Esası Faizsiz Konut Sistemi olan Tasarruf Finansman Şirketleri ile ilgili kanun teklifi TBMM Sanayi ve Ticaret Komisyonu’nda kabul edilerek, onaylanmak üzere Meclis Genel Kurulu’na gönderildi. Genelde komisyonlarda şekillenen bu tip kanun teklifleri Genel Kurul’da pek bir değişikliğe uğramadan kabul veya ret edilir. Teklif hükümet cenahından geldiği içinde muhtemelen bu hafta Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilecektir. Geçen hafta da yine bu köşede yazmıştım. Bu şirketlerin yasal bir statüye kavuşmaları
Esası Faizsiz Konut Sistemi olan Tasarruf Finansman Şirketleri ile ilgili kanun teklifi TBMM Sanayi ve Ticaret Komisyonu’nda kabul edilerek, onaylanmak üzere Meclis Genel Kurulu’na gönderildi. Genelde komisyonlarda şekillenen bu tip kanun teklifleri Genel Kurul’da pek bir değişikliğe uğramadan kabul veya ret edilir. Teklif hükümet cenahından geldiği içinde muhtemelen bu hafta Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilecektir. Geçen hafta da yine bu köşede yazmıştım. Bu şirketlerin yasal bir statüye kavuşmaları çok önemliydi. Yapılan düzenlemenin çerçevesinin daha geniş tutularak oluşabilecek riskleri bertaraf etmesi ise daha önemliydi.
Kanun teklifi görüşülürken, komisyona BDDK’nın verilerine göre sektörün %95’ini oluşturan 7 şirket temsilcisi davet edildi. Bu şirketlerin komisyona çağrılıp orada sorunlarının dinlenmesi, görüşlerini ve taleplerini iletmeleri kanunun kapsamlı bir şekilde çıkması açısından iyi oldu.
Sektör temsilcileri özellikle küçük firmaların sektöre zarar vermemesi adına, işini doğru yapan firmaların güvence altına alındığı bu düzenlemeyi olumlu bulduklarını ifade ettiler. Finans sektöründe yaşanmış bazı acı tecrübelerin burada da yaşanmasını arzu etmediklerini ve çıkacak yasanın sektör için artık bir ihtiyaç olduğunu belirttiler. Böylece sektörün yasal zemine kavuşup belirsizliğin bitirilmesiyle, hali hazırda sistemde ev ve araba almak için bekleyen 250 bin kişinin milyonları bulabileceğini belirttiler. Öyle ki 5 yıl içinde konut pazarından aldıkları payı %5’lerden %20’ye çıkarabileceklerini aktardılar.
Ancak, sektör temsilcileri çıkacak yasanın sistemin faizsiz esaslara dayalı ve kendine özgü yapısının, işleyişinin ve felsefesinin korunması gerektiğine de vurgu yaptılar. Sistemin otuz yıldır herhangi bir devlet güvencesi altında olmadan, kendini bir şekilde idame ederek bu zamana kadar gelen güçlü, tamamlayıcı bir finansman modeli olduğunu belirttiler. Bu amaçla da komisyona bazı taleplerini ilettiler.
Komisyona çağrılan firmaların anlattıklarından öne çıkan önemli bir konu, bu sistemin konut ve taşıt dışında diğer alanlarda da geliştirilebileceği konusu. Yani bir KOBİ’nin iş makinasını almada da geliştirilebileceğini ifade ettiler.
Dolayısıyla şirket temsilcilerine göre yardımlaşma modeli sandığı, önü açık bir kontrol sistemiyle yürütüldüğünde finansmana ulaşma sıkıntısı yaşanan piyasalarda çok ciddi bir dayanışma ve yardımlaşma fırsatı oluşturacaktır. Sistemin devamlılığı ve sürekliliği için tasarruf sahiplerine, her türlü meşru ihtiyacın tasarruf finansman sistemi ile elde edilmesine izin verilmesini talep ettiler. Ancak, kanun teklifinde sadece konut ve taşıt alımının finansmanı için yapılması uygun görüldü.
Şirketlerin diğer önemli bir talepleri ise, Tasarruf Finansman Şirketleri’nin tasfiyesinin genel hükümlere göre yapılması. Çünkü, tasarruf finansman sisteminde hiçbir devlet güvencesi olmadığı kanun teklifinde açıkça yazıldı. Bu firmalar da haklı olarak, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) hem devlet güvencesi sağlamadığı hem de hak sahipleri ile muhatap dahi olmadığı bir sistemde, TMSF tasfiye hükümlerinin uygulanmasının doğru olmayacağını ifade ettiler.
Aslında, Tasarruf Finansman Şirketleri fon toplayacak ama toplanan fonların bir sigortası yok. Burada bu fonların da TMSF bünyesinde sigorta kapsamına alınması vatandaşın parasını güvence altına almak açısından gerekli idi. Ancak kabul edilen kanun teklifinde sigorta kapsam dışı bırakıldı.
Diğer taraftan komisyona bilgi veren bu şirketlerin toplanan paraların bir havuzda birikmesi olayını yeterince açıklayamamaları, bu sistemin bu yönüyle bir zafiyetinin olduğunu gösteriyor. Yine bu paraların nemalandırılması konusunda da yeterince tatmin edici açıklama yapamadılar.
Kanuna hem havuza gelen paraların sigortalanması hem nemalandırılması konusunun koyulması, sektör temsilcilerinin itirazına rağmen önemli olacaktır.
Ayrıca, şirketler organizasyon ücreti olarak sisteme para yatıran kişilerden %7 oranında sisteme giriş masrafı alıyorlar. Kanun teklifinde ise %5 ile %15 arası bir oran belirlendi. Bu oran çok yüksek bir komisyon. Bence bu oranın yüksekliği de daha fazla firmanın sisteme girmesini özendirmiş olacak.
Eksiğiyle fazlasıyla her şeye rağmen bu yasanın çıkması önemli. Bugüne kadar Türk Ticaret Kanunu’na göre yürütülen bu sistemin kendine özgü bir yasaya kavuşması, piyasanın standardize ve disipline edilmesi açısından çok yerinde olacaktır.