Şu'ara Suresi peygamber kıssaları
Şu'ara Suresi , Kur'an-ı Kerim'in 26. suresi ve Mekke döneminde indirilmiştir. "Şairler" anlamına gelen Şu'ara, adını surenin sonunda geçen şairlerden alır. 227 ayetten oluşur ve temel olarak peygamberlerin kıssalarını, kavimlerinin onlara karşı gösterdiği gösteriler ve Allah'ın kudretini anlatır. İşte Şu'ara Suresi’nde geçen Hz Musa, Harun, İbrahim, Nuh, Hûd, Salih, Lut ve Şuayb peygamberin kıssaları.
, Kur'an'ın 26. suresidir. Sure, tamamı da 19. cüzde yer alan 227 ayetten oluşur. Sure ismini, 224. ayette geçen ve şairler anlamına gelen “eş-Şu’ara” kelimesinden almıştır. Sure Mekke döneminde indirilmiştir. Şu'ara Suresi’nde Hz Musa, Harun, İbrahim, Nuh, Hûd, Salih, Lut ve Şuayb peygamberin kıssaları anlatılır.
Şu'ara Suresi’nde geçen peygamber kıssaları
Şu'ara Suresi’nde geçen peygamber kıssaları
- Hani rabbin Mûsâ’ya, şöyle seslenmişti: “O zalimler topluluğuna, Firavun’un kavmine git. Onlar (zulümden) hâlâ sakınmayacaklar mı? (Şu'ara Suresi 10-11﴿
- Mûsâ, “Rabbim! Doğrusu beni yalancılıkla suçlamalarından korkuyorum; (Şu'ara Suresi 12﴿
- Göğsüm daralıyor, dilim dolaşıyor; onun için bu elçilik görevini Hârûn’a yükle. (Şu'ara Suresi 13﴿
- Ayrıca ben onlar nezdinde suçluyum; bu yüzden beni öldürmelerinden korkuyorum” dedi. (Şu'ara Suresi 14﴿
- Firavun’a gidin ve deyin ki: “Gerçekten biz, İsrâiloğulları’nı bizimle beraber göndermen için âlemlerin rabbinin elçisiyiz.” (Şu'ara Suresi 16-17﴿
- Makamına vardıklarında Mûsâ’ya) Firavun şöyle dedi: “Biz seni çocukken himayemize alıp büyütmedik mi? Hayatının nice yıllarını aramızda geçirmedin mi? Şu'ara Suresi 18﴿
- Sonunda yapacağını yaptın. Sen nankörün birisin!” Şu'ara Suresi 19﴿
- Mûsâ, “Ben” dedi, “O işi, (sonunun ölüme varacağını) bilmeden yaptım. Şu'ara Suresi 20﴿
- Sizden korkunca da hemen aranızdan kaçtım. Sonra rabbim bana doğru karar vermeyi öğretti ve beni peygamberlerden biri yaptı. (Şu'ara Suresi 21﴿
- Onlara İbrâhim’in öyküsünü de anlat. (Şu'ara Suresi 69﴿
- ﴾70﴿ Hani o, babasına ve kavmine, “Neye tapıyorsunuz?” diye sormuştu.
- ﴾71﴿ “Putlara tapıyoruz ve onlara tapmaya devam edeceğiz” diye cevap verdiler.
- ﴾72﴿ İbrâhim, “Peki ama, dedi, dua ettiğinizde onlar sizi işitiyorlar mı?
- ﴾73﴿ Yahut size fayda veya zarar verebiliyorlar mı?”
- ﴾74﴿ “Hayır ama biz atalarımızı böyle yapar bulduk” dediler.
- ﴾75-76﴿ İbrâhim dedi ki: “İyi de sizin ve önceki atalarınızın neye taptığınızı hiç düşündünüz mü?
- ﴾77﴿ İyi bilin ki âlemlerin rabbi dışında taptıklarınız benim düşmanımdır;
- ﴾78﴿ O, beni yaratan ve bana doğru yolu gösterendir.
- ﴾79﴿ Beni yediren ve içirendir.
- ﴾80﴿ Hastalandığım zaman bana şifa verendir.
- ﴾81﴿ Canımı alacak olan, sonra beni yeniden diriltecek olandır.
- ﴾82﴿ Hesap günü hatalarımı bağışlayacağını umduğum yine O’dur.
- ﴾105﴿ Nûh kavmi de peygamberleri yalancılıkla suçladılar.
- ﴾106﴿ Kardeşleri Nûh onlara şöyle demişti: “İnkârdan sakınmayacak mısınız?
- ﴾107﴿ Bakınız ben, size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.
- ﴾108﴿ Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.
- ﴾109﴿ Bunun için sizden bir karşılık beklemiyorum. Benim ecrimi vermek yalnız âlemlerin rabbine aittir.
- ﴾110﴿ Artık Allah’a isyandan sakının ve bana itaat edin.”
- ﴾111﴿ Şöyle cevap verdiler: “Seni toplumun en aşağı kesiminin izlediğini göre göre sana iman eder miyiz!”
- ﴾112﴿ Nûh dedi ki: “Onların vaktiyle ne yaptıklarını bilmem.
- ﴾113﴿ Onların hesabı ancak rabbime aittir. Düşünseydiniz bunu anlardınız!
- ﴾114﴿ Ben iman etmiş kimseleri kovacak değilim.
- ﴾115﴿ Ben sadece gerçekleri apaçık ortaya koyan bir uyarıcıyım.”
- ﴾116﴿ “Ey Nûh!” dediler, “Bu işten vazgeçmezsen, kesinlikle sen de taşlanacaksın!”
- ﴾117﴿ Nûh, “Rabbim!” dedi, “Kavmim beni yalancılıkla suçluyor.
- ﴾118﴿ Artık benimle onların arasındaki durumu sen hükmünle açıklığa kavuştur, beni ve beraberimdeki müminleri kurtar!”
- ﴾119﴿ Bunun üzerine biz onu ve beraberindekileri, o her şeyle dopdolu geminin içinde kurtardık.
- ﴾120﴿ Sonra geri kalanları da sulara gömdük.
- ﴾121﴿ Doğrusu anlayanlar için bu kıssada büyük bir ders vardır; ama çokları iman etmezler.
- ﴾122﴿ Şüphesiz rabbin, işte O, mutlak güçlüdür, engin merhamet sahibidir.
- ﴾123﴿ Âd kavmi de peygamberleri yalancılıkla suçladılar.
- ﴾124﴿ Kardeşleri Hûd onlara şöyle demişti: “Allah’a karşı gelmekten sakınmıyor musunuz?
- ﴾125﴿ Ben, size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.
- ﴾141﴿ Semûd kavmi de peygamberleri yalancılıkla suçladı.
- ﴾142﴿ Kardeşleri Sâlih onlara şöyle demişti: “Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?
- ﴾143﴿ Bakınız, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.
- ﴾144﴿ Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.
- ﴾155-156﴿ Sâlih, “İşte (mûcize) bu dişi devedir; onun bir su içme hakkı vardır, belli bir günün içme hakkı da sizindir; sakın ona bir kötülük yapmayın, yoksa büyük bir günün azabı yakanıza yapışır” dedi.
- ﴾157-158﴿ Buna rağmen onlar deveyi kestiler, ama yaptıklarına pişman oldular; çünkü onları azap yakaladı. Doğrusu bunda büyük bir ders vardır ama çokları iman etmezler.
- ﴾159﴿ Şüphesiz rabbin, işte O, mutlak güç ve engin merhamet sahibidir.
- ﴾160﴿ Lût kavmi de peygamberleri yalancılıkla suçladı.
- ﴾161﴿ Kardeşleri Lût onlara şöyle demişti: “Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?
- ﴾162﴿ Bilin ki ben, size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.
- ﴾163﴿ Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.
- ﴾164﴿ Bunun için sizden karşılık beklemiyorum. Benim ecrimi vermek yalnız âlemlerin rabbine aittir.
- ﴾165-166﴿ Rabbinizin sizler için yarattığı eşlerinizi bırakıp da insanlar arasından erkeklerle mi beraber oluyorsunuz? Doğrusu siz haddini aşan bir kavimsiniz!”
- ﴾167﴿ “Ey Lût!” dediler, “Bu tutumundan vazgeçmezsen iyi bil ki sen de kovulacaksın!”
- ﴾168﴿ Lût, “Doğrusu ben bu yaptığınızdan dolayı sizden nefret ediyorum” dedi.
- ﴾169﴿ “Rabbim! Beni ve ailemi, bunların yapmakta olduklarının vebalinden kurtar” diye dua etti.
- ﴾170-171﴿ Bunun üzerine geride kalanlar arasındaki yaşlı kadın müstesna, onu ve bütün ailesini kurtardık.
- ﴾172﴿ Sonra diğerlerini helâk ettik.
- ﴾173﴿ Üzerlerine de görülmemiş bir yağmur yağdırdık, sonunda önceden uyarılmış olanların yağmuru korkunç oldu.
- ﴾174﴿ Elbet bunda büyük bir ibret vardır; fakat çokları iman etmezler.
- 176﴿ Eyke halkı da peygamberleri yalancılıkla suçladı.
- ﴾177﴿ Şuayb onlara şöyle demişti: “Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?
- ﴾178﴿ Bakınız ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.
- ﴾179﴿ Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.
- ﴾180﴿ Bunun için sizden bir karşılık beklemiyorum. Benim ecrimi vermek yalnız âlemlerin rabbine aittir.
- ﴾181﴿ Ölçüyü tam tutun, eksik verenlerden olmayın.
- ﴾182﴿ Doğru terazi ile tartın.
- ﴾183﴿ İnsanların hakkı olan şeyleri kısmayın, bozgunculuk yaparak yeryüzünde karışıklık çıkarmayın.
- ﴾184﴿ Sizi ve önceki nesilleri yaratana saygılı olun.”
- ﴾185﴿ Şöyle cevap verdiler: “Sen, gerçekten büyü yapılmış birisin!
- ﴾186﴿ Sen de sadece bizim gibi bir beşersin. Biz senin kuşkusuz yalancılardan biri olduğuna inanıyoruz.
- ﴾187﴿ Eğer doğru sözlü isen, haydi üstümüze gökten azap yağdır.”
- ﴾188﴿ Şuayb, “Yaptıklarınızı en iyi bilen rabbimdir” dedi.
- ﴾189﴿ Onu yalancılıkla suçladılar, derken gölge gününün azabı üzerlerine çöküverdi. O gerçekten büyük bir günün azabıydı!
#Şu'ara Suresi
#peygamber kıssaları
#Musa
#Harun
#İbrahim
#Nuh
#Hûd
#Salih
#Lut