İstanbul’un su tiryakileri ve Beykoz’un tarihçesi

04:0011/12/2019, Wednesday
G: 11/12/2019, Wednesday
Yaşar Süngü

Akademisyenler İstanbul’un boğaza nazır ilçelerinden Beykoz’da üç ekolojik sınıfın mevcut olduğunu söylüyorlar.Birincisi18’inci yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan sahil kesimi,ikincisiişgücünün yoğunlaşmasıyla ortaya çıkan gecekondular,üçüncüsügecekondu bölgelerinin üstünde oluşmaya başlayan varlıklı siteler.Geçen haftaBeykoz’dadüzenlenen 7 oturumda Beykoz üzerine çalışmış, eser vermiş veya bizzat Beykoz’u yaşamış107 akademisyen ve uzmansunum yaptı.Onlarca özelliği barındıranBeykoz, ilk kez

Akademisyenler İstanbul’un boğaza nazır ilçelerinden Beykoz’da üç ekolojik sınıfın mevcut olduğunu söylüyorlar.

Birincisi
18’inci yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan sahil kesimi,
ikincisi
işgücünün yoğunlaşmasıyla ortaya çıkan gecekondular,
üçüncüsü
gecekondu bölgelerinin üstünde oluşmaya başlayan varlıklı siteler.
Geçen hafta
Beykoz’da
düzenlenen 7 oturumda Beykoz üzerine çalışmış, eser vermiş veya bizzat Beykoz’u yaşamış
107 akademisyen ve uzman
sunum yaptı.
Onlarca özelliği barındıran
Beykoz
, ilk kez tüm yönleriyle bir sempozyumda masaya yatırıldı.

**

Sempozyumdaki konuşmalardan öğrendiklerimizi paylaşalım;

Beykoz
adının kökeni tepe ya da büyük kayadan geliyormuş.
Cumhuriyet
döneminin ilk ve en önemli fabrikalarına ev sahipliği yaptı.
1810
yılında tabakhane olarak kurulan
Beykoz Deri ve Kundura Fabrikası, Beykoz kağıt fabrikası
ve
Paşabahçe cam fabrikası
İstanbul’un en eski fabrikalarından biri.

**

Beykoz’daki
suların tarihçesine göre ilk keşfedilen kaynak suyu Beykoz’daki
Karakulak
.
Edebiyatçılar
Londra’ya
giderken Karakulak suyu götürüyorlarmış.
İstanbul’dan
hacca
gidenler yanlarında Karakulak suyu götürürler, bitmezse de dökmeye kıyamayıp yanlarında geri getirirlermiş.

İklimin kurak gittiği ve su kıtlığı olduğu dönemlerde de Karakulak suyu İstanbullular için hayat olmuş.

II. Abdülhamid’in
Çamlıca, Taşdelen ve Karakulak
sularını severek içtiği söylenir.
Özel misafirlere ise
Sırmakeş
suyu ile yapılmış kahve ikram edilirmiş. Yurtdışına ihraç edilen ilk suyumuz da Sırmakeş.
Karakulak, Çubuklu, Sırmakeş ve Göztepe
suları yalnız Beykoz’un değil İstanbul’un da o dönemde su ihtiyacını karşılıyormuş.

Bu sular tiryakilerinin vazgeçemediği sularmış ve yurtdışına hediye olarak götürülürmüş.

**

Beykoz gerek deniz yolu gerek karayolu anlamında her zaman önemli bir geçiş yolu.

En önemli yerleşim yeri
Anadolu Kavağı’nın
kuzeyinde bulunan ve
Yoros Kalesi
olarak bilinen yer. Bu önemli kale ve bölge eskiçağın birçok edebi eserine ve kaynağına konu olmuş.
M.Ö üçüncü yüzyılda yaşayan şair
Apollon
bir eserinde
Yoros Kalesi
bölgesini, Karadeniz’e açılacak yelkenlilerin kurban kesip deniz tanrısının azabından kurtulmak için adaklar adadıkları bir yer olarak anlatmış.

**

Beykoz aynı zamanda 150 yılı aşkın bir belediyecilik tecrübesine sahip.

Dersaadet Belediye Nizamnamesi
ile 6 Ekim 1868’de kurulan Beykoz Belediyesi resmen 21 Mayıs 1875’te hizmete başlamış.
İlk Belediye Meclis Üyeleri de Eşref Efendi, Tevfik Efendi,
Antimos Efendi
, Hacı Hüseyin Efendi, Ahmed Kamil Efendi,
Agob Efendi
ve
Kirkor Efendi
. Beykoz, İstanbul’un ilk beş belediyesinden biri ve Anadolu yakasının ilk belediyesi.
Beykoz’un seçilmiş ilk belediye başkanı İkinci Meşrutiyet’ten sonra 1908’de göreve gelen Paşabahçeli avukat
Mehmet Kadri
.

**

52 dalyanın olduğu Beykoz,
‘İçinden okyanus geçen ilçe’
olarak da biliniyor.
Dünyanın en güzel ikinci koyu olarak
Côte d’Azur’
un ve
Fransa’nın
Nice şehri gösterilse de Beykoz’u anlatan akademisyenlere göre
Riva
en güzel ikinci koy ve
Côte d’Azur’la
yarışabilecek düzeyde ama bakıma ve yatırıma ihtiyacı var.
Ve
Riva
sahili
Nice
sahilinden daha güzel.
Riva
, dünya arkeolojisi için de önemli sonuçlar veren bir yer olmuş.

Yaklaşık 250 bin yıllık 40’dan fazla aletlere ulaşılmış.

**

İstanbul’da ve özellikle
Beykoz’daki balıkçılığa
değinmeden olmaz.
Eskiden Beykoz’dan ‘
kovayı denize attığınızda, sudan çok balık dolardı’
sözü balığın bölgedeki önemini anlatıyor.
Boğazın ve belki de dünyanın en güzel balığı da
lüfer
.
Yani Osmanlı’nın son dönem aydınlarından Asaf Muammer Bey’in dediği gibi:
İstanbul’un Lale Devri varsa bir de lüfer devri
var.

**

Beykoz, sinema ve televizyon endüstrisi ile en barışık yerlerden biri.

Garip akımının önderlerinden
Orhan Veli Kanık
da Beykoz doğumluymuş
Küçüksu Kasrı
yerli ve yabancı sinemacıların en gözde çekim alanı.

Cumhuriyet tarihi boyunca çeşitli film ve dizilere ev sahipliği yapmış.

2019
yılı itibariyle ‘Türk televizyon endüstrisinin en fazla üretim yaptığı ilçe’ unvanına sahip bulunan
Beykoz
, aynı zamanda Türkiye’nin küresel ölçekteki tanıtım ve prestijinde olumlu roller oynayan yüksek profilli sinema filmlerinde de sık sık plato olarak kullanılıyor.
Beykoz Sempozyumu’nda
konuşulanların kitaplaştırılıp yayımlanacak olması da konuşulanların uçmaması adına güzel bir adım olmuş.
#Beykoz
#Küçüksu Kasrı
#Mehmet Kadri
#II. Abdülhamid