2020 yılının sonuna doğru ekonomi yönetiminde yapılan değişiklikle birlikte Cumhurbaşkanımız, pandemi sonrası oluşacak olumlu küresel ticaret ve ekonomi atmosferinden Türkiye’nin daha fazla pay alabilmesi için hem hukuk alanında hem de ekonomi alanında yeni reformlardan bahsederek bunların en kısa sürede açıklanacağını ifade etmişti. Cumhurbaşkanımız cuma günü Haliç Kongre Merkezi’nde yaptığı sunumla hukuk reformundan sonra yeni ekonomi reform paketini de açıkladı. Paketin hukuk reform paketi gibi
2020 yılının sonuna doğru ekonomi yönetiminde yapılan değişiklikle birlikte Cumhurbaşkanımız, pandemi sonrası oluşacak olumlu küresel ticaret ve ekonomi atmosferinden Türkiye’nin daha fazla pay alabilmesi için hem hukuk alanında hem de ekonomi alanında yeni reformlardan bahsederek bunların en kısa sürede açıklanacağını ifade etmişti. Cumhurbaşkanımız cuma günü Haliç Kongre Merkezi’nde yaptığı sunumla hukuk reformundan sonra yeni ekonomi reform paketini de açıkladı. Paketin hukuk reform paketi gibi neden Ankara değil de İstanbul’da açıklandığı ise ilk merak edilen konu oldu. Bence bunun en öncelikli nedeni 2023 yılında oluşacak İstanbul Finans Merkezi’ne vurgu yapmak ve daha da güçlendirmek. Diğer bir sebep ise, iş dünyasından geniş bir katılımla birlikte açıklanmasının paketteki etkinliği artıracağı düşüncesi. Pakette neler olduğuna şöyle bir bakacak olursak;
Öncelikle hazırlanan bu reform paketi, geçmişten bu yana gelen talepleri içermesinden dolayı iş dünyasında oldukça tatminkâr bir hava oluşturdu.
Bana göre reformların en önemli mottosu ise, Cumhurbaşkanımızın üzerine basa basa söylediği yatırım, üretim, istihdam ve ihracat. Reel ekonomiyi daha da güçlendirerek, ithal girdi kullanımını azaltmış, yerli ve milli bir ekonomi hedefi. Bu konuların yeni politikalarla daha güçlü bir şekilde hayata geçmesi iş dünyamızın küresel ticarette önünü açarak Türkiye’yi ekonomi ve ticarette geleceğe taşıyacaktır.
Reform paketi, makroekonomik politikalar ve yasal politikalar olmak üzere iki temel üzerinde ve on amacı gerçekleştirmek üzere hazırlanmış. Makroekonomik politikalar; kamu maliyesi, fiyat istikrarının sağlanması, finansal sektör, cari açık, istihdamın desteklenmesinden oluşmakta. Yapısal politikalar ise; kurumsal yönetişim, yatırımların teşvik edilmesi, iç ticaretin kolaylaştırılması, rekabet, piyasa gözetimi ve denetimi gibi konuları kapsamakta.
Pakette en çok öne çıkan madde, dar gelirli esnafımıza sağlanan vergi muafiyeti ve beyan yükümlülüğünün kaldırılması. İlave istihdam sağlayan firmaların 100 bin lira kredi kullanabilecek olmalarıyla, 850 bin esnafın ve KOBİ’lerin iş hacminde çok ciddi bir artış sağlanacaktır. Cari açıkla mücadele için ihracatın tabana yayılmasını sağlayarak, potansiyeli olup hiç ihracat yapmamış KOBİ’ler ihracata teşvik edilecek.
Yine iş dünyasını çok yakından ilgilendiren bir başka konu, yatırım teşvik ve vergi politikalarının sadeleştirilmesi ile öngörülebilirliğini artıran adımların atılması. Ekonomide reform adımlarıyla sanayicilere kolaylık sağlanması, sanayide kapasite artışı sağlayacak ve rekabet gücümüzü bir üst basamağa taşıyacak. Bu amaçla kurumsal yapının güçlendirilmesi, dış dengenin ve büyümenin sürdürülebilirliği için teşvikler ve rekabet ortamını güçlendiren adımlar atılacak. Özellikle Kredi Garanti Fonu teminatıyla 5. ve 6. bölgelerde yapılacak imalata dayalı ithal girdi kullanımının azaltılmasını sağlayan ve ihracatı önceleyen, katma değeri yüksek yatırımlara uzun vadeli cazip kredi destekleri verilecek. İş dünyası açısından bu reformlara yönelik uygulama sürecinin hızlandırılması, iş insanlarını ülke ekonomisini kalkındırmak için daha da ileriye taşıyacak ve firmaların küresel rekabet gücünü daha da artıracaktır.
Bankacılık sektörünün aktif kalitesini daha da iyileştirmek için bazı tedbirler de bu paketin içerisinde. Katılım finans sektörünün gelişimini hızlandıracak tek bir kanuni düzenleme ile katılım finans sektörü tek çatı altında toplanacak. Bununla beraber uluslararası standartlarda bir katılım finans tahkim mekanizması da kurulacak. Dijital paranın ekonomik, teknolojik ve hukuki altyapısını oluşturacak adımlar atılacak.
Ülkemizde tasarruf açığının azaltılması için bireysel emeklilik sistemi çok daha geniş kesimlere yaygınlaştırılacak. Nüfusumuzun %25’ini oluşturan 18 yaş altındaki çocuklarımızın sisteme girebilmesinin önündeki engeller kaldırılıyor. Yine, yıllardır çözüm bekleyen sandık, vakıf ve dernek gibi kuruluşlardaki emeklilik birikimlerinin, 2023 sonuna kadar bireysel emeklilik sistemine aktarımı sağlanmış olacak.
Sonuç olarak Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ve ilgili tüm kurumlarımızın çabalarıyla hazırlanan bu ekonomi paketi, pandemi sonrası küresel toparlanma döneminde Türkiye’nin hedeflerini gerçekleştirmek üzere somut ve çözüm odaklı politikalar içeriyor. Yatırımın, üretimin, ihracatın ve istihdamın teşvik edilmesini ortaya koyan bu kapsamlı reformlar, ekonomideki gerçekler ışığında tutarlı ve bir bütünlük içinde hazırlanmış.