Hrant Dink, Nihat Genç ve mizah

00:0024/01/2007, Çarşamba
G: 28/08/2019, Çarşamba
Salih Tuna

Hiçbir ağıt yüreğimizin yangınını azaltmaya yetmez. Bu ülkeden (alıp gitmek için değil) en dibine gömülmek için toprak isteyen bir adam gibi adamın, ''toprak kardeşiyle'' kol kola, omuz omuza verdikleri eylemin, şiddeti gittikçe artan yer sarsıntısını hangi ağıt dindirebilir ki!Şu bizim çılgın Türklerin ağızlarına pelesenk ettiği ''dip dalgası'' asıl budur işte. Ülkemiz topraklarının en derinine gömülmek isteyen adamın dip dalgasıdır bu.''Ağır acılı sularla'' yoğrulan bu topraklar nasıl sarsılıyor,

Hiçbir ağıt yüreğimizin yangınını azaltmaya yetmez. Bu ülkeden (alıp gitmek için değil) en dibine gömülmek için toprak isteyen bir adam gibi adamın, ''toprak kardeşiyle'' kol kola, omuz omuza verdikleri eylemin, şiddeti gittikçe artan yer sarsıntısını hangi ağıt dindirebilir ki!

Şu bizim çılgın Türklerin ağızlarına pelesenk ettiği ''dip dalgası'' asıl budur işte. Ülkemiz topraklarının en derinine gömülmek isteyen adamın dip dalgasıdır bu.

''Ağır acılı sularla'' yoğrulan bu topraklar nasıl sarsılıyor, görmüyor musunuz!

Mahkeme kararıyla Türkleri aşağıladığına hükmedilen Hrant Dink, alnına çalınan lekeyle yaşayamayacağını söylüyordu. Bu alçak cinayetin utancıyla ya biz nasıl yaşayacağız? Utancımızı sinemizden söküp atabilecek bir kanun, bir mahkeme kararınız var mı beyler?

İnsanın özgürleşmesini savunmayan her ideoloji, her dava nihayetinde ''ilahlık'' taslıyor demektir. ''Tevhid'', insanın özgürleştirilmesinin ifadesidir. Yani, insanın Allah''la ilişkisini her türlü zorlamadan, dış etkiden bütünüyle arındırmaktır. Özgürlüğü savunan mazlum bir insanın canına kıymak, bir çeşit ''ilahlık'' taslamaktan başka bir şey değildir. (Hrant Dink''in canına kıyanlar, canımıza kıydınız.)

Tuzla Ermeni Çocuk Kampı''na el koyulmasını anlattı, tınmadınız. Bütün arkadaşlarına askerde erbaş rütbesi verilirken, er olarak bırakılmasının ayrımcılığını dillendirdi, duymazlıktan geldiniz. 301. Madde bir zebani gibi yakasına yapıştı, görmediniz. Ama o buğulu gözlü adam vurulup yere yüzükoyun uzanınca, ayakkabılarındaki deliği nasıl da fark ettiniz! Sizi gidi romantik ölüseviciler, sizi!

Halbuki o sizden yüreğinin sızısını görmenizi isterdi, ayakkabılarını değil.

Dink''in anısına saygıyı yansıtması için 301. Maddenin kaldırılmasını istiyorlar. İyi, güzel, kaldırın kaldırmasına da, andavallığınızı nasıl kaldıracaksınız? Her şeyden önce Hrant Dink''in mezkur madde kapsamına girebilecek bir ''suç'' işlemediğini ne zaman anlayacaksınız? Diyelim ki, bir gün bunu da anladınız. Peki, (bilirkişi raporlarına rağmen) mahkumiyet kararı veren mahkemeleri ne yapacaksınız?

Bu ülkede çok ciddi anlama sorunu var. Hrant Dink, kimliğini ''ötekinin'' üzerinden üretmeye çalışan kimi Ermenilerin, ''Türk''ün pis kanı'' söylemine ihtiyacı olduğunu ''humour'' yüklü bir anlatımla kaleme aldığı için, Türklüğü tahkir ve tezyif suçundan 301. Maddeye toslattırılmıştı.

Marguez''in “Kırmızı Pazartesi” romanını çağrıştıran bir atmosfer içinde, an be an yaklaşan cinayetin ayak seslerine rağmen, Dink''e koruma vermemeyi, kendisinin istememesine bağlayanlar mizah yapıyorlar herhalde. Demek ki biz, mizahtan anlamıyoruz, ama ''mizahı'' yapabiliyoruz. Aziz Nesin''in korumalarının yaptığı gibi. (Aziz Nesin, ahir ömründe kendisine tahsis edilen korumaların, yanlışlıkla yaşlı bir komşusunu koruduklarını söylemişti.)

Hrant Dink cinayetine dış bağlantı arayanların mizah yapmadığına inanabilmemiz için, mutlaka, bu cinayetin yol haritası niteliğindeki köşe yazılarını, televizyon programlarını, ceza maddelerini, mahkemeleri, bakan demeçlerini dayandırabilecekleri bir dış mihraktan söz etmeleri gerekiyor.

Ayrıca, bulanık ve sisli havalarda mizahlarını ıkınarak yapmaya çalışan; Irak işgalini, kıytırık televizyonlarında, Amerika bayraklarıyla ve ''tamtam'' çığlıkları eşliğinde karşılayan ''ultraviyole'' liberallerimiz var. Densizliklerini, cibiliyetsizliklerini vaktiyle yüzlerine vuran Nihat Genç''i, internet sitelerinde, Trabzon''daki ''küçük katillerin'' idolü olarak sundular. Sonradan yayından kaldırdıkları haberlerinde, “karakutu.com”un hazırladığı Nihat Genç sitesini de töhmet altında bırakmayı ihmal etmediler.

Her yazısında, bu ülkenin taşından toprağına, Yunusundan Hacı Bektaşına kadar, Anadolu coğrafyası büyüklüğünde kardeşlik türküleri söyleyen Nihat Genç''e çatallı dillerini uzatanlar, Hrant Dink''in katilleri ile (ayrık otları misali) ruh ikizidirler.

“Aynı adamlar, aynı çakallar hem öldürüyorlar, hem de anıtı başında nutuk çekiyorlar,” diyordu Sartre. “Bir ölüyü şana şerefe boğuyorlar ki, bir başkasının yaşamını zehir edebilsinler.”