"Sessizce gel ey ölüm,
bir okun ucundaki gibi..."
Adı bilinmeyen, Antik Romalı bir ozana ait bu dizeler.
Ölüm, yaşamı boyunca insanları güldürmüş olanın, gelip elinden usul usul tuttuğunda trajik bir şaka mı yapmaktadır? Hayır. Eğer sevgili Kader''in üzerimizdeki ve yeryüzündeki emelini, onun izlerine şairane bir duyarlıkla eğilerek izleseydik, asıl trajedinin, bu kadar çok gülmek olduğunun farkına varacaktık belki de; Arkamızdan bize sessizce yaklaşmakta olan oka rağmen, bu kadar çok gülmenin...
Şimdi Kemal Sunal öldü. Ve onun içinde bulunduğu topluluk, gözyaşlarının arasından gülümsemeye çalışıyor. Yaşamları boyunca yeryüzünü ve onun içinde olup bitenleri basmakalıp bir maneviyat içinde seyretmiş olan bu "sosyete", istiyor ki Kemal Sunal onları yine güldürsün! En azından ölümüyle ortaya çıkan şok, düzmece iltifatlar ve onu "yukarıya, Tanrı''nın yanına..." "meleklerin yanına gittiği için" biraz yumuşasın. Yaşamın bozuluveren ritmi yeniden sağlansın. Herşey normale dönsün.
Hele bazılarının çıkıp, çocuksu bir biberon alışkanlığıyla; "o ölmedi, hala burada..." gibi bencillikler göstermesi, bu "şok"tan ne kadar çekindiklerini gösteriyor. Belki yeri değil, ama söylemeliyim. Çünkü sırası geldi. Türkiye''de sanat, "sanat sosyetemizin" bu trajik kopmayı, bu ezeli gerçeği, halâ çocuksu bir naiflikle algılamaya yatkın olmasından dolayı güdük ve çelimsiz kalmıştır. Ölüm, başka edebiyat evrenlerinin ana sorunsalıdır; bizim için üzerinde kafa yorulacak birşey değildir. Ancak zaman zaman maruz kalınacak ve geçiştirilecek bir şoktur o...
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.