde bunu da aştım. Artık aileler kendiler getiriyor kızlarını, tribünde de izliyorlar' cümlelerini kuruyor Cemile.
Cemile, kurduğu takımın hem oyuncusu hem antrenörü, hem finansörü, kızların hem annesi, hem ablası. Kısacası Hakkarigücü Spor'un her şeyi. Kızları bırakıp gitmeye de niyeti yok: 'Ben her şeye rağmen Hakkari'de kalmak istiyorum. İsteseydim başka bir kariyer de yapardım. Ama bölgede kadınların yaşadığı sıkıntılar beni orada tutuyor. Aslında biraz kendi hayat hikayem beni bu yola itti. Beni destekleyen olmadı. Olsaydı şu anda Hakkari'de olmazdım, çok yetenekliydim. Benim yaşadıklarımı kızların yaşamasını istemiyorum. Kızların oradan çıkmalarını istiyorum açıkçası. Teklifler de aldım ama beni orada kızların hevesi ve inancı tutuyor' diyor. Üniversiteyi kazanan ama kızlara söz verdiği için gitmeyen Cemile 'Üniversiteyi kazandım, Gazi Üniversitesi'ne gidecektim ama bayan futbol takımını kurunca üniversite eğitimini bıraktım. Kızlara umut vermiştim, bırakıp gidemezdim. Daha sonra alanımda meslek yüksekokulu okudum' şeklinde konuşuyor.
Cemile'nin bir kız kardeşi de şu anda spor lisesinde okuyor ve ablasının takımında top koşturuyor. Takımı kurarken, boyunu aşan işlere girerken de ailesi hep destek olmuş ona. Bunu kurduğu şu cümlelerden anlıyoruz: 'Ailemden hiç dışlanmadım. Spor yapmama karşı durmadılar. Eğer onlar arkamda olmasaydı ben bayan futbol takımı bile kuramazdım ki.'
Cemile, en çok destek görememekten yakınıyor. Hakkeri'de şu anda amatör kulüplerden kalan zamanda var olan tek bir sahayı kullanabiliyorlar. Ama saha da yakın tarihte yıkılacak. Mecburen toprak sahada çalışacaklar. Tesis olmadığı için kızlar çoğu kez dağlarda koşup antrenman yapmak zorunda kalıyor. Başbakan Rize'ye geldiğinde kendisine tesis istediklerini anlatan bir mektup yazdıklarını söyleyen genç kız 'Buraya Hakkari'den 2 öğrencimle geldim ve ilk defa böyle bir tesis gördüler, ilk defa bir sosyal tesiste kaldılar. Bu çocukların da hakkı değil mi güzel bir tesis. Başbakan'ın korumasına mektup verdik umarım geri dönüş alırız' diyor.
Hakkarigücü'nün bir diğer sıkıntısı ise bazı kulüplerin Hakkari'yle oynamayı istememesi. İsterseniz hikayenin bu kısmını mağdurundan dinleyelim: 'Hakkari dediğiniz zaman terör bölgesi diyorlar. Çocuklarımız il dışına çıkınca farklı bir bakışla karşılanabiliyor. Bu bizim için büyük bir sıkıntı. Kulüpler 'Hocam ya bize saldırırlarsa, nasıl gelelim' diyorlar. Gelen takımlarımız yanıldıklarını anladılar ama bazılarının inadını kıramıyoruz. Dışarıdaki takımların Hakkari'ye gelmemesi beni çok üzüyor. Hakkarigücü birinciliği hak eden bir takım. Düşen takımları alıyorlar ama biz bir türlü yükselemiyoruz. Bazı takımlar 'Gidemeyiz, orada can güvenliği yok' dedikleri için hocaların inisiyatifleriyle engel olunuyor. Çünkü yükselirsek, Hakkari'ye deplasmana gelmek zorunda kalacaklar. Hakkari Türkiye'nin bir ili, bize kötü gözle bakmamalılar. Şehir nerde dağ nerede, bizim suçumuz ne? Dağda olan bizi ne ilgilendirir?'
Yıldız Holding Kurumsal İletişim Genel Müdürü Zuhal Şeker 'Köylerimizde bu yıl 120'si kız toplam 400 öğrenciyi ağırladık. Farklı illerden gelen 12-13 yaş grubundaki yetenekli çocuklar, 10 gün boyunca futbolun yanı sıra hayatlarında yeni açılımlar sağlayacak farklı eğitimler de alıyor. Yedi yılda TFF-Ülker Futbol Köyleri'nde keşfedilip yıldız ve genç milli takımlara ve kulüplere kazandırılan pek çok genç sporcu oldu. Milli takımlara kazandırılan Beykan Şimşek ve Muhammed Demirci gibi futbolcular da Ülker Futbol Köyleri'ne katılan genç sporcular arasında yer alıyor' şeklinde konuşuyor. Şeker ayrıca futbolda çok önemli bir ayrıntıya dikkat çekiyor ve diyor ki 'CIES Football Observatory'inin Avrupa Ligleri'nde yaptığı araştırmaya göre Süper Lig'de oynayan oyuncuların yalnızca %9'u Türkiye'de yetişiyor. Bu rakam İspanya'da %25 Almanya'da %20. Hedefimiz altyapıya daha fazla destek vererek, Türkiye'nin spor alanında başarılı olmasına, bu başarının da kalıcı ve sürdürülebilir olmasına katkı sağlamak.'
Sponsorluk meselesiyle ilgili soru sorduğumuzda, bir dokunup bin ah işitiyoruz genç hocadan: 'Bayan futbolunun ayakta durması için sponsorluk çok önemli. Biz bir lokmayı bile paylaşmış bir takımız. Sporcularımızın hepsi gönüllü. Ben tek tek esnafları geziyorum. Kızların birine dershane buluyorum, birine burs alıyorum. En azından birileri okusun diyorum. Şu an 6 sporcumuz spor lisesinde, 7 tanesi beden eğitimi öğretmenliğinde okuyor. Bunun devamı olacak, tabi destek çıkan olursa... Ben bir antrenörüm sahada iş yapmam lazım ama dışarıdaki her şeyi benim yapmam gerekiyor. Bazı şeyleri bir yere kadar götürebiliyorum. İl dışına çıkınca konaklama sıkıntısı yaşıyoruz. Valimiz de destek olmuyor takıma. Esnaflar da kan ağlıyor. Bölgede iş imkanı olmadığı için esnaf yoksulluk varken neden bayan futbol takımına destek olalım diyorlar. Şu an Hakkari merkezde bir evimiz var kirasını ben ödüyorum. O ev 5 senedir kurulu.'
Ülker'in Türkiye Futbol Federasyonu ile 7 yıldır gerçekleştirdiği Futbol Köyleri'nin ilki 2007 yılında Van'da erkek futbol köyü olarak başladı. Her yıl sayının arttığı çalışmada, bu sene 10 ilde, 7 erkek 3'ü bayan futbol köyü kuruldu. Ülker'in futbol köylerinden çıkan bir çok futbolcu milli takımlarda yer alıyor, Süper Lig'de top koşturuyor. Bursaspor'un genç futbolcusu Enes Ünal bunlardan biri. Futbol köylerinden bugüne kadar 250 bine yakın çocuk geçti.
10 gün süren eğitimde sadece futbol eğitimi yok. Çocukların sosyal gelişimine katkı sağlayacak çeşitli, aktiviteler de gerçekleştiriliyor.