EDISYON:

İngiltere ırkçılarının radikalizmi nereden kaynaklanıyor?

04:0012/08/2024, Pazartesi
G: 12/08/2024, Pazartesi
Selçuk Türkyılmaz

7 Ekim’den sonra İsrail’in Filistinlilere reva gördüğü ve insanlık suçu kapsamına giren saldırılar, genellikle, Hitler Almanya’sının Yahudilere reva gördüğü saldırılarla eşleştirildi. Bunun sonucu olarak Hitler ile Netanyahu arasında benzerlik ilişkisi kuruldu. Bu, duygusal bir tepkinin yansımasıydı. Çünkü Netanyahu ve çevresi ırkçı politikaları ile Almanların kültür kavramına daha yakın durduklarını gösterdi. Fakat bu benzetmenin Filistin meselesini kavramak açısından yanıltıcı olduğu da ortadaydı.


7 Ekim’den sonra İsrail’in Filistinlilere reva gördüğü ve insanlık suçu kapsamına giren saldırılar, genellikle, Hitler Almanya’sının Yahudilere reva gördüğü saldırılarla eşleştirildi. Bunun sonucu olarak Hitler ile Netanyahu arasında benzerlik ilişkisi kuruldu. Bu, duygusal bir tepkinin yansımasıydı. Çünkü Netanyahu ve çevresi ırkçı politikaları ile Almanların kültür kavramına daha yakın durduklarını gösterdi. Fakat bu benzetmenin Filistin meselesini kavramak açısından yanıltıcı olduğu da ortadaydı. İlmî bir tahlil neticesinde benzerlik ve farklılıklar ortaya konulabilir. Buna karşın İsrail’in Filistin’deki varlığı ve faaliyetleri neredeyse birebir Anglosakson kolonyalizminin kopyasıydı. İsraillilerin çoğunluğu tarafından benimsenen Siyonizm de kolonyal bir ideoloji olarak Anglosakson kimliği ile öne çıkmaktaydı. Bu niteliklerin göz ardı edilmesi şaşırtıcıdır.

İngiltere ve ABD İsrail’i herhangi bir ülkeden çok daha fazla destekledi. Artık bu üç ülke birbirinden ayırt edilemeyecek kadar bütündür. Bu açıdan bazı Avrupa devletlerinin, özellikle Netanyahu ve çevresinin soykırım suçları uluslararası kurumlar tarafından tespit edildikten sonra Filistin’e yakın durmak bakımından daha cesur adımlar atmaları oldukça önemlidir. Bu iki farklı desteğin bir ayrışma veya karşıtlık özelliği taşıyıp taşımadığını zaman gösterecek. Fakat sadece bu ayrışma bile İsrail’in kolonyalist yayılmacılığı ile Anglosakson kolonyalist yayılmacılığı arasındaki bağlantı ve benzerliklere odaklanmamız için yeterlidir. Nazi Almanya’sının Yahudiler karşısındaki pozisyonunu değerlendirmek ayrı bir bahis ve bu pozisyonun İsrail’in kuruluş dönemine etkisi bilinmeyen bir durum değil. Fakat Siyonistleri anlamak için İngiltere ve ABD tarihine bakmak gerekir. Üstelik Anglosaksonların kolonyalist yayılmacılık tarihi Filistinlilerin tekil bir örnek olmadığını da gösterir.

Ne yazık ki geçen yüzyılda fikir hayatımız İngiltere ve ABD kaynaklarından tek yönlü beslendi. Türkiye’de Anglosakson merkezli ideolojik bakış oluşup kök saldı. Bu da körleşmeye sebep oldu. Daha 7 Ekim öncesine kadar İngilizler ve Latinler kolonyalist yayılmacılık açısından kıyaslanır ve Anglosaksonların “medenîliği” vurgulanırdı. Latinlerin daha vahşi bir politika takip ettiği üzerinde durulurken İngilizlerin farklı coğrafyalardaki yerlileri kendilerine hayran bıraktığı ifade edilirdi. Hatta ülkemizde de meşhur kimi iktisatçılar daha ileri giderek İngiltere’nin kolonyal “başarısı” üzerinde dururken “kurumsal kapsayıcılık” gibi ırkçı kavramları gündeme getirirdi. Bunların herhangi bir eleştiriye tabi tutulmaması şaşırtıcı. Peki, İngiltere ve Anglosaksonlar söz konusu olduğunda niçin entelektüel körlük belirginleşiyor. Bunun sebebi ve kapsamı üzerinde durmak artık hayatî bir meseledir. Bu, tarihî

derinliği olan bir körleşme midir yoksa bugünkü körleşmeyi belirleyen dönemsel ilişkiler midir?

Bugün Almanya İsrail’e açık destek veriyor fakat İsrail’e destek bakımından Almanya da dâhil herhangi bir devlet İngiltere ve ABD ile kıyas edilemez. Altını çizmeye çalıştığımız gibi Siyonizm’le alakalı tarihî bir hakikat sürekli göz ardı edildiği için İngiltere ve ABD’nin açık desteği Yahudi sermayesinin nüfuzuna bağlanmıştır. Hâlbuki Siyonizm önce İngilizler tarafından ortaya atılmış bir ideolojiydi ve bu ideolojinin teşekkül sürecine en büyük katkıyı İngilizler verdi. Üstelik İsrail, Filistin toprakları üzerinde kurulan İngiltere manda yönetimi sayesinde teşekkül etti. Siyonizm de 19. yüzyıl İngiliz yayılmacı ideolojilerinden biriydi ve bu ideoloji de Anglosakson kaynaklardan besleniyor. Bu ideolojinin zaafları ve çelişkileri de Anglosakson yayılmacılık tarihindedir. Kanada’da öldürülerek okul bahçesine gömülen asimilasyona müsait olmayan Kızılderili çocukların hikâyesini anlamlı kılan İngiliz yayılmacılık tarihidir.

Uzak geçmişe gitmenin fazla bir anlamı yok diyenlere de Birinci Körfez Savaşı’nın acı görüntülerini hatırlatabiliriz. Gelişmiş teknolojinin en üst örneği olan ABD uçakları bir okulu bombalamış ve yüzlerce öğrenci öldürülmüştü. İsrail’in de aynı yönteme başvurması asla bir tesadüf değildir. İsrail de bütün sivilleri sistemli bir şekilde öldürüyor. Filistinlilere dehşet duygusunu yaşatmak ve dirençlerini kırmak istedikleri çok açık. Fakat direniş çökmediği ve

Filistin halkı çözülmediği için de çılgına dönüyorlar.

Bunun ilk sonuçlarının İngiltere sokaklarında ortaya çıkması da anlamlıdır.

#Filistin
#İngiltere
#ırkçılık
#Selçuk Türkyılmaz

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.