Sisi, dokuz genci neden idam ediyor?

04:0025/02/2019, Pazartesi
G: 25/02/2019, Pazartesi
Selçuk Türkyılmaz

Moğol istilası ve Haçlı saldırıları Türk-İslam dünyası açısından Mısır’ın çok önemli olduğunu göstermişti. Mısır gerekli tepkiyi gösterebilseydi Birinci Haçlı Seferi’nde Kudüs’ü ele geçiremeyebilirlerdi. Mısır’ın o zamanki yönetim anlayışı birlikte hareket edilmesine imkân vermedi. Selahattin Eyyubî’nin Kudüs’ü kurtarması Mısır’dan hareket etmesine bağlıydı. Mısır’ın önemi Moğol istilası zamanında bir daha anlaşıldı. Moğol efsanesine ilk darbenin Mısır yönünden vurulduğu bilinmektedir. Kuşkusuz

Moğol istilası ve Haçlı saldırıları Türk-İslam dünyası açısından Mısır’ın çok önemli olduğunu göstermişti. Mısır gerekli tepkiyi gösterebilseydi Birinci Haçlı Seferi’nde Kudüs’ü ele geçiremeyebilirlerdi. Mısır’ın o zamanki yönetim anlayışı birlikte hareket edilmesine imkân vermedi. Selahattin Eyyubî’nin Kudüs’ü kurtarması Mısır’dan hareket etmesine bağlıydı. Mısır’ın önemi Moğol istilası zamanında bir daha anlaşıldı. Moğol efsanesine ilk darbenin Mısır yönünden vurulduğu bilinmektedir. Kuşkusuz Mısır’ın önemi hiçbir dönemde kaybolmamış bilakis zamanla artmıştır.



Yavuz Selim’i Mısır’a yönelten asıl etmen Batı Avrupa devletlerinin Aden’e, Basra’ya, Hindistan’a ve Uzak-Doğu Asya’nın Müslüman topluluklarına ulaşmasıydı. Haçlı Seferleri’nin hangi amaçla yapıldığını Osmanlı aklı çok iyi analiz etmişti. Batılılar Doğu’nun zenginliklerini ele geçirmek konusunda kararlıydı. Bu saldırıların önlenmesi bakımından Mısır çok önemli bir konumdaydı.

Napolyon’un 1798’de Mısır’ı ele geçirmek için harekete geçmiş olması da çok anlamlıdır. Napolyon sadece Avrupa’da egemen bir güç olmakla yetinmek istemedi. Sömürgecilik yarışında Fransa’nın öne geçmesi için Mısır’ı ele geçirmek gerektiğine karar verdi. Kuzey Afrika, Doğu Afrika, Arap yarımadası ve Doğu Akdeniz açısından Mısır’ın önemi ortadaydı. Zamanla bu önem daha da arttı. Süveyş Kanalı, zaten çok kıymetli olan Mısır’ı daha da değerli hâle getirdi.

Sömürgecilik yarışında kıtaları ve ülkeleri askerî olarak ele geçirmek yeterli olmuyordu. Bu yarışta ticaret daha etkiliydi. Su yolları üzerinde hâkimiyet kurmak için savaşı göze almak gerekiyordu. Kuşkusuz Mısır da dünyanın sayılı yerleri arasındaydı. Fransa, İngiltere ve Osmanlı arasındaki rekabet çok şiddetliydi. Osmanlı açısından on dokuzuncu yüz yılın en dramatik çöküş emareleri Mısır sebebiyle gün yüzüne çıktı. Birinci Dünya Savaşı’nın başlarında giriştiğimiz Kanal Harekâtı, coğrafyamızın bekası açısından çok önemliydi. İngilizlerin Mısır’da tutulması gerekiyordu.

Nasır’ın Süveyş Kanalı üzerinde egemenlik iddiası, İsrail’in varlığını tehlikeye düşürebilirdi. İsrail, Afrika ve Asya arasında Mısır’ın önemini azaltacak en önemli mevkide kuruldu. Mısır ve İsrail, birbirinin zıddıdır. Bu zıtlık adeta bir zorunluluktur. Karşı tarafın varlığına tahammül etmek için kendi varlığını inkâr etmen gerekir. Arap-İsrail savaşlarında Mısır’ın merkezî bir rol oynaması da bu sebeptendir. Bu savaşlar Mısır’ın kendini inkâr etmesiyle neticelendi. Mısır, kendini inkâr ederek varlığını ayakta tutabileceğine inandı.

İhvan, Mısır’ın yeni kimliğini inşa etmeye çalışan bir hareketti. Bu hareketin kurulduğu zamanlardan itibaren İngiltere karşıtı bir siyaset geliştirmiş olması oldukça önemlidir. Suudî bölgesinde ortaya çıkan güçlerin kendini İngiltere’ye borçlu hissetmesiyle İhvan’ın İngiltere karşıtlığı Arap coğrafyasındaki çok önemli bir tezadın anlaşılmasını sağlayabilir. Mısır, var olmak için kendini inşa etmek zorundadır. Mursî’nin 2012-13 arasındaki bir yıllık iktidarına karşı en sert tepkinin Suudî Arabistan ve FETÖ’den gelmiş olması bu açıdan son derece önemlidir. Darbeci Sisi’nin, destekleri dolayısıyla FETÖ okullarına plaket göndermesi çok karmaşık ilişki ağlarına işaret eder. Vehhabî hareketinin 19. yüz yılın başından itibaren kendini İngiltere’ye yaslamış olmasıyla FETÖ’nün Amerika-İngiltere eksenine yerleşmesi bir tesadüf değildir.

Sisi yönetimi dokuz genci idam sehpasına gönderdi. Çocuk denilecek yaştaki bu gençlerin, dünyanın gözü önünde idam edilmesi oldukça önemlidir. Bu acı olaydan farklı ülke ve medeniyetler için ayrı ayrı sonuçlar çıkar. En önemli sonuçlardan biri uluslar arası bağlayıcılığı olan kurumların ve hukukun artık geçerliliğinin kalmayışıdır. Bu kuralsızlık hâlinin sebep olacağı gelişmeler belirsizdir.

Dokuz gencin idam edilmesi Mısır açısından çok karmaşık değildir. İhvan Mısır’ın kimliğini inşa etmeye çalışan bir hareketti. Sisi yönetimi, dokuz genci idam etmekle Mısır’ı muhtemel iddialarından uzaklaştırmakta kararlı olduğunu göstermiş oldu. Bu idamlar, Mısır’ı ve bölgesini biraz daha istikrarsızlığa sürüklemekten kaçınmayacaklarını gösterir.

Türkiye’yi de etkisizleştireceklerdi, kimliğini elinden alacaklardı. Burada da FETÖ eliyle yeni bir yönetim kuracaklardı. Gezi Parkı Kalkışması ile Sisi darbesinin aynı yılda yapılması tesadüf değildi. Gezi’de başarısız olunca FETÖ açık saldırıya geçti.

Beka meselesini hafife almamak gerekir.

#Mısır
#İdam
#İhvan
#Sisi
#FETÖ