Başlıktaki ifade, İsrail’de kendilerine ‘Yeni Tarihçiler’ denilen akıma mensup isimlerden Avi Shlaim’in Türkçe'ye çevrilen son kitabının adı (Tercüme: Muttalip Tütüncü, Küre Yayınları). Kitabın alt başlığı ise şöyle: Kral Abdullah, Siyonistler ve Filistin’i Taksim Siyaseti, 1921-1951.
Filistin meselesiyle ilgili dilimize kazandırılan en sağlam kaynak metinlerden biri olan eserin içeriğine geçmeden önce, ‘Yeni Tarihçiler’ ve Avi Shlaim hakkında kısa bir bilgi vermek yerinde olur.
1980’lerin ikinci yarısında İsrail devlet arşivlerinin kamuya açılmasıyla birlikte, bir grup tarihçi araştırmalarını Siyonizm’in kökenlerine ve İsrail’in kuruluş sürecine yoğunlaştırdı. Aralarında Benny Morris, Simcha Flapan, Ilan Pappe ve Avi Shlaim gibi isimlerin bulunduğu bu grup, İsrail resmi tarihinin birçok yalanı ve miti barındırdığını ortaya çıkardı. Örneğin, Filistinli Araplar hiç de öyle resmen iddia edildiği gibi kendiliklerinden yurtlarını terk etmemişlerdi; aksine Siyonistlerin sistemli tehcir, tedhiş ve katliamlarına maruz kalmışlardı. Yine, Araplar İsrail’i boğmak ve yok etmek üzere örgütlenmiş yekpare bir oluşum değildi; aksine, Arap dünyasındaki bölünmüşlük ve iç çekişmeler, İsrail’in kuruluşuna giden yolda Siyonistlerin elini rahatlatmıştı.
Yaptıkları çalışmalarla ve art arda yayımladıkları eserlerle İsrail’in kuruluş döneminin ciddi şekilde tartışılmasına yol açan ‘Yeni Tarihçiler’, elbette şiddetli bir tepkiyle de karşılaştılar. Siyonizm savunucuları, İsrailli siyasetçiler ve resmi tarih tezini destekleyen akademisyenler ‘Yeni Tarihçiler’i mahkûm etmeye koyulurken, onlar birçok tabuyu sarsmayı çoktan başarmışlardı bile. Akademide, tarih yazımında ve medyada bugün onların ortaya koyduğu somut gerçeklikler -tüm ambargo girişimlerine rağmen- kendilerine yer bulmaya devam ediyor.
Avi Shlaim, ‘Yeni Tarihçiler’ akımının en özel isimlerinden biri. 1945’te Irak’ın başkenti Bağdat’ta zengin bir Yahudi ailesinin oğlu olarak dünyaya gelen Shlaim, İsrail’in kuruluşunun ardından başlayan çatışma ve karmaşa ortamında, 5 yaşındayken doğduğu ülkeyi terk etmek durumunda kalmış. Anne-babasıyla birlikte İsrail’e yerleşen Shlaim, 16 yaşında okumak için İngiltere’ye gitmesiyle beraber, zihin dünyasının tamamen değişmesine yol açacak entelektüel serüvene de başlamış. Yolun sonunda ise, Siyonizm’e son derece eleştirel yaklaşan, bağımsız Filistin devletinin kurulmasını destekleyen, kitaplarıyla İsrail devlet düşüncesinin köklerini sorgulayan ve yargılayan bir Avi Shlaim ortaya çıkmış.
“Filistin’i Bölüşmek” kitabı da, Shlaim’in bu sorgulamalarının en net biçimde görülebildiği eserlerinden biri. Shlaim burada, Ürdün’ün Kurucu Kralı Abdullah bin Hüseyin’in Siyonistlerle geliştirdiği sıkı diyalog ve işbirliğinin, Filistin meselesinin bu şekilde düğümlenmesinde nasıl kritik bir rol oynadığını somut kanıtlarıyla birlikte gözler önüne seriyor. Dönemin Arap ülkelerinin İsrail’e karşı ortak bir mücadele vermek yerine, kendi içlerindeki rekabet ve düşmanlıklara odaklandıklarını, böylece Siyonistlere işgal için daha fazla güç ve fırsat verdiklerini de tarihî delilleriyle okuyucuya sunan Shlaim, anlattıklarıyla adeta bugünün manzarasını çiziyor. Bu nedenle, kitabı okurken sık sık duraklayıp, “Tam da bugünkü gibi”, “Tarih tekerrür etmiş tamamen”, “Bu kadarı nasıl olabilir!” gibi cümleleri mırıldanmak mümkün. Kaçırılan fırsatlara ve tüketilen imkânlara iç geçirerek…
“Filistin’i Bölüşmek”in akla getirdiği bir başka husus da, Ürdün Hâşimî Krallığı’nın bugün de hâlâ Kral Abdullah’ın çizgisinde yürümeyi sürdürüyor olması. İsrail’le fazla yakınlaştığı için, 20 Temmuz 1951’de Mescid-i Aksâ’da bir Filistinli tarafından vurularak öldürülen Kral’ın İsrail siyaseti, bugün çok boyutlu olarak derinleştirilmiş biçimde devam ettiriliyor. Bununla beraber İslâm dünyası da, tıpkı Shlaim’in olağanüstü başarılı biçimde tasvir ettiği 1921-51 arasındaki dağınıklığında ve perişanlığında hâlâ.
İsrail’in en çok satan gazetelerinden Yisrael HaYom’un, Türkiye’nin Kudüs’teki faaliyetlerinden duyulan rahatsızlığı ifade eden manşet haberini geçtiğimiz hafta okuduk. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğrafıyla sunulan haberde, çeşitli Türk kuruluşların Kudüs ve Mescid-i Aksâ için yaptığı çalışmalardan örnekler verilerek, bu durum “tehlike” olarak sunulmuştu. Gazeteye konuyla ilgili malzemenin sağlanması için Ürdün istihbaratının yoğun bir çalışma yaptığından emin olabilirsiniz. Türkiye’nin Filistin’deki varlığından asıl rahatsız olan ülke Ürdün çünkü.
Bir parantez olarak, şunu da hatırlayalım: Yisrael HaYom’un sahibi ABD’li kumar milyarderi Sheldon Adelson, Birleşik Arap Emirlikleri Washington Büyükelçisi Yusuf Uteybe’nin sıkı dostlarından biri. Uteybe’nin Katar ablukasının mimarlarından biri olduğunu göz önüne aldığımızda, Arap dünyası içinde Türkiye’ye karşı örülmeye çalışılan duvarın tuğlalarının kimler tarafından konulduğunu keşfetmiş oluruz.
İşte, “Filistin’i Bölüşmek” tüm bu denklemin tarihsel kökenlerinin ve bölgesel bağlantılarının anlaşılmasında çok kritik bir metin durumunda. Bu yaz okunacak kitaplar sıralamasında ilk sırayı rahatlıkla alabilir. Hatta almalı.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.