Fırat’ın doğusu: Türkiye oyunu bozuyor!

04:0017/01/2019, Perşembe
G: 17/01/2019, Perşembe
Selçuk Türkyılmaz

ABD başkanı “Kürtleri vurursanız sizi ekonomik olarak vururuz” tehdidinden sonra güvenli bölge oluşturulsun aşamasına geldi. Trump, Türkiye-Suriye sınırını Meksika sınırı ile karıştırmış olmalı. Bahsi geçen ve derinliğine uzanan yerler, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Misak-ı Millî sınırları olarak kabul ettiğimiz alana dâhildir. Misak-ı Millî, toprak kaygısının ötesinde siyasî, askerî, iktisadî, dinî, kültürel vs bağların kopmaması gerektiğine vurgu yapan irade idi.Gücümüz ve mücadelemiz ölçüsünde

ABD başkanı “Kürtleri vurursanız sizi ekonomik olarak vururuz” tehdidinden sonra güvenli bölge oluşturulsun aşamasına geldi. Trump, Türkiye-Suriye sınırını Meksika sınırı ile karıştırmış olmalı. Bahsi geçen ve derinliğine uzanan yerler, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Misak-ı Millî sınırları olarak kabul ettiğimiz alana dâhildir. Misak-ı Millî, toprak kaygısının ötesinde siyasî, askerî, iktisadî, dinî, kültürel vs bağların kopmaması gerektiğine vurgu yapan irade idi.



Gücümüz ve mücadelemiz ölçüsünde koruyabildik. Onun için “Kürtleri vurursanız” diye başlayan sözler Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik bir tehdit olmanın yanı sıra bir hakarettir. Yabancılaştırma amacına matuftur. Türkiye’yi, Kürtlere ya da Araplara veya bu coğrafyada yaşayan başka bir etnik gruba düşman gibi göstermenin herhangi bir izahı olamaz.

Trump’ın tehdit dolu sözlerinden sonra gündeme getirilen güvenli bölge teklifi, Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’nin gücünü gösterir. Bahsi geçen alanda Türkiye’ye rağmen ve Türkiye aleyhine yeni bir düzenleme yapılması imkân dışıdır. Orada bir terör koridoru kurmak istediler ama başaramadılar. Terör örgütleri, emperyalizmin elini güçlendirmekten başka bir işe yaramıyor. Fakat terörü ve terör örgütlerini bir silaha dönüştürenler de istediklerini elde edemeyebilir. Bunu zaman gösteriyor. Güvenli bölge teklifi, terör örgütlerinin engelleme çabalarına rağmen Türkiye’nin Misak-i Millî sahasındaki gücünü teyit ediyor.

Türkiye, Suriye meselesinin başından itibaren sürekli olarak durdurulmak istendi. Türkiye’nin her bir adımını durdurmak için esas müdahale içeriden geldi. FETÖ, DEAŞ ve PKK-PYD Suriye’yi de kapsayan bir ortaklık içindeydi. Bu örtülü mutabakatın çok önemli sonuçları oldu. Bahsedildiği gibi fikrî bir derinliğin söz konusu olmadığını gördük. Dünyanın farklı bölgelerinde örneğine çokça rastlanılan basit ama emperyalist amaçlar uğruna kullanılan örgütsel yapıların toplumsal tabanda derinliğe ulaşması mümkün değildi. Bunu hem 15 Temmuz Darbe ve İşgal Girişimi’ne karşı milletin gösterdiği direnç hem de Suriye’nin kuzeyinde yaşayan ahalinin Türkiye’ye karşı gösterdiği teveccüh ispatladı. Türkiye’nin coğrafî derinliği bölgesel ve küresel gelişmeleri etkilemektedir.

Türkiye, kendine karşı kurulmak istenen terör koridorunu kırmak ve yok etmek için elinden geleni yaptı. Askerî, siyasî ve diplomatik mücadeleler neticesinde Cerablus’tan İdlib’e kadar bir alanda insanî ortam oluşturmaya başladı. İfade etmeye çalıştığım gibi bu süreçte içeride oluşan direnç Türkiye’ye daha çok zarar verdi. Bugün dahi Türkiye’nin gözlerini körleştirmek için içeriden müdahalelerle karşılaşmamız çok anlamlıdır. Türkiye, coğrafî bir fetih hareketi içinde olmadığı ve milyonlarca insanın hayatını kurtarmak istediği hâlde hem içeriden hem de dışarıdan tehdit ediliyor. Türkiye’nin kendi varlığına yönelik oluşumları yok etme ve masum Suriye halkını koruma yönündeki kararlığına karşı Amerika’nın öfkesinin hatırlatılması üzerinde durulmaya değer bir durumdur.

Amerika her ne pahasına olursa olsun Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna müdahale etmesini istemiyor. Bunu Zeytin Dalı Harekâtı’nda açıkça gördük. Amerika terör örgütünü her açıdan destekledi. Fakat Türkiye’nin kararlılığı bu desteği anlamsız hâle getirdi. Türkiye, Münbiç de dâhil olmak üzere Fırat’ın doğusunda kalan terör koridorunu yok etme kararlılığını gösterdikçe Amerika farklı yöntemlerle Türkiye’yi durdurmaya çalıştı. Amerika’nın bu isteğinden vazgeçtiğini söyleyemeyiz.

Başkan Erdoğan, tehdit dolu cümlelerinden sonra Trump ile görüştü ve yeni bir durum ortaya çıktı. Gelişmelerin önemli olduğu anlaşılıyor. Güvenli bölge teklifi yeniden gündeme geldi. Trump ile görüştükten sonra Erdoğan’ın Rusya lideri Putin ile müzakere etmek üzere buluşacak olması yeni durumun küresel boyutlarına işaret ediyor.

Türkiye başından itibaren bütün terör örgütlerine karşı çok net bir tavır sergiledi. Fakat Amerika ve yandaşları terör örgütlerini destekledi ve besledi. Onlara alan açmaya çalıştı. Hatta terör örgütleriyle Türkiye’yi içeriden teslim almaya çalıştı. İngiltere, Fransa, Almanya gibi Batı ülkeleri terör örgütleriyle birlikte olmaktan çekinmedi. Mısır’da askerî darbeyi destekledi.

Bütün bu gelişmeler iki yüz yıldan fazla bir zaman sonra Batı ve Doğu kavramlarına yüklenilen geçici anlamları derinden sarstı. Zamanla her şey değişiyor.

#ABD
#Donald Trump
#FETÖ
#DEAŞ
#PKK-PYD